Sizin de dikkatinizi çekmiş olmalı!
Sosyal medyada metrekareye düşen uzman miktarı sürekli artıyor. Kimi Ortadoğu uzmanı oluyor, kimi siyaset uzmanı, kimi ekonomi uzmanı oluyor, kimi dış politika uzmanı.
Kimi bilmem ne uzmanı oluyor, kimi bilmem neyin uzmanı!
Yine dün denk geldik.
Yazmış bir yarım akıllı:
- Erzurum’a tramvay hattı yerine silah ve deri fabrikası açılsın!
Hadi buyurun, buradan yakın!
Neymiş, tramvay karın doyurmazmış ama deri ve silah fabrikası göçü durdururmuş!
Eyvah, eyvah!
Belki 41 bin 500 kere söyledik bunu, dedik ki:
- Beyler, bırakın artık şu fabrika martavalını! Devletin fabrika açtığı/açacağı yıllar çok gerilerde kaldı artık. Değil yeni fabrikalar açmayı, elde olanları bile özelleştirmedi mi devlet?
Evet, özelleştirdi.
Durum şimdi böyleyken kalkıp da devletten fabrika beklemenin âlemi nedir, söyler misiniz?
Devir şimdi özel sektör devri!
Yatırım yaparsa da özel sektör yapar, fabrika açarsa da özel sektör açar. Ve fabrika açacak olan dağa-taşa getirip kurmaz; tam tersine yatırımını kazanca dönüştürebileceği mekânlar arar, ortamlar arar, şehirler arar.
Diyor ya hani, “tramvaya ne gerek var?” diye.
Be yarım akıllı!
Şimdilerde tramvayı olmayan şehirlere şehir bile denilmiyor artık. Bir şehre hafif raylı ulaşım sistemi girmişse, o şehir gelişmiş ya da gelişmeye başlamış şehir demektir. Bu durum ise, ihtiyaç demektir, talep demektir, pazar demektir. Hepsini bir arada toparlayacak olursak; özel sektörün aradığı ortam demektir.
Ne olur!
Allah aşkına çıkartın artık şu at gözlüklerinizi!
Geniş bakın, geniş görün, geniş değerlendirin!
Ne olur yani!
Çalıştırın azıcık saksıyı!
Çalıştırın ki; bu memlekete daha fazla zarar vermeyin artık!
Yok, “Biz kafamızı çalıştırıp zahmete girmek istemiyoruz” diyorsanız eğer; o halde toplayın pılınızı pırtınızı dağ başına gidin!
Öyle ya!
Size kalırsa otobüslere de gerek yok bu şehirde!
