Herkes elindeki işi fırsata çevirmeye kalkarsa; bu enflasyonun ağırlığını bütünüyle düşük maaşlı- düşük gelirli insanların kucağına bırakmış olur!

Enflasyona ben kendi gözümden bakıyorum, inceliyorum, daha çok düşünüyorum. Bundan dört beş yıl önceki maaşımla sılama aracımla gidiyor, on gün kadar otelde kalıyor, dışarıda yemek yiyor ve ava -pikniğe aracımla gidiyordum. Şimdi aldığım maaşla bu seyahatim hayal oldu. Enflasyona ve enflasyonun üzerimdeki etkisine buradan bakıyorum. Başka nereden bakabilirim ki?

Enflasyonun kısa tanımı fiyatların sürekli yükselmesidir.

Fiyatlar neden yükseliyor?

Ekonominin temeli üretime dayalıdır. Bunu klasik politik ekonominin kurucusu olan Adam Smith böyle söylüyor. Ülkelerin zenginliği, iktisadi büyümenin temelinin ise üretime dayandığını 1750 ’li yıllarda yazmış, söylemiş. (Ulusların Zenginliği)

Üretim yerine ithal etmek ise ülkelerin zenginliğini ve kalkınmasını engeller.

Ülkemizde şu anda yüksek bir enflasyon yaşıyoruz. Gerçekleri ve problemleri inkâr ederek çözmek mümkün değildir. İnkâr etmek sorunu daha da derinleştirir.

Bu yazımda asıl söylemek istediğim, enflasyon karşısında insanlarımızı daha çok vicdanlı davranmaya davet ediyorum.

Nasıl ve kimleri kastediyorum!

Küçük esnafı, araç- gereç- beyaz eşya-elektronik tamiri yapan küçük çapta işçilikle geçimini sağlayan veya ek gelir olarak tamircilik yapan elektrikçi, sucu gibi insanlarımızın enflasyonu ve insanların gelirlerini göz önünde bulundurarak daha az işçilik, servis veya bakım ücreti almaları bir vicdan meselesidir.

Eve gelen elektrikçi yarım saatlik iş için 500 TL istiyor. Lastik tamircisi patlak lastiği tamir etmek için 300 TL, berber tıraş için 250 TL talep ediyor. Demem o ki; fırsat düşünce içimizdeki tanrı vicdan rahatsız olmalı, sızlamalıdır, vicdana danışmak ve empati yapmak gerekiyor!

Enflasyon yüksek maaş ve gelirli insanları çok fazla etkilemiyor; bu gerçek!

Evde kek yapıyorum, yaklaşık 10 -15 dilim maliyeti 15 TL. Kafede dilimi 65 TL! Çay yapıyorum, 3 su bardağı ve öyle açık çay da içmiyorum, maliyeti 3 TL, en ekonomik yerlerde bir bardak çay 10 TL! Evde bir fincan kahve 1,5 TL, kafede 25 TL’den başlıyor 135 TL’ye bile çıkıyor! Açıklaması şu; emekli, düşük gelirli insanlar sosyal hayata uğramasın, kafelere gelmesin demektir. Zaten sinema, tiyatro, konser, tatil yapmak artık çok insan için hayal oldu!

Herkes elindeki işi fırsata çevirmeye kalkarsa; bu enflasyonu düşük maaşlı- düşük gelirli insanların kucağına bırakmak anlamı taşır!

Etmeyin!

Hele ramazanı hiç fırsat görmeyin!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.