Türkiye-Rusya arasında son günlerde uçak düşürülmesiyle meydana gelen olaylar sonucunda Petrol ve doğalgaz gündeme oturdu. Ya kışın Ruslar doğalgazı keserse..!
Bu konuda insanlar elbette bir şeyler söyledi ama Erzurumlu amca ve dayılar özelliklede yaşları 30'u geçmeyen genç kuşaklar hemen cevabı yetiştirdiler.
Ruslar gazı keserse bizde tezek yakarız....
Elbette bu bir çözümdü. Ama biraz espri  taşıyordu. Sanırım  tezek nedir ve nasıl yapılır konusunda fazla bilgileri yoktu.
Eh bizde merak olunca Başbakanımızda bugün esprili biçimde Erzurumlunun cevabını basın açıklamasında ifade edince bende tezek nedir konusunu yazmaya karar verdim.
Türkiye özellikle 1970'lerden önce  özelliklede Erzurum ve çevresinde soğuklar çıkınca yakacak olarak tezek yakardı sobasında, tandırında, ısınırdı, yemeğini pişirirdi, külünü de gübre olarak kullanırdı.
Tezek özellikle büyük baş hayvanların dışkılarından yapılır. Büyükbaş hayvanları olan köylüler sabahın erkeninde kalkar sakoyulu eline alır, ahıra girer ve hayvanların dışkılarını  ahırın bir köşesine toplar, sonra mayıs sepetini alır,  120 santimetre yüksekliğindeki  taşın üzerine koyar,  kürekle hayvan gübrelerini sepete doldurur, sonra sırtına alarak 30-40 kilogramlık yükünü evine yakın basmalık denilen yere götürür ve yere dökerdi.
Kış boyu bu iş düzenli olarak yapılır, nisan ayı içerisinde bir höyüğü andıran mayıslar(gübreler) kazma kürekle  basmalığa serilirdi. Basmalığın   kalınlığı  30-40 santimetre olunca  köyün çocukları neşe içinde mayıslar üzerinde zıplamaya, gübreleri ayaklarıyla  preslemeye başlardı. bu iş saatlerce sürer karınları acıkan çocuklar evin sahibinin hanımına  " eze, bibi, teyze karnımız acıktı" diye bağırırlar,  tandır başından teyzemizin sesi çabuk duyulurdu. "Evlatlarım  yemeğiniz hazır, ellerinizi yıkayın, üstünüzü temizleyin ve gelin" derdi.
Karınları acıkmış, elbiseleri kirlenmiş olan çocuklar koşarak çeşme başına gelir,  ellerini  yıkar, elbiselerini bir güzel temizledikten sonra eve koşar, büyük bakır lengere dökülmüş , "tatar böreğine" kaşıklarıyla girişirlerdi. Bol tere yağı, sarmısaklı yoğurt,  tandırda pişmiş ekmek, hepsi organikti. Neşeyle yemek yedikten sonra dağılırdı çocuklar.
Bu kadarlamı?  Hayır. Mayıslar hafif  kuruyunca basmalık artık çocukların güreş yeriydi. Haftalarca güreşler hayvan gübreleri üzerinde devam eder, Temmuz sıcakları başladı mı beller ele alınır 40x40 ebadında basmalık düzgün kesilir ve domino taşları gibi dizilirdi. Güneş vurdukça vurur,  tezekler kurudukça kururdu.
Artık tezekler kurumuş dayanıklıları artmış kalak yapma safhasına gelmişti. Evin babası kendi çocuklarını alır, mahallenin çocukları da yardım ederek 2 metre yüksekliğindeki kalaklar yapılırdı. Bu halde Ekim ayına kadar bekletilen tezekler artık  avlu içindeki yerlerine düzgün olarak yerleştirilmeleri sağlanırdı. Kış boyunca yakıt olarak tezek yakılırdı. Tezek;Doğu Anadolunun vaz geçilmeziydi.
Fazla tezeği olan aileler ise kağnı arabalarına , at arabalarına tezekleri yükler şehrin yolunu tutarlardı.
Gürcü kapı civarı ve  üç kümbetler civarına getirilen tezekler Erzurumlulara satılır, kazanılan para ile köylerdeki evlerin kışlık ihtiyaçları için harcanır ve kağnı arabaları köylerine dönerdi.
 Ha belediyede bu tezeklerden vergi alırdı bunu da unutmayın. Tüm bu işler  "Yedi Haftalarda" yapılırdı.
Tabi  tezek yakma devirlerinde Erzurum ve köylerinde insan nüfusu az, şehirde yaşayanlarda çok azdı. Evlerde sobalıydı. Tek katlıydı. Dolayısıyla hiç sorun yoktu. Tabi birde cil yakılırdı.
Bugün için ne cilimiz var ve nede tezeğimiz var. Olmayan şeyi de aziz dostlar yakamayız.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.