Biz insan canının çok ucuza gittiğini nicedir, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de görüyorduk da demek ki görmek dediğimiz televizyonlardan mazlum insan cesetleri seyretmekten ibaretmiş.

Anlayacağınız “insana kıymet verin” lafları dilimizden aşağı inmeyen sükseli sohbet konularından öte birşey değilmiş.

Kalbimiz çok yıllar önce aklımız ve vicdanımızla ilişkisini kopardığı için acıma pozları, vatan sevgisi numaraları, insana değer verme lafları ötesinde bir duygumuz yokmuş!

Uyumuşuz vesselam!

Uyanık olsaydık; bu miletin kalbini, bu vatanın bağrını bunca hançerleyen şerefsiz hain yaşayabilir miydi içimizde?

Yaşayamazdı!

Ne zaman ki, bizi Kuran’dan kopardılar o zaman zaten biz biz olmaktan çıktık.

Son yıllarda özellikle kim söyleyeceği söze ayetlerden bir delil getirmeye kalksa lafı ağzına tıkanıp, anlaşılmaz bir sloganla adeta afaroz ediliyordu.

“Sadece Kuran Yetmez!”

Ve elbette çirkin kumpasların hoca kılıklı adamı Fetullah’ın ağzından duyduğumuz şekliyle;

“Kuran müslümanlığı diye birşey çıkarmışlar!”

Kuran üzerine abanmaya çalışanların ağa babaları bu meseleyi milletin kıblesini şaşırtmak için bilinçli bir eylem planına uyarak, bir üst aklın idaresinde yapıyordu.

İşinin, gücünün, geçim derdinin peşinde olanlar ise hoca, şeyh, imam, gavs, muhterem diye adlandırdıkları şahısların sözlerini papağan gibi taklit ederek bu gürültü korosuna katılıyorlardı.

Yalnız sokakta dolaşan herkesin bildiği gibi bu öyle masum bir fikir alışverişi filan değildi, çok canlar yandı!

Kuran’a bakalım diyene ilk cevap sen Kuran’dan ne anlarsın diye başlıyor, Kuran’ı okumaya ilmin, icazetin yetmez günaha girersin diye devam ediyordu.

Allah, yolladığı ayetlerin anlaşılabilir olduğunu bildiriyor, bu çıkar grupları koro halinde herkes anlayamaz, kesinlikle olmaz diye bastırıyordu.

Plan adım adım yürütüldü…

Üstüne bir de Peygamber’imiz üzerinden müthiş bir din rekabeti oluşturulmaya çalışıldı…

Sanki Hz. Muhammed (sav) Allah’ın vahyine ek ya da onun dışında bir hadis, sünnet birikimi oluşturuluyormuş gibi gösterilip, buna karşı çıkanları laf kalabalığına boğarak linç etmeye çalışıyorlardı.

İslam Kuran temelli ve o istikamette yaşanacak bir dindir söylemini de bir iki kişiye mal ederek onlar üzerinden ya da onların hataları üzerinden bu konuda kimsenin konuşamayacağı bir ortam oluşturmaya çalışıyorlardı.

Neredeyse Başardılar.

Netice; elimizde patlamış bir FETÖ belası var!

Sakın şimdi sağa sola bakmayın bundan yıllar önceye gidersek nasıl masum ve iyi bir örgütlenme olduğundan bahseden milyonlarla karşılaşırız.

Şimdi de dikkat etmemiz gereken şey, tarikat ve cemaat örgütlenmelerinin bu hale gelmemeleri için uyanık olmaktır.

Allah bütün kullarına şah damarlarından daha yakın olduğunu müjdelerken bize ne oluyor ki; “şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır” diyebiliyoruz.

İnsana şah damarından daha yakın Semî ve Basîr bir Rab yetmez mi?

Yetmez diyenlerin karanlık yüzlerini 15 Temmuz’da gördük…

Ve her operasyon sonrasında hadisenin dudak uçuklatan boyutlarına şahit oluyoruz.

İslam, Allah’ın dini olmaktan çıkarılıp başka bir kisveye büründürüldüğünde Allah’ın gönderdiği din olmaktan çıkıp bir kötülük makinesi haline dönüşüyor.

Bu milletin kalbine hapsettikleri bir imanları vardı ve 15 Temmuz hainlerinin tetiklemesiyle, Allah’ın izniyle gün yüzüne çıktı milleti vatansız kalmaktan kurtardı.

Ancak Kuran’ı her unutuş yeniden başımıza bir bela geldiğinde daha savunmasız kalacağımızın tehlikesini de beraberinde getirir.

Anlaşılmıştır ki, bizden biri gibi görünüp, yıllarca etrafımızda olan hainleri maskeleri düştükçe adalet karşısında hesap vermelerinin zamanı bugündür.

Sakın ha; ahbaplığımız vardı diye acımayın zira anladık ki onlar için bizim sümüklü böcek kadar kıymetimiz yokmuş.

Son söz; terörü mebaına bakarak kınamak haysiyetsizliktir. FETÖ, PKK, Işıd ya da ne belaysa hepsi bu millete düşmandır ve tümünü yok etmek boynumuzun borcu olmalıdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.