Kuranı kendi dilinde okumamış olan biz Müslümanlar; çoğu inanç ve davranışlarımızda Kuran’dan habersiziz! Bu Cuma namazı, hac yapma tarihleri, miras, boşanma, mihr gibi daha birçok konularda Kuran’a aykırı işler yapmamıza sebebiyet vermektedir.

Gerçekten hayat o kadar hızlı akıyor ki; takip etmek zor, çok zor. Ve hayat aslında bir kısmıyla çok zor! Sınav başına gelene zor, imtihan edilen darda! İmtihan sırası gelmeyen kısmen gaflette! Zaman makarayı aleyhimize geriye doğru sarıyor!

Bir ramazanla daha buluştuk!

Kısa sayılı günler tabii! Bir bakacağız ki; bayram bile geçmiş; ömrü olana yenisi çok yakın!

Bu ramazanı sıradışı bir ramazan olarak karşıladık!

Ramazanın olmazsa olmazı camilerimizde ibadet edilemeyecek! Camilerimizde kuran tilaveti yapılamayacak!

Bir noktada ramazan bir süsünden mahrum; bir ayağı eksik!

Kâbe kapalı, umre yok, tavaf yok!

Ben burada her bir Müslüman hatta her bir insan için Allah’ın bir mesajı olduğunu düşünüyorum!

Hatta İlahı bir mesajdan eminim!

Dünyada kapıları yüzümüze kapatıp ahrette de yüzüme kapılarını kapatmaması için Yüce Rabbimden beni doğra yola ulaştırması için daha iyi daha güzel işler yapıp, gizli aşikâr günahlarımı terk etmek zorunda olduğumu biliyorum!

Dinimi anlayamadım, anlama gayretim de olmadı, Kuran’ı bile daha kendi dilimde okumadım! Hep okudum, anladım, bu iş böyle diyenlere inandım, onlar anladıkları gibi beni ikna ettiler, ben de araştırmaya gerek duymadım!

Hatta soru soruyorum bu adamlara; mesela Allah Cuma namazını bayanlara farz etmedi mi; niye hac sadece kurban bayramında; Peygamberimiz böyle buyurdu, hüküm verdi diyorlar! Bu ne demek; Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAS) Allah’ın gönderdiği ayetler üzerinde hüküm vermiş; haşa!

Kullukta yaradılış gayemizden uzaklaştık! Dünyaya şahitlik etmeğe geldik, bizler sahip olmaya çalışıyoruz!

Günahlarda azgınlıklarda sınır tanımıyoruz!

Kuduruk arzularımıza gem vuramıyoruz!

Herkes bir başkasından Müslüman olmasını, kendisini düzeltmesini bekliyor!

Asıl problem burada!

Kuranı kendi dilinde okumamış olan biz Müslümanlar; çoğu inanç ve davranışlarımızda Kuran’dan habersiziz! Bu Cuma namazı, hac yapma tarihleri, miras, boşanma, mihr gibi daha birçok konularda Kuran’a aykırı işler yapmamıza sebebiyet vermektedir.

Kuran’da “Andolsun biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? (Kamer 17, 22, 32) 3 aynı ayetle buyuran Rabbimin sözüne karşı “okuyunca anlamazsınız” diyen insanlara uyan Müslümanlar; Allah’a nasıl muhalefet yaptıklarını ah bir düşünseler!

Yıllarca Kuran’ı güzel yazdık; hattatlık sanatı ortaya çıktı! Yapanların ellerine sağlık, zevk duyuyorum bakmaktan!

Yıllarca Kuran’ı güzel sesli hafızlardan dinledik! Meşhur hafızlar yetiştirdik. Şimdi yüzbinlerce hafızımız var, Kuranı tecvit ile okuyan Müslümanlarız, kurslarımız, yatılı Kuran kurslarımız var! Ama ne yazık ki; Kuran’ın gerçekten ne demek istediğini bilmiyoruz, bir milyon defa okusan ne olur; anlamadıktan sonra? Kuran’ı Arapça okumak sünnettir, kendi dilinde okumak ise farz!

Ramazanlarda hocalar tutup, parayla Kuran okuttuk; bunu ibadet kabul ettik(!), Allah razı olur sandık! Oysa Rabbim Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip de bununla biraz para alanlar gerçekten karınları dolusu ateşten başka bir şey yemezler. Kıyamet günü Allah onlara ne söz söyler, ne de kendilerini temize çıkarır. Onlara sadece acı veren bir azap vardır.” (Bakara 174) buyuruyor. Din adamıyım demek, ortalıklarda kendisinde bir hikmet veya bir üstünlük varmış gibi dolanıp sözler etmek deli cesareti ister bunun için! Bu ayeti kelimeyi okuyup hele hele bir cemaati, tarikatı takip etmek de elbette çok korkusuz olmayı gerektirir.

Kuran’ı anlamak, üzerinde düşünmek için kendi çabamız yok! Arapça okumaya gösterdiğimiz zaman ve enerjiyi, Allah’ın mesajlarını öğrenmek için Allah’ın emrine harcamadık! “O Allah´ın kitabını okuyup ardınca gidenler, namazı kılıp kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık vermekte olanlar, herhalde hiç batma ihtimali olmayan bir ticaret umarlar”. (Fatr 29. ayet)

Allah Resulü ahrette Rabbime; “Benim ümmetim Kuran’ı büsbütün terk etti” (Furkan 30) diye söyleyecek!

Kuran’ı okuyup anlamamız, Kuran’a uymamız, hatta bize bir ayet anlatılırken ses çıkarmadan dinlememiz bize farz kılınmış! “Kuran okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nail olursunuz.” (Araf 204. Ayet)

Camilere gidiyor, vaizler dinliyorduk; bu ramazanda Kuran’ı kendi dilimizde üzerinde düşünerek, anlamaya çalışarak okuyalım diye teklifte bulunuyorum!

Ramazan Kuran’ı anlamaya başlayacağımız bir ay olsun, bereketli, huzurlu ve darda olan, maddi manevi hasta olan bütün insanlığa şifa ve Rabbimin hidayetiyle bir rahmet olsun inşallah! Rabbim bahşeyleyendir, (karşılıksız veren, maddi manevi ihsan bahşeden) O Vehhab’dır!

*Not; Kuran mealleri Elmalılı Hamdi Yazır’dan alınmıştır!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.