KILIÇDAROĞLU PUSULA’YA KONUŞTU

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu parti genel merkezinde Pusula’nın sorularını yanıtladı. Türkiye’de gündemi değerlendiren Kılıçdaroğlu Doğu’ya yönelik projelerini Pusula Gazetesi Genel Koordinatörü Sevda Güneş’e anlattı.

30 Ekim 2012 Salı 10:22
KILIÇDAROĞLU PUSULA’YA KONUŞTU

SORU: Türkiye son yıllarda ciddi sıkıntılı süreçlerden geçiyor, bir yanda Terör öbür yanda Suriye. CHP bu konulara yeterince eğiliyor mu?

KILIÇDAROĞLU:  Öncelikle Pusula Gazetesi aracılığıyla Erzurumluların, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki hemşehrilerime selam ve sevgilerimi sunuyorum. Pusula Gazetesi'nin bölgedeki etkinliğinin artarak devam etmesini temenni ediyorum. Sorunuza gelecek olursak; CHP sorunların çözümü konusunda en hazırlıklı ve her sorunun çözümü için projesi olan tek partidir. Yıllardır başımızın belası olan terör sorununun sona erdirilmesi, anaların gözyaşının dindirilmesi için hem en büyük çabayı gösteren, hem de hükümet ve TBMM'ye en somut çözüm önerilerini sunan, bunu kamuoyu ile paylaşan tek parti CHP'dir. Bu konuyla ilgili olarak, terör sorununun bir çözüme kavuşturulması ve sonlandırılması için bizzat ben Başbakan Erdoğan'ı ziyaret ettim. Kendisine önerilerimizi ilettim. Diğer muhalefet partisi MHP'yi de, Meclis'te temsil edilen bütün partileri de yanımıza alarak hep birlikte bu işi sona erdirelim dedim. Her sorunun çözüm yeri nasıl TBMM ise, bu sorunun asli muhatabının da çözüm yerinin de TBMM olduğu gerçeği ile meclisi harekete geçirelim dedim. Bu sorun tek tek partilerin çözebileceğili bir sorun değildir, çözüm için toplumsal mutabakat lazımdır dedim ama Sayın Başbakan bu önerilerimizi dikkate almadı. sorunun çözümü için gerekli ilgiyi ve samimiyeti göstermedi. Sebebi de çok açık. Çünkü, Başbakan ve AKP'nin bu konuda kafası karışık. Önce açılım yaptılar, Habur'da özel mahkemeler kurdurdular,davullar zurnalar çaldırdılar Sonra Oslo'da görüştüler. Görüştüklerini inkar ettiler. Böyle bir görüşme var denilince, en ağır hakaretleri yaptılar, görüşen şerefsizdir dediler. Ama, yalancının mumu yatsıya kadar yandı ve gerçekler ortaya çıktı. Başbakan sonunda, evet görüştük dedi. Peki şmdi sormak gerekmez mi? Ey Başbakan, sen görüşen şerefsizdir diyordun, şimdi ne oldu? Millet şerefsiz kim diye soruyor, hadi bunun cevabını ver. Şimdiyse yeniden Öcalan'la görüşürüz diyor. Yani Başbakan aklına esince güvercin, aklına esince şahin oluyor ama devlet ile ilgili kurumları birbirine karıştırıyor. Aklı karşık, samimi olmadığı gibi işi gücü kurnazlık. PKK ile görüşmeleri yaparken istedikleri şeylerden biri her seçim öncesi ateşkes. Seçim öncesi ateşkes olsun AKP seçimi kazansın sonra ne olursa olsun. Bu mantıkla, bu politikayla, bu tutarsızlıkla terör sorunu çözülmez. AKP çözemez. Suriye meselesi de hükümetin ne kadar kafa karışıklığı içerisinde olduğunu gösteriyor. Kraldan çok kralcı oldular ve hiç sebep yokken durduk yere Türkiye'nin bir düşmana sahip olmasına neden oldular. Dış güçlerin itelemesi ile Suriye'ye karşı cephe aldılar. Oysa, kısa bir süre önce Başbakan Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Esad ve Erdoğan ile Esad aileleri birlikte Bodrum'da tatil yapıyordu. Birlikte Fenerbahçe maçını izliyorlardı. Ortak bakanlar kurulu topluyorlardı. Esad'a "kardeşim, dostum" diyordu. Ne oldu peki sonra? Esad o zaman diktatör değildi de sonradan mı oldu? Hayır. Esad o zamanda diktatördü şimdi de diktatör. Ama o zaman ABD, dışgüçler Esad'a vur dememişti. Erdoğan'da vurmamıştı.Şimdi vur diyorlar, o da vuruyor. Mesele bu. O nedenle, Türkiye'nin Suriye politikası tam bir rezalettir. Skandaldır. Beceriksiz, çapsız bir dışişleri bakanının fantezileri yüzünden Türkiye, büyük sıkıntılar ile karşı karşıyadır. Sıfır sorun, sorunsuz dış politika diye ortaya çıkan AKP, bugün Suriye ile kavgalı. Rusya ile kavgalı. İran ile kavgalı. Irak ve Yunanistan ile kavgalı. Kavgalı olmadığımız komşumuz kalmadı. Sıfır sorun dediler,sıfır komşuya düştük.

