Kuşkusuz, ölüm acıdır. Acı verir insana… Bu fani dünyadan bir çok insan geldi geçti, Sultan Süleyman’a kalmadı bu dünya…

Bize mi kalacak bu fani dünya, tabi ki, kalmayacak, bizde göçüp gideceğiz bu alemden…

İnanın bugüne kadar bir çok ölen insanın ardından büyük üzüntüler yaşadık.

Müslüman olsun, ya da gayri Müslim, insanlık adına faydalı işler bırakmış insanların ölüm haberleri ile yıkıldık.

Sanat dünyasından da bir çok tanınmış ismin arkasından göz yaşı döktük dua ettik.

***

Ama bu kez durum çok farklı, çünkü CANISI’nı kaybettik.

Canımızı, Gardaşımızı, Dadaşımızı kaybettik…

Kaybettiğimiz insan öyle sıradan bir insan değil, adı İbrahim Erkal….

Koca bir çınardı o, İstanbul’da yaşıyordu, ama Erzurum adı geçti mi? yüreği çarpıyordu. Kalbi küt küt atıyordu.

Öylesine bir Erzurum sevdalısıydı…

Delicesine bir Dadaştı o….

***

Erzurum’un bağrından çıkan İbrahim Erkal, 29 günlük yaşam mücadelesini kazanamadı.

Günlerdir, CANISI için dua ediyorduk, iştahtan kesilmiştik, boğazımızdan lokma geçmiyor, yediğimiz her şey adeta gırtlağımıza düğümleniyordu.

Uykularımız kaçmıştı, ama Allah’tan ümit kesilmez diyor ve dualarımızı eksik etmiyorduk, CANISI’dan…

Olmadı, CANISI yaşam mücadelesini kazanamadı. Bu dünyada en küçük bir olayda Erzurum’un Erzurumlunun imdadına koşan CANISI bu kez Hak’ka yürüdü.

Ne diyelim, De get Yalan dünya…

***

Aslında Türkiye’de 7’den 70’e insanlar İbrahim Erkal’ı ‘CANISI’ olarak tanıdı…

Niçin CANISI kelimesini büyük harflerle yazıyorum…

Çünkü CANISI parçası İbrahim Erkal’ı özetleyen bir kelime de onun için büyük harflerle yazıyorum…

Belki insanlar Onu 1994 yılında İbrahim Güzelses olarak ilk kez tanıdı.

Narman Güzeli ve Sarhoş Baki Türküleri İbo’nun ağzından kasetçilerde yankılanıyordu.

İbrahim Tatlıses’ten sonra sanat dünyasında artık Türkiye’nin ikinci İbo’su olmuştu, hemşehrimiz İbrahim Erkal…

***

Evet!...İbrahim Erkal, Narmanlı’ydı, toprağımızdı, daha onu 18-20 yaşlarında Narman’da Oltu’da düğün salonlarında Türkü söylerken tanıyorduk biz onu…

Ölünün sahibi çok olur ya; bizim de ailecek uzaktan akrabamızdır İbrahim Erkal…

***

1984 yılında ‘İbrahim Güzelses’ olarak Türkiye’de Narman Güzeli ile atılmıştı sanat dünyasına…

O, diğer sanatçıların aksine çok kısa sürede sıkıldı, Güzelses kelimesinden.

Asıl soyadı olan Erkal soyadını kullanmak için hemen harekete geçti.

Patlattı ‘Tutku’ albümünü…

‘Tutku’ ile Türkiye İbrahim Erkal’a tutuluyordu.

Hayran kitlesi tavan yapmıştı toprağımın…

Artık İbo, sevgisi tavan yapmıştı tüm Türkiye’de.

Erzurumlu Dadaş memleketine de bir şeyler yapmak için can atıyordu.

Önce ‘Hadi Gel Erzurum’a Gel’ diyerek, Erzurum’u tanıttı.

“Palandöken Bembeyaz” diyerek bu kez Palandöken Kayak Merkezi’ni dünyaya tanıttı sazı ve sözü ile…

İşte o Erzurum’un gurur kaynağı İbrahim Erkal o kadar büyüdü ki, büyüdükçe de o kadar küçüldü ki, Erzurum’un öz kimliğinden Dadaşlık ruhundan hiçbir zaman kopmadı. Mütevaziliği elden bırakmadı.

Bu yüzden de yüreğimizin bir parçası oldu.

İbrahim Erkal, Aşık Sümmani’nin torunu olarak ‘Seyyah’ da oldu Türkiye’de…

Uçak fobisi olduğu için Evliya Çelebi misali yurdun dört bir köşesine konserlere etkinliklere kendi özel aracı ile gitti.

Gün geldi Ege’de efe oldu. Gün geldi Ankara’nın yolları taştan diyerek Seymen oldu.

Gün geldi ‘Çayeli’nden öteye gidelim yali yali’ diyerek Karadenizli, oluverdi. Zaten sonrasında da Trabzon’dan evlenmedi mi? kimi gün geldi Güneydoğulu, kime anda geldi Marmaralı, Akdenizli, İç Anadolulu oldu İbrahim Erkal…

O, Türkiye’nin CANISI’ydı…

***

O, gün geldi ‘Güllere de küstü’ ama Erzurum’a hiç küsmedi.

O, 10 yıla yakın dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler ile arası açıldığı için Erzurum’da hiçbir etkinliğe çağrılmadı ama Kuzey çevre yolundan gelerek Tortum’u, Uzundere’yi Narman’ı Oltu’yu, Olur’u tanıttı.

Yine de küstüğü insanlara inat acısını yüreğine basarak Erzurum’da eşini dostunu hep ziyaret ederdi, cağı kebaptan tadardı İbrahim Erkal…

Çektiği kliplere Erzurum’un güzel köşelerini nakış nakış işledi.

Narman’ın Kırmızı Peribacalarının, Erzurum’un cağ kebabının, kadayıf dolmasının gönüllü reklamını yaptı. Onun yaptığı reklamı Kadayıfçı Muammer Usta ve Koç Kebap Salonu Sahibi Kemal Koç bile milyonları verselerdi bu kadar reklam yapamazlardı.

Gerçi Kemal Koç ve Muammer Tanhaş’ın emeklerini ve haklarını da bu vesile ile teslim etmek gerekir.

***

Evet!...51 yıllık hayatına çok şeyler sığdırdı İbrahim Erkal… Narmanlı merhum Granatacı Bekir Amcamızın oğlu, Erkal ailesinin mihenk taşı, Erzurum’un medarı iftiharı, bizi öksüz bırakıp gitti, bu alemden…

Öksüz kaldı şarkılar ve Türküler…

A,kuzum bizi bırakıp nereye gittin.

Bir sana yandık biz, İbo…

Bir sana üzüldük…

Kahretsin aklımızdasın ve sen bunun farkındasın İbo…

***

İstanbul’daydın ama her çay saatinde “Bir çay getir kıtlama” diyordun, CANISI…

‘E, dur içim patlama, önce Erzurum gelir’ mantığı ile İstanbul’da yanına gelene han oldun.

Erzurumlu senin ekmeğini yedi, çayını içti.

Hakkını helal et bize CANISI…

Bizim hakkımız sana helal olsun kara yağız, aslan yürekli Dadaşım.

Nur içinde yat, mekanın cennet, toprağın bol olsun.

Türkiye’nin ve İbrahim Erkal hayranlarının başı sağ olsun…

Dadaş Canısı İbrahim Erkal’ın ruhuna birer ‘FATİHA’…

Efsaneler ve Sevilenler ölmez, sende ölmedin kalbimizdesin CANISI İbo…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.