Ego; ben demek! Kendini aşırı önemseme, kendini kutsama, kendine tapınma anlamına geliyor. Benlik! Kendi dışında olan insanları kendinden değersiz görme durumu.
Kendi yemediği şeyleri başkalarına ikram(!) etmek alışkanlığı. Kendi yemediği, giymediği şeyleri fakir fukaraya hayır için(!) dağıtanlar vardır ya, işte onlar benlik sahibidirler. Bir de “ağanın sözü üstüne söz olmaz” kabilinden dediğim dedikçi kişiler!
Ego sahiplerinin her bildiği doğru(!) ve her bilmediği düşmanıdır!
Mızrak çuvala sığmaz halk arasında kullanılan bu tabiri ben “fikir insanın beynine sığmaz diye yorumlarım! Sığmamalı! Fikirler beyinde tutulmamalı, fikirler beyan edilmeli, tartışılmalı! Doğruya ulaşılmanın yolu bilgi, akıl, tecrübeler potasında ve çoğulculukla olur!
İnsan egosu fikirleri beyan etmede mütevazi değildir. Hiçbir fikri kabul etmez ego sahipleri. Fikirleri tartışmaya açık değildir.
“Sözün kanatları var kuş gibi ince ince, Dünyada söz olmasa, neye gerek düşünce” Nizami-i Gencevi 12 yüzyılda seslenmiş, biz, 21. YY ’da o çizgiyi aşmalıydık! Aşamadık! Düşünceni söylemiyorsan, söyleyemiyorsan, düşünmenin ancak gelecek aydın nesillere faydası olur, yaşayanlara değil!
“Hak ile batılı arayan insan, Tapar kulak ile göz arasından”. Nizami-i Gencevi. Demiş, kulak ile göz arasından tapmayı üzerinde çok düşündüm, vardığım sonuç, hak ile batılı arayan insanın bir taraftan da egosuna, makam sahibine tapmasıdır diye sonuca vardım!
Dünyayı yakan, ateşe veren zihniyetlerin, insanlığa hayrı dokunmayan bütün gelmiş geçmiş liderlerin gül bahçesi dünyayı cehenneme çeviren ruhlarındaki egolarıdır!
Oysa dünyada silahlara, savaşlara harcanan paralar, insanların konforu için harcansaydı, dünya tadından yenmeyecek bir lütuf olurdu. Kan ve gözyaşı şişirilmiş sözde idealler ve lanet olası egolar yüzünden bugün cehenneme çevirdiler dünyayı!
Egosu yüksekliğinden başı dönmüş iki puşt savaş düşkünü dünyaya tetanos, çiçek, kolera, çocuk felci, kovid, BCG, dizanteri, boğmaca aşılarını bulanlardan, ameliyat tekniklerini ve tıbbı geliştirerek insanların hayatlarına dokunan bilim adamlarından, asansörü icat eden fizikçiden, uçağı icat eden Wright kardeşlerden, Haluk Sancar’dan, Sokrat’tan, Epiktatos’tan, Balzac’tan, Tolstoy’dan, Sadi, Şekspir, Hugo, aşırı insancılık örneği Ebubekir’den(*1), devleti adaletiyle yöneten stoacı Roma İmparatoru Marcus Aurelius’tan insanların huzuru ve güveni için sanat üreten sanatçıdan daha değerli olabilirler mi?
Veya “Sev kardeşim” şarkısıyla Şenay’dan!
Siz hiç adam öldürmeyi teşvik eden, egoyu kutsayan felsefeci gördünüz mü?
Çocukları egolu yetiştirmemek üzere psikiyatri bilimi uzmanlarından destek almalıyız. Bugün birçok çocuğumuzun, gencimizin, siyasi veya yönetici durumundaki insanımızın eleştiriye tahammülü yok. Söz söylenmiyor, egoları öyle şişik ki; doğruya saygıları, gerçeklere tahammülleri yok ve eleştirildiklerinde doğruyu aramak, düşünmek yerine kızıyor, bağırıyor ve terk ediyorlar!
Ego sosyal bir kanserdir! Çaresi tevazudur. Cahillik egoyu azdırır, narsistliğe dönüştürür!
(*1) “Allah’ım ahrette vücudumu o kadar büyüt ki cehenneme benden başka kulun sığmasın” der Hz. Ebubekir.