Ramazanla Gelen Zamlar!
 
Ramazana bir hafta var, pazarda fiyatlar mevsim normallerinde; ramazanın birinci günü, fiyatlar normalin oldukça üzerinde. Bu tabloya onlarca defa şahitlik ederim.
Her ramazanda vatandaşlarımız başka bir gıda zammı ile vurulur.
Mesela bir ramazanda yumurta üç katına çıkmıştı.
Bir ramazanda ete yüzde elli çaktırmadan zam gelmişti.
Bir ramazanda süt ve süt ürünlerine!
Başka bir ramazanda domates zam liderliğini korurken bir başka ramazanda pastırma rekoru elinde tutmuştu.
Bu ramazana (2013) nasip olursa domates ve et başı çekerek gireceğiz gibi görünüyor!
Serbest piyasa genel ahlaktan bağımsız olmamalıdır! Ahlak kuralları dışında olan piyasa oyunlarına millettin sofrasıyla uğraşanlar cesaret dahi edememelidir.
Yumurta, et, süt ve süt ürünleri, domates, ıspanak halkın temel beslenmesi için elzem olan gıda maddeleridir. Bu maddeleri tüketemeyenler telafisi mümkün olmayan beslenme bozukluğu gibi ciddi hastalıklar için büyük risktedirler!
Bu gıdaların fiyatlarıyla oynayanlar ahlaklarını gözden geçirmelidirler.
Esnafa, üreticiye, market sahibine; Sayın İbrahim Aydemir’in bir yazısında anlattığı “Çelebi Ruhu’ndan” nasiplenmesini Allah’tan niyaz ediyorum.
Aslında herkes çok iyi biliyor ki; kapitalizmin acıması, dini, imanı olmadığı gibi kazanmak ve kazanmak için de ezmenin de sınırı yoktur; ezer, sömürür, geçer!
Kapitalizmin para kazanmak için bize yedirdiği GDO’lu gıdalar gibi, MCG gibi, mısır şurubu gibi! Riskleri mi? Kalp hastalığı, diyabetus mellitus (şeker hastalığı) kanser! Kırk satır mı, kırk katır mı; seç seçebilirsen!
 
Bir Başka Hesap!
 
Bir başka hesap yapalım; Diyanet 2013 yılında bir kişilik fitre miktarını 9,25 TL olarak belirledi. Dört kişilik bir aile düşünelim. Demek ki dört kişinin günlük beslenmesi 37,00 TL. Aylık bu gider 1.110.00 TL eder!
Asgari ücret 803,00 TL olduğuna göre asgari ücretli vatandaşımız aradaki fark 303,00 TL’yi zekât veya fitre olarak bir başkasından almalı ki; bir kere karnını doyurabilsin.
Beslenmeyi bırakalım; açlık sınırı altında bir ücrete sahip insanımız! Yani; vatandaşımızın karnı doymuyor!
Asgari ücretlinin elbette tek derdi karnını doyurmak değil; ısınmak, barınmak, giyinmek, yıkanmak, aydınlanmak (yanlış anlaşılmasın elektrik anlamında),  eğitim gibi hayati ihtiyaçları da mevcut!  Ya çocuklarını gezdirmesi, eğlendirebilmesi vs?
Sosyal hayatını, sosyalliğini, sosyal davetlere katılımı (düğün vs.) da boş verin!
 
Zekât- Fitre Avcıları!
 
Cemaatler, yardım dernekleri; binalaşmak, komisyon almak, yurt dışında hizmet etmek, yemek vermek, öğrenci bursu toplama derdindeler. Yoksuldan haberleri yok!
Dinimiz “Derneklere, Camilere, vakıflara, cemaatlere “zekât- fitre verilemez” buyurmasına rağmen; cemaat ve dernekler ısrarla “zekât ve fitre” toplamaktadırlar! Kurban da bu hükümdedir!
Erzurum’da mağazamıza günde elinde makbuzlu- makbuzsuz ondan fazla ikili yardım için insanlar geliyorlardı. Cami, vakıf, cemaat, dernek için yardım, sadaka, zekât ve fitre topluyorlardı.
Usanmadan hepsine soruyordum; “Bu işi niçin yapıyorsunuz” diye? Hepsi de ağız birliği etmiş gibi “Allah rızası için” diyorlardı!
Ben de onlara “Gidin iş bulun çalışın, çalıştığınızdan fakir- fukaraya, dernek, cemaat veya Camiye kendi kazancınızdan para verin. O zaman Allah rızası için iş yapıyorum, diyebilirsiniz. Başkasından toplayarak değil” derdim. Hala diyorum!
Hâlâ tanıdığım bazı isimler var ki; bu toplama işini meslek yapmışlar ve makbuzlu, makbuzsuz para toplayarak geçiniyorlar!
Bu kişilere zekât- fitre vermememiz ve ihtiyaç sahibini bularak namusuyla çalışıp; geçinemeyen insanlara yardım etmemiz için yazıyorum!
Zekât- fitre-sadaka fakirin gırtlak hakkıdır!
Asgari ücretlinin, tek maaşla geçinenlerin Allah’ın taksim ettiği zekât-fitre haklarıdır. Ellerinden almamalısınız!
 
Hoca’nın Görevi!
 
Erzurum’un şirin bir ilçesinde Cuma namazı kılıyoruz. İmam vaiz veriyor!
“Ben” diyor, “Vaizlik imtihanına gittim, “Bana hocanın asıl görevi nedir?” diye sordular!
Ben de ”Paralı ya da parasız öğrenci okutmak, öğrenci yetiştirmektir, dedim” dedi!
“Aferin, biz de senden böyle bir cevap bekliyorduk dediler ve beni vaiz yaptılar” dedi!
Paralı- parasız derken burada yaz Kuran kursu için öğrenci gönderecek cemaate “para” mesajı verdi.
Hoca, Camide görevli bir devlet memuruysa ve karşılığında maaş alıyorsa; ikincil para talebi rüşvet veya haksız edinilen bir kazançtır!
 
Şeytanların bağlandığı şu mübarek Ramazan’da kendi iç şeytanımızı (nefis) bağlamadıktan sonra, büyük şeytan bağlansa da kendi iç şeytanımız bize günahta sebat ve ısrar etmek için yeterli olur!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.