Toprak ve hava dengesi yıllardır bozuluyor. Yeryüzü, gökyüzü ve yeraltına sürekli müdahale ediliyor. Sonra da seller, afetler, depremler çoğaldı deniliyor. Tüm yurtta olduğu gibi gökyüzüne en yakın şehir Erzurum’da zehirleniyor..!
Günümüzde doğal afetlerin yüzde doksanı insan müdahalesiyle gerçekleşiyor. En yakın örneği birkaç gün önce yapay yağmur için bulut tohumlama yöntemini kullanarak milyarlar harcayan Dubai’de yaşandı. Yer yerinden oynadı, Arap çöllerinde.
Gökyüzüne hiç bakar mısınız? Oysaki Allah, Kaf suresi 6. ayette, gökyüzüne bakmanın bir ibadet olduğunu söyler... Her neyse, dönelim konumuza. Uçakların arkasından oluşan ve uzun süre kaybolmayan izler var ya işte o izlerle dünya zehirleniyor. Gök kubbemiz, 1990 yılından beridir NATO'ya üye ülkelerin askeri ve sivil uçakları tarafından spreyleniyor. Pınar başındaki su şehri Erzurum bile..!
Amaç, insanların kolay hastalanması, kısırlaşması ve daha çok ilaç tüketmesini sağlamak. Spreylerle oluşturulan yapay bulutlarla, güneş ve yıldızların etkileri kırılıyor. İnsanların içine kapanık, bencil ve duyarsız, burunları tıkalı, nefesleri düzensiz ve sürekli hasta olmaları hedefleniyor. Havadaki nem oranı artırılarak, mevsimler birbirine karıştırılıyor, çeşitli böcek ve kuş türleri yok ediliyor. Şu günlerde tüm dünya bunlarla çalkalanıyor. Bu mevzuya Chemtrails deniliyor. Bir araştırın isterseniz.
Çoğu insan bunlara komplo teorisi diyor. Fakat, Nisa suresi 119. ayet bakın ne diyor? ‘’Mutlaka onları saptırıp, asılsız kuruntulara daldıracağım. Onlara buyuracağım, Allah'ın yarattığını bozacaklar..!’’
Ne yapmalı ne etmeli. Bunun farkındayız ama ne yapılabilir ki. Virüs döneminde de karşı koymaya çalıştık adımız aşı karsitina çıktı. Gücümüz yetmiyor. Küresel ısınma diyorlar inanmıyorum ama kime anlatsam anlattığımda inanmıyor.