Ülkemizde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı adı altında bir yapılanma mevcut. Söz konusu bu kurum teknolojinin ve modernizmin gereği oldukça önemli bir kurum ve 2005 yılında temeli yapılandırılmıştır.
Bu kurumun resmi internet sitesi olan www.tib.gov.tr de yer alan bilgilere göre genel yapısı şu şekilde oluşmaktadır;
“Başkanlık, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bünyesinde doğrudan Kurum Başkanına bağlı olarak faaliyet göstermekte olup, Telekomünikasyon İletişim Başkanı ile Hukuk, Teknik İşletme, Bilgi Sistemleri, İdari ve İnternet Daire Başkanlıklarından oluşmaktadır. Başkanlıkta, Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının ilgili birimlerinden birer temsilci bulunmaktadır. Başkanlığa bağlı herhangi bir taşra teşkilatı bulunmamaktadır”.
Buraya kadar herhangi bir yanlışlık yok. Ancak burada hukuk bilmeme ve sınır aşmak gibi bir takım durumlar söz konusudur. Çünkü kurumun yine resmi sitesinde misyon, vizyon ve değerlerimiz başlığına bakıldığında,
“misyonu: Adli ve idari kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişilere teknolojinin tüm imkânlarından yararlanarak kalite, güvenlik ve insan odaklı yaklaşımlar çerçevesinde hizmet vermek üzere, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirlerini tek merkezden yürütmek ve ilgili mevzuatın tevdi ettiği İnternet içeriklerinin düzenlenmesine yönelik faaliyetleri ifa etmektir”;
“vizyonu; Uygulamaları ile dünyada model teşkil eden, iş süreçlerini güncel teknoloji ve uygulamalarla modernize eden, sunduğu hizmet kalitesini etkileyen olumsuzluklara karşı özgün çözümler üretebilen ve bu çözümleri uluslararası alanda standart uygulama olarak kabul edilen, İnternetin bilinçli, güvenli ve etkin kullanımına katkı sağlayan bir kurum olmaktır”;
“Temel değerleri ise Bilimsel, etik, güvenilir ve ilkeli bir kurum, ilgili, bilgili, güler yüzlü ve saygın çalışanlarımızla; basiretlilik, adalet, şeffaflık, ahlak ve ketumiyet ilkeleri çerçevesinde hizmet sunmak, çalışkan, yenilikçi, yaratıcı, araştırmacı, empati yapabilen, kurumsallaşmaya ve ekip ruhuna inanmış uzmanlarla çalışır; sadakate önem vermektir”.
Ancak başta da belirttiğimiz üzere bir sınır aşma durumu söz konusu olmaktadır. Bu tür hedefleri olan bir kurumun başkan vekili sıfatıyla röportaj veren Osman Nihat Şen isimli şahıs, amacının tam olarak anlaşılamadığı söyleşisin de; İnternette Porno Arama ile ilgili bir istatistik sorusuna karşılık olarak rakamsal veriden ziyade sanki ifşa eder gibi, etiket yapıştırır gibi Diyarbakır, Adana ve Erzurum’u pornocu iller sıfatıyla ifadeler kullanmaktadır.
Osman Nihat Şen’in vekili olduğu kurumun mevzuatında veya yönetmeliklerinde elde edilen verilerin tümünü halka açıklayabilirsiniz gibi bir ifade mi var? Resmi internet sitesinde yer alan mevzuat bölümünde ki hukuksal yapıda böyle bir bilgi yok. Peki, bu saçmalık nereden icap etti?
Soru röportajda aynen şu şekilde sorulmaktadır “Türkiye'de illere göre istatistik var mı?”. Ancak ne hikmetse istatistiğin ne olduğunu mu kavrayamadığından rakamsal verilerle bir takım cevaplar verebileceği yerde, bu üç ilin adını porno ile özdeşleştirir bir şekilde ifade kullanmaktadır.
