Erzurum’a hoşgeldiniz.
Yeri göreviniz hayırlı olsun.
***
Umarım birkaç gün önce göreve başladığınız bu şehre önemli hizmetlerde bulunur ve ardınızda derin izler bırakırsınız.
***
Erzurum’u biliyor, Erzurumlu’yu tanıyor musunuz, bilmiyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse biz de size tanımıyoruz.
Ama tanışacağız.
Siz bizi tanıyacaksınız, biz de sizi.
Yoğurt yiyişiniz nasıl, görecek, öğreneceğiz.
***
“Zor” bir şehre atandınız.
Soğuk bir iklimimiz var.
İmkanlarımızın da çok fazla olduğu söylenemez.
Her ne kadar bir üniversite şehri olsak da, bilgiye ve teknolojiye ne yazık ki, çok uzağız.
El yordamı ya da deneme-yanılma usulü, başvurduğumuz yöntemlerdir.
***
Merak ediyorum…
Acaba Antalya gibi, dünya turizminin gözbebeği bir merkezinden Erzurum’a atanmak nasıl bir duygu oluşturdu sizde?
Umarım “Erzurum” dendiğinde düş kırıklığı yaşamamışsınızdır.
***
Her ne kadar her iki şehrin statüsü “büyük” olsa da, biliyoruz ki, Erzurum, mevcut büyükşehirlerin belki de en zayıf halkası!
***
Bazı eksikler ve dezavantajları olan bir memleketimiz var.
Kabul etmeliyiz ki, sosyal yönümüz hayli zayıf.
İnsani değerlerimiz de, göç nedeniyle erozyona uğramış durumda.
Dadaşlık kültürü sanki de can çekişiyor.
***
Turizm kenti olmaya hevesleniyor, ama beceremiyoruz.
Turizm adına ciddi potansiyelimiz var aslında…
Yazı ile kışı ile müthiş bir değer Erzurum.
Ama tanıtım konusunda sınıfta kaldığımızı söyleyebilirim.
***
Antalyaspor, bu sezon müthiş bir çıkış yakaladı, neredeyse bi ara Süper Lig’in lideri bile oluyordu.
Bizde ise bırakın süper ligi, ikinci ligde bile bir takımımız bulunmuyor.
***
Müthiş bir stadımız var.
İsmi hep tartışma konusu yapılan ve sonunda Kazım Karabekir’de karar kılınan, benim ise Cemal Gürsel’de direttiğim gerçekten çok güzel bir stad.
Ama takım derseniz…
Sonuçta etiyle buduyla Büyükşehir Belediyespor!
Amiyane tabirle yeseniz de bu yemeseniz de.
***
Üçüncü ligdeki bu takımın seveni var, sevmeyeni var.
Mavi-Beyaz renklere gönül vermiş çoğu insan Erzurumspor’u istiyor.
Tabi ki ben de.
Ama istemekle olmuyor, adım atmak gerek.
***
Sadece futbol adına değil noksanlıklar.
Erzurum için öteden beri “kültür şehri” yakıştırması yapıyoruz.
Öyleyiz aslında.
Ya da “öyleydik” mi demek lazım, bilemiyorum artık.
İşte bu kültür şehrinin bir kültür merkezi maalesef bulunmuyor.
***
Musiki adına geçmişte çok güzel örneklerin yaşandığı, sanatçıların çıktığı, türkülerin, şarkıların derlendiği Erzurum’da bir konservatuvara ya da daha mazbut haliyle bir musiki cemiyetine de ihtiyaç var.
***
Dadaş bar oynar ve de iyi oynar.
Ama halk oyunlarında da geriye gidiş sözkonusu.
Örneğin Erzurum’un “çift beyaz güvercin olsam” diyerek nazlı nazlı salınan kadın bar ekibi artık pek de bulunmuyor.
***
Gözünüzü korkutmak hiç istemem.
Fakat gerçekleri bilmeniz lazım ki, sorunları da çözebilesiniz.
Bir zamanların sanatta, sporda, musikide ve hatta siyasette adından sıkça söz ettiren kenti Erzurum, şimdi mazisini arıyor.
***
Umarım sizinle birlikte sorunlar asgariye iner ve tırmanış başlar.
Memleketini seven bir Erzurumlu olarak diğer illerin gerisine düşmek…
Ve hepsinden önemlisi küçükşehirlerle aynı kulvarda yürümek zorunda bırakılmak…
Doğrusu zoruma gidiyor.
Bilesiniz istedim efendim.
