Kurban Heyecanı bastı, Kimini Allah için Kimini Para için! Çocukluğumda kurban bayramının özel bir yeri ve bambaşka bir heyecanı vardı.

Kurban pazarları açıldığında, kurban pazarından çıkmazdım, kurbanımız alındıktan sonra da yanından ayrılmazdım, hatta o kadar ileri gitmiştim ki; izin verseydiler geceyi kurbanın yanında geçirirdim. Kurbanın kesilişi, parçalanması ve dağıtılması esnasında hep rol almışımdır.

Yaş kemale erdikçe bazı heyecanlar azalıyor, hele gurbet de olunca bayramlarda kapınızın zili artık çalmıyor, eşiğinizde bu sefer bir hüzün yerini alıyor! Bayramlara tatil anlayışı eklendi, eş dost- akraba ziyareti zahmetli ve ağır gelmeye başladı. Oysa Allah geliştirilmesi gereken ilişkilerin geliştirilmesini emrediyor. İnsanlardan uzak kaçamazsınız, İlahi emre göre! Bu inananlar için elbette böyledir!

Bazılarına çat kapı yapmamak için telefon açılıyor, ne yazık ki bir kısım insanlar da mazeret belirterek bayram ziyaretçisi kabul etmiyorlar!

Kurban farz bir ibadettir! Kuranda “kes” emrine kimileri vacip, kimileri başka anlamlar yüklese de Kuran’ı kendi dilim Türkçe okuyorum ve farz diye anlıyorum. Bu beni ilgilendiren bir düşünce, isteyen istediği gibi düşünebilir ve davranabilir ki; herkes kendi okuduğu ve anladığından Allah’a karşı sorumludur!

Gelelim şimdiki kurban heyecanına!

Efendim, kurban bayramı yaklaştıkça birtakım insanlar, cemaatler, vakıflar, tarikatları bir heyecan basıyor, bir heyecan ve telaş basıyor ki; inanamazsınız! Sosyal medyada, işlek caddelerde stant kurarak, büyük afişlerle, radyo reklamları, el broşürleriyle Afrika’ya, Arakan’a, Gazze’ye ve daha birçok ülke için kurban parası topluyorlar! Fiyatlar da ülkemize göre gayet uygun, görünüyor! Tabii ki ben niyetlerini bilemem, Allah bilir!

Eğer komisyonla bu işi yapıyorlarsa, bunu kurban alanın bilmesi gerekir! Eğer yerine ulaşmayacaksa veya bu iş sadece para kazanmak amaçlı ise de bunun vebalinin altından kimse kalkamaz, eğer ki umursuyorlarsa! Kılık kıyafetleri, saç, sakal ve cübbelerini referans almayım!

Kurban size farz ise; hiç yapamazsanız bile kurban pazarına giderek, bir kurban alarak, ehli birisine kestirebilir, eti taşıyamazsanız orada hepsini dağıtabilirsiniz. Hiç olmazsa, kesildiğinden emin olursunuz, kandırılmamış olursunuz ve ısmarlama ibadet yapmamış olursunuz. İçiniz de rahat eder! Veya marketlere verirsiniz, belli kiloda et alırsınız, market de sakatatlarını ve diğer artıklarını satar, maliyetsiz para kazanır!

Kurbanı yanınızda kestirin ve emin olun; derim!

Kurban kimlere dağıtılmalı, kimlere öylece verilmeli!

Tarafsız yayın yapan kanallarda izliyoruz; mahalle pazarları akşam kapanmaya yakın birçok insanımız buralardan artık toplamaya gidiyorlar! Birçok asgari ücretli ve açlık sınırı altında maaş alan emeklilerin et yeme ihtimalleri sıfır! Açlık gelirinin altında maaşı olan milyonlarca insana sahip bir ülkede yaşıyoruz!

Zaten evi kira olan emekli veya asgari ücretlinin nasıl geçindiğinin birçok yönden araştırılması ve sosyolojik açıdan yaşanan çöküntünün boyutlarına devletin acil çare bulması gerekiyor!

Kendisi aç olan insan, başkasını pek düşünemez!

Kendisi tok olan insan da aç olan için empati yapmıyor!

Kendi insanını, vatandaşının açlık sınırının altında kaldığını görmeden, aç bırakıp başka diyarların insanlarına kurban eti yetiştirmek için çırpınan bütün dernek, vakıf, kurum, kuruluş, devlet kurumlarını (Diyanet) vicdanlı, merhametli, gerçekçi olmaya davet ediyorum!