 

SORU: Sürekli Başbakanla üst perdeden tartışıyorsunuz. Ciddi iddialar ortaya atıyorsunuz. Mesela Hatay’daki Kamp gibi. Ama sonunu getiremiyorsunuz.Bu kampla ilgili elinizde bir belge var mı?

 

KILIÇDAROĞLU: Biz bir iddiayı ortaya atmadan önce kılı kırk yarıyor, üçbeş yerden çek ediyoruz. O nedenle İddialarımızın sonunu getiremediğimizi öne sürmek, AKP'nin yarattığı algıyı yansıtmak, o algıya teslim olmaktır. O kamp ile ilgili çok net belge ve bilgivar. En net belge ise CHP milletvekillerinin o kampa alınmamasıdır. Düşünebiliyor musunuz. Y

 

SORU: Türkiye’nin Suriye politikasını başından beri eleştiriyorsunuz. Bu tavrınızı teskere oylamasında da ortaya koydunuz. Halk endişeli bir bekleyiş içinde. Eğer Türkiye Suriye ile böyle savaşa girerse ülkede neler yaşanır?

 

KILIÇDAROĞLU: Ben şimdilik böyle bir savaş ihtimalini görmüyorum. Aklı selimin galip geleceğine inanıyorum. Biz savaş istemiyoruz. Halk savaş istemiyor. Çocuklarımızın Arap topraklarında yaşamını yitirmesini istemiyoruz.Müslümanın müslümanı öldürmesini, o toprakları yabancılarla birlikte işgal etmesini istemiyoruz. Halkımız hala Yemen şehitlerimiz için türkü söylüyorlar. Bizim olmayan bir mesele yüzünden evlatlarımızın göz göre göre ölüme gönderilmesine asla izin vermemeliyiz. Bu nedenle de biz savaş tezkeresine hayır dedik.

 

SORU: 2013 ya da 2014 yılında Türkiye’de yerel seçimler olacak. Son seçimlerdeki haritayı hatırlarsak CHP yine sahil şeridinde mi var olacak? Nasıl bir seçim çalışması yapacaksınız?

 

KILIÇDAROĞLU: O fotoğraftan çok daha iyi bir fotoğraf göreceksiniz. Sivas'ın ötesine gidemiyor denilen CHP 81 il'de köye mezraya kadar gidiyor. Köy köy gezeceğiz. Halka gidip gerçekleri anlatacağız. Sosyal demokrat, şeffaf belediyeciliği, ranta dayalı olmayan halka dayalı olan ve halka hizmeti esas alan belediyeciliği tüm yurttaşlarımıza anlatacağız. Buna AKP'nin yalana talana dayalı şehirciliğini de erklerseniz CHP'nin çok iyi sonuçlar alabileciğini görürsünüz.

 

SORU: AKP’nin daha doğrusu Başbakan'ın ısrarla istediği iller var. İzmir, Tunceli,Van,Diyarbakır gibi. İzmir CHP’nin kalesi konumunda bir il. Siz nereleri istiyorsunuz?

 

KILIÇDAROĞLU: Biz Başbakan gibi ayrımcı politika yapmıyoruz, il ilçe belde ayırımıyla, tercihi ile hiçbir yerleşim birimini ötekileştirmiyoruz.81 İl bizim için aynı. Hepsi bir ve her biri diğeri kadar önemli. Biz bütün illeri istiyor ve Türkiye'de iktidar olmaya çalışıyoruz.

 

SORU: Doğu Anadolu Bölgesi, siyasiler tarafından hep göz ardı edildi. Mesela Erzurum, Doğu'nun kalkınmada öncelikli iller arasında birinci derecede yer alması gerekirken, hala Batı'daki illerle aynı vergiyi ödüyor. Partiniz bu konuya nasıl bakıyor?

 

KILIÇDAROĞLU: Erzurum dahil bütün doğu illerimiz ekonomik ve sosyal açıdan geriye gidiyor. Erzurum ekonomisinin kamu yatırımları ile ayakta durduğunu biliyorum. Bu yatırımlara ayrılan kaynakların önemli bir kısmı dışarıdan gelen şirketlere aktarılıyor. Yani Erzurumlu bu yatırımlarından yeterince pay alamıyor. Başta kış olimpiyatlarına aktarılan 1 Milyar Dolar olmak üzere, yapılan kamu yatırımlarından da Erzurum esnafının, tüccarının yararlanamadığı bir gerçektir. Açılan yeni AVM'ler ve büyük marketler Erzurum esnafının belini kırmış durumda. Üniversite ve dışarıdan gelen kamu görevlileri de olmasa Erzurum ekonomisi tamamıyla duracak. Oysa Erzurum'un, Doğu Bölgesinin üretim ve lojistik üssü olması gerekiyor.

 

Bu amaçla;

 

- Alt yapı yatırımları bir an önce tamamlanmalıdır.

