Ligin boyu kısaldıkça puanın aslanın ağzında olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Erzurum’un hem de evinde Fatih Karagümrük’e yenilmesi bunun net bir ifadesi. Rakibin alt sıralarda olması önemli değil. Önemli olan bundan sonra puana ne kadar ihtiyaç duyulup, duyulmadığıdır. Sanıyorum bundan sonra Erzurum’un rakibi sadece gruptan birinci çıkıp PTT ligine yükselmek isteyenler değil, alt sıralardan kurtulmak isteyenler de olacak.

Şekil A’da da görülüyor. Grubun zorlu bir grup olduğu ortada. Belki zirvede bir kopma oldu ama alt sıralarda o kopma çok da yok. Zaten tehlike de orada. İki maç üst üste kaybeden takım küme düşme korkusunu yaşayacağı gibi şampiyonluğu da kaybedeceği korkusunu ortaya koyuyor. Bundan sonra da zaten büyük takımdan ziyade küçük, önemsenmeyen rakiplerden korkacaksın. Ve özellikle bu ikinci yarıda bana göre favori kimse yok. Herkes herkesi yenebilecek durumda olacaktır. Bundan sonra takımlar en azından birbirleriyle birer maç yaptıkları için birbirlerini daha iyi tanıma imkanı buldular. Oyun stratejilerini ona göre yapacaklar. Ve oyun kurguları da ona göre maçlarda belirlenecek. Kimin daha iyi oynadığına değil, kimin nasıl puan kazanacağına veya kaybedeceğine odaklanılacak. Aynı durum tabii ki diğer lig ve gruplar için de geçerli.

Erzurum’un Fatih Karagümrük maçında kaybetmesi bana göre konsantrasyon eksikliğinden kaynaklı bir şey. Lige verilen ara Erzurumlu oyuncuların havasını kaçırmış. Oyuncuların konsantresini kaybettiği ve motiveden uzak olduğu kanaatindeyim. Belki Karagümrük maçında beklenen golün gelmemesi bu mağlubiyette rol oynadı. Eğer Erzurum erkenden bir gol bulsaydı maçın rengi daha da başka olurdu diye düşünüyorum. Ama gol dediğin de her zaman olan bir şey değil. Ve Mehmet Albayrak’ın ben bu maçta yokluğunu çok hissettim. Onun varlığı bile bu takım için ekstra bir motivasyon. Bir çok maçtan sonra rakip takım stoperlerinin ne enli dert yanmasından biliyorum. ‘’Mehmet Albayrak anamızı ağlattı’’ diye! Eğer Mehmet Albayrak oynasaydı en azından Karagümrük puan için bu kadar iştahlı görünmezdi. Gerçi onlar 1 puana razıydı ama Allah yüzlerine baktı beklemedikleri bir 3 puana kavuştu. Körün istediği bir gözdü, Alah verdi iki göz! Yeni transferlerin takıma katkısını hemen daha ilk başta beklemek doğru değil. Biraz zaman gerekli. Alınmışsa iş olsun diye alınmamışlardır muhakkak. Bu arada ben şahsen Engin Baytar’dan ziyade Fahri Tatan’ı bu takımın çok arayacağına inanıyorum. Onun sayesinde orta saha hakimiyeti kurulu bir takımı vardı Erzurum’un ve özellikle oyuna ağırlığını koyduğu anlarda rakibin bırak puan alması, pozisyona girmesi bile nadirattandı. Ne bileyim, bu takımın olmazsa olmazlarından biriydi o Fahri. Her neyse, giden gitmiştir, olan olmuştur, yenilere bakmamız gerekli. Ve bu hafta deplasmanda oynanacak olan Konya Anadolu Selçuklu maçının da öyle kolay kazanılacak maç olmadığı ortada. Ne diyelim, Allah kolaylık versin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.