Borç için hapis, yani sadece borcunu ödemediği için bir kimsenin hürriyetinin kısıtlanması, modern hukuk anlayışına uygun düşmemektedir. Buna karşılık kamu hukukundan kaynaklanan bir takım yükümlülükler (vergi yükümlülüğü) bu hükmün kapsamı dışındadır.
Devletler kendi düzenleyici işlemlerinde toplum adına hareket ettikleri için aykırı olan bazı hareketleri yalnızca para cezaları ile geçiştiremezler. Bu bağlamda ülkemizde de bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak son dönemde yapılan değişiklikler ile özellikle ağır nitelikte bir suç fiili sayılan vergi kaçakçılığı için verilen hapis cezalarının paraya çevrilmesi yolu kapatılmıştır.
Vergi Usul Kanununda tespit olunan para cezaları, esasta yapılan ihlalle uğranılan vergi kaybının tazmini maksadını güden, fakat aynı zamanda bu ihlalleri işleyenlerin bir daha aynı fiilleri işlemelerini önlemek gayesini de içeren birer idari para cezaları niteliğindedirler. Hapis cezaları ise devletin kamu güvenliğine tehdit oluşturduğunu düşündüğü fiilleri engellemede caydırıcı bir unsur olarak vergi hukukunda yer almaktadır.
Bu bağlamda Vergi Usul Kanununa baktığımızda vergi suçlarına verilen cezaların Kabahatler Kanununda yer aldığı üzere “idari” ve Türk Ceza Kanununda yer aldığı şekliyle “hapis” olduğu görülmektedir.
Ancak bazı özellikli durumlarda var ki hapis cezası verilen bir takım fiillerin para cezasına çevrilebilme ve ertelenebilme imkânı söz konusudur. Ancak yeni düzenleme ile bu durum (özellikle paraya çevrilebilme cezası) farklı bir şekilde vergi hukuku sisteminde yer almaktadır.
5904 Sayılı kanunun 23 üncü maddesi ile kaçakçılık suçuna ilişkin fiillerden bir kısmına verilecek cezalarda değişiklik yapıldı. Madde 23’e göre “213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (a) fıkrasında yer alan “bir yıldan” ibaresi “onsekiz aydan” şeklinde değiştirilmiştir”. Yani Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinin (a) fıkrasında yer alan ve başta hesap ve muhasebe hilesi yapanlar ile defter ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler için öngörülen asgari ceza süresi bir yıldan on sekiz aya çıkartılmıştır.
Oldukça kısa bir metin ile yapılan değişikliğin vergi ceza hukuku sistemimizde önemli bir açılımı bulunmaktadır. Çünkü bu değişiklik yalnızca verilecek cezaların sürelerinin uzatılmasını ifade etmemekte aynı zamanda ceza alacak olan kişinin hapis cezasının paraya çevrilebilmesine ilişkin kabiliyeti ortadan kaldırmaktadır.
 5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 49. maddesinde, “hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası kısa süreli hapis cezası” olarak tanımlanmış, 50. maddesinde ise kısa süreli hapis cezasının, “suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, para cezasına çevrilebileceği” hükme bağlanmıştır. Yani Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yer alan ceza alt sınırının “bir yıldan” ibaresinin “on sekiz aya” dönüştürülmesi, kaçakçılık fiiline ilişkin cezanın paraya çevrilmesini engelleyici rol oynamaktadır.
Bununla birlikte 5237 sayılı (Yeni) Türk Ceza Kanunu’nun 51. Maddesinde “işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilmektedir. Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yer alan ceza alt sınırının bir yıldan on sekiz aya çıkartılmasının ise ceza hukukumuzda yer alan “cezanın ertelenebilmesi” yolunu kapatmamaktadır. Yani yapılan değişikliğin kaçakçılık cezalarında verilen hapis cezasının ertelenebilmesine ilişkin etkisi bulunmamaktadır.
Yapılan düzenleme sonrasında; 5904 sayılı kanunla örneğin muhasebe hilesi yapanlara, çift defter kullananlara, defter ve belgelerini tahrif edenlere, verilen süreye rağmen defter ve belgelerini ibraz etmeyenlere, kapsamı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenlere ya da kullananlara “1 yıldan 3 yıla” kadar uygulanan hapis cezası, “18 aydan 3 yıla” olarak değiştirilmiş böylelikle, bir yıla kadar olan hapis cezalarının paraya çevrilmesi, asgari hapis cezası 18 aya yükseltilmek suretiyle önlenmiştir. Buna göre örneğin, ücret bordrosunda ödediği ücreti düşük gösteren bir mükellef “muhtevası itibariyle yanıltıcı belge düzenlemiş” sayılacak ve bu nedenle 18 aydan üç yıla kadar hapis cezasına maruz kalabilecektir.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Derya Aydın 2013-09-07 12:31:48

değerli hocam,aynen fakültede olduğu gibi burada da insanları bu şekilde detaylı bilgilendirmenizden dolayı şükranlarımı sunuyorum.