 

- Erzurum'u Karadeniz limanlarına bağlayacak otoyol projesi

öncelikle ele alınarak tamamlanmalı ve ticaretin canlanması

sağlanmalıdır.

 

- Erzurum gibi doğu illerimizde kurulacak şirketlerden en az

beş yıl süreyle vergi ve sigorta primi alınmamalıdır.

 

- Enerji giderlerinin en az yarısı devlet tarafından karşılanmalıdır.

 

- Tarımda kooperatifleşme modeliyle kırsal alanda kümelenme

yatırımları desteklenmelidir.

 

- Ziraat Bankası ve Halk Bankası belirli bir süre geri

ödemesiz ve faizsiz kredilerini İstanbul'daki büyük Şirketlere değil

Doğu illerimizdeki esnaf ve tacirlere aktarmalıdır.

 

Böylece Erzurumlular yerlerinde, Erzurum'da zenginleştirilmeli ve

büyük şehirlere göç durdurulmalıdır.

 

SORU: Memleketiniz Tunceli. Sizde Doğulu'sunuz. Ama CHP yerel yönetimlerde ve milletvekilliğinde Doğu Anadolu Bölgesi'nde çok zayıf. Mesela Erzurum'da ve Iğdır’da bugüne kadar bir vekil dahi çıkaramamış bunu nasıl yorumluyorsunuz?

 

KILIÇDAROĞLU: Evet, ne yazık ki, Erzurum'dan geçmişte çıkardığımız halde son yıllarda Milletvekili çıkaramıyoruz. Bunda iktidarın siyasi, dini istismarı ile, inanç temeli üzeride sürdürdüğü çok tehlikeli bir kamplaşmanın payı var. Bunda 12 Eylül karanlık döneminin de payı var. Ama bütün bunlara bir sünger çekeceğiz. Çünkü, Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nin başarısızlığı ortada. Erzurum'da içilecek su yok. Şehrin tarihi ve kültürel dokusu yok edilmiş. Yerel hizmetlerde yolsuzluklar almış başını yürümüş. Üretim ve sanayi durma noktasına gelmiş durumda. Erzurumlu tacirler ve esnaflar büyük şirketler karşısında kaderlerine terk edilmiş bulunuyor. Erzurum sürekli göç veriyor. Bütün bunlar TBMM'ye yansımıyor, konuşulmuyor. Dahası başarısızlıkların üstü örtülüyor, gizleniyor. Öte yandan, biz Erzurum Milletvekilimiz olmamasına rağmen bütün Milletvekillerimiz Erzurum'un da Milletvekilidir anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Erzurum ile ilgili olarak görevlendirdiğimiz milletvekillerimiz Erzurum'u, o yörenin sorunlarını dikkatle izliyor, takip ediyor ve bana raporlar veriyorlar.Sadece Erzurum la sınırlı kalmıyor bu çalışma vekilimizin olmadığı tüm Doğu illerinden sorumlu vekillerimiz var. CHP grubu olarak biz de Meclis dahil olmak üzere her platforma bu sorunların çözümü için çaba harcıyoruz. Ancak, takdir edersiniz ki, Doğu da yeteri kadar Milletvekilimiz olmaması bu mücadeleyi zora sokuyor.

Bu durum karşılıklı bir kayba yol açıyor. Hem Erzurum'lu, hem CHP kaybediyor. Bu kayba son vereceğiz. Tehlikeli kamplaşmanın kutuplaşmanın yaratacağı sorunları Erzurumlu kardeşlerimize daha çok anlatacağız. Tarihi bir ünü bulunan dadaşlar bizi anlayacaktır. Biz Doğu’yu  TBMM'de temsil edeceğiz, Erzurum’da Muş’un da sorunlarını CHP ile daha kolay çözecek. Ben Doğu, insanını ülkesini seven her hemşehrimi CHP saflarında aktif siyaset yapmaya çağırıyorum. Bizim kapımız her Erzurumluya her Vanlı’ya Her Kars’lı ya açık, onların başımız üstünde yeri var,onların kapıları da bize açık olsun. Bu vesileyle bir kez daha herkese sağlık, huzur ve mutluluk dileklerimle sevgilerimi, saygılarımı sunuyor, bayramlarını kutluyorum.
abancı gazeteciler giriyor, yabancı gözlemciler o kampa giriyor, ajanlar zaten oralarda cirit atıyor ama halkın oylarıyla seçilmiş, milletin temsilcileri bu kampa alınmıyor. Neden? Alınmama gerekçesi nedir? Milletten neyi saklıyorlar? Bu korku nedir? Bu soruların cevabı milletvekilleri kampa alınmadan hemen sonra ortaya çıktı. Çünkü, o kampta askeri kişiler kalıyor, askeri eğitim veriliyor ve gidip Suriye'de silah sıkıp, füze atıp geri geliyorlardı. Bununla ilgili fotoğraflar dünya basınında yer aldı. Bundan daha açık belge ne olabilir ki?

Editör

Son Güncelleme: 30.10.2012 11:07
Anahtar Kelimeler:
Kemal Kılıçdaroğlu
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.