Yıllar önce yapılan alkol satışları ile Konya nasıl etiketlenip halk arasında “biliyor musun en çok alkol Konya’da tüketiliyormuş” söylentisini yayan dengesiz kişiler sebebiyle bu tür bir saçmalığın etiketinden kurtulamadıysa; ve Mevlana şehrini nasıl yaftaladılarsa sıra Diyarbakır, Adana ve Erzurum’a gelmiş görünüyor.
Bakıldığında sanki bu üç il porno ile yatıp kalkıyor.
Zaten sanal medyada bu durum öyle anlaşılmaya başlandı bile. Twiter’da “bu illerden uzak durun” gibi twitler atılmaya başlandı. Bu iller alay konusu edildi.
Ancak bu röportajdaki amacı görünmeyen ancak birçok olumsuzluğa yol açabilecek anlamsız ifade sanki bu illerin yalnızca teknolojiyi bu şekilde kullandığını göstermektedir.
Bu tür bilgiler illerin önemli kurumlarıyla görüşülür, eğer bir tehlike hissediliyorsa önlemler için halkla birlikte tedbirler alınır.
Ama bu tür verileri alenen etiketler gibi kullanmak boşboğazlıktır. Bunu savunmak ve memleketlerinde ki durumun ortaya çıkması ile koltuklarından çözüm üretmeye girmek ise abesle iştigaldir.
O zaman şöyle bir durumu da versin sayın Osman Nihat Şen “biz araştırdık AK Parti şu illerde en çok tıklanıyor, CHP en çok şu illerde tıklanıyor, MHP en çok şu illerde tıklanıyor” Halkta desin ki o zaman o illerin siyasi yapısı belli oldu.
Böyle bir durum bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde çok kolay etki meydana getirebiliyor. Kısacası bu tür bilgilerin ifşası hassas konular ve etiketleme yapmamak gerekir.
Sebep olduğu manevi kırgınlık nedeniyle Osman Nihat Şen zaten vekil olarak bulunduğu makamı terk etmeli ve özür dilemelidir. Acaba kendi memleketi olan Kahraman Maraş pornoyu en çok tıklayan yer olsaydı röportajında bunu ifade edecek miydi? “Kahraman Maraş pornoyu aramada Türkiye’de ilk sıralarda” diye.
Böyle olumsuz ve onur kırıcı bir etikete sahip bir ile kaç kişi çocuğunu eğitime gönderir, kaç kişi bu illerden gelenlere hoş bir sıfatla yaklaşır.
Erzurum Dadaşlar diyarı olarak anılmaktadır. Diyarbakır güneydoğunun en önemli kültür mirasıdır. Adanalılar “Allah’ın adamıyık” diye nam ederler. Peki bu saçmalık neye hizmet ediyor. Bunun Cevabı derhal verilmeli ve özür dilenmelidir. Çünkü bu hükümet şimdiye kadar yerel düzeyde kimsenin kimliğini kırıcı bir davranışa müsaade etmemiştir. Bu durum sayın Başbakanın söylemlerine de ters düşmektedir. O nedenle ya kabullenilecek ya da gereği yapılacak.
Not: İlginç bir durumu da paylaşmak istedim; Osman Nihat Şen’in vekili olduğu kurumun resmi internet sitesine girdiğinizde kurumsal yapısında kimin nerede ne iş yaptığını görmek mümkün değil. Saydamlık şeffaflık güvenilirlik ilkesi ve hedefi olan bir kurumun yapmaması gereken bir davranış değil mi? İsteyen bakabilir http://www.tib.gov.tr 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Derya Aydın 2013-09-19 00:02:58

hocam ağzınıza,kaleminize,yüreğinize sağlık,her zaman bu mübarek şehrin adını böyle olumsuz şeylerle gündeme getiriyorlar,kendi gözlerinde ki merteği görmüyor karşıkinin gözündeki çöpü görüyorlar,çok isabetli bir yazı olmuş,sağolasınız..

Avatar
Dursun A. 2013-09-17 18:38:10

hocam anlayana tabi, erzurumdaki sivil toplum kuruluşları ne yapıyor..