Birlik, beraberlik, dayanışma, kenetlenme dediniz, “tamam” dedik…
Sezonun bitmesine dokuz hafta var, “takımın morali bozulmasın” dediniz, “tamam” dedik…
Erkan Hoca’nın haklı gerekçeleri ve “bildiği başka şeyler var” dediniz, “tamam” dedik…
Eeee!
Ne oldu şimdi?
Kazım Karabekir Stadyumu’nda dün yaşananlar neydi peki?
Kendi evimizde, hem de elimizi kolumuzu sallaya sallaya kazanabileceğimiz bir maçı, şampiyonluk umutlarımızla birlikte heba ettik…
Vallahi helal olsun!
Billahi helal olsun!
Biz bu satırları karalarken, henüz bir istifa açıklaması gelmemişti; ümit ediyoruz ki siz bu yazdıklarımızı okurken, Erkan Sözeri engelinden kurtulmuş olur Erzurumspor…
*
Sana gelelim Hüseyin Başkan!
“Kupayı Erkan Sözeri’nin elinde kaldıracağız” demiştin ya; bilesin ki bu gidişle ellerimiz yanımıza düşecek…
Tekrar ediyoruz!
Biz bu satırları karalarken, henüz bir istifa açıklaması gelmemişti; ümit ediyoruz ki siz bu yazdıklarımızı okurken, Erkan Sözeri engelinden kurtulmuş olur Erzurumspor…
Aksi halde var ya…
Bu maçta kaybedilen ne varsa, sadece Erkan Sözeri’ye de yazmaz; aynı zamanda sana da yazar Hüseyin Başkan!
*
Günlerden Salı…
Ama Kazım Karabekir Stadyumu’nda öyle güzel bir ambians ve atmosfer var ki; hafta sonu maçlarında bile bu coşkuyu bulduğumuz söylenemez!
Ama biz ne yaptık?
İlkyarıda oynadığımız oyunu soyunma odasından bırakarak çıktıkn sahaya…
Ciddiyetsizlik…
Lakayıtlık gırla gitti…
Üstüne Erkan Sözeri’nin saçmasapan hamleleri gelince, Karagümrük silleyi anında yapıştırdı ensemize!
Bir değil, iki değil…
Tam üç gol, üç!
5 dakikada üç gol yedik rakipten…
Bu skoru sana hediye ediyoruz Erkan Sözeri!
Bu skoru sana hediye ediyoruz Hüseyin Başkan!
Alın şimdi hanenize tepe tepe yazın lütfen!
