Atatürk Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından 'Termal Su Kaynaklarımızın Çevre ve Turizm Açısından Değerlendirilmesi' konulu panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz ile Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Ali Kara katıldı.
Panelde konuşan Başkan Fatih Cengiz, Jeotermal Kaynaklı Belediyeler Birliği ile Avrupa’nın çeşitli ülkelerine yaptıkları ziyaretlerden edindiği izlenimleri katılımcılarla paylaştı.
ERZURUM’UN TERMAL AVANTAJI ÇOK İYİ
Termal turizmin Avrupa'da çok iyi yapıldığını dile getiren Başkan Cengiz, “Termal sular, Avrupa'da ısıtma, elektrik üretimi ve seracılık gibi noktalarda de kullanılmaktadır. Türkiye'de ise fazla kullanamıyoruz. Aziziye'de 3 tane kuyumuz var. Bunların ikisi kapalı. Belediyenin termallerinde kullandığımız kuyu suyunun ise yüzde 50'sini kullanıyoruz. " dedi.
Konuşmasında Avrupa'daki termal merkezlerden örnekler veren Cengiz, Budapeşte'nin bu konuda ileri olduğunu söyledi. Budapeşte'nin nüfusunun 2 milyon, şehre gelen turist sayısının ise 7 milyon olduğuna dikkat çeken Cengiz, "Altyapı noktasında çok ilerideler. Şehirleşme çok iyi. Burada ise öyle değil. Şehircilik olarak, çevre, imar noktasında bizden çok iyiler. Bu yönde çalışmalarımızı biz de yoğun bir şekilde sürdürüyoruz." diye konuştu.
Geri dönüşümü en çabuk olan turizm çeşidinin termal turizm olduğuna vurgu yapan Cengiz, "Bizim bu noktada avantajımız çok iyi. Erzurum'a Türkiye'nin her yerinden uçak seferi var. Havaalanına indikten sonra 10-15 dakikaya Ilıca, 20-30 dakikaya ise Pasinler'e gitme imkanı bulunuyor. Ama biz termal turizmin öneminin farkında değiliz. Bu noktada gerekli yasal düzenlemeler yok. İşin sağlık boyutuyla kombinasyonunda bağlantı yok. Bunların yapılması lazım." şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN TERMAL POTANSİYELİ
Konuşmasında Türkiye’deki termal turizm potansiyeli hakkında da bilgiler veren Başkan fatih Cengiz, “Alp - Himalaya Jeotermal Kuşağı üzerinde bulunan Türkiye, jeotermal su kaynakları bakımından oldukça zengin bir konumdadır. Türkiye, jeotermal kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından da dünyada ilk yedi ülke Arasında yer almaktadır. Avrupa'da ise birinci sırada yer almasına rağmen, jeotermal ısı ve kaplıca uygulamaları bakımından bu potansiyelinden maalesef yeterince yararlanamamakta ve bu açıdan dünyada A.B.D, İsveç, Çin ve İzlanda’nın ardından beşinci sırada yer almaktadır. Jeotermal kaynakların ülke içinde coğrafi bölgelere göre dağılıma bakıldığında, en yüksek payı (% 77.94) Ege Bölgesi’nin aldığı görülürken, Doğu Anadolu Bölgesi % 4.77’lik oranla Marmara Bölgesi’nden sonra dördüncü sırada yer almaktadır ‘Termal turizm,’ turizm sınıflandırılmasında ‘Sağlık Turizmi’ ile birlikte anılır. Bununla beraber spor turizmi, kültür turizmi, iş turizmi, rekreasyonel turizm ve hatta din turizmi ile de beraber kullanılabilir ve çok yakından ilişkilidir.” diye konuştu.
Panelin sonunda Başkan Fatih Cengiz, kendisine yöneltilen soruları cevapladı.
Panel, konuşmacılara teşekkür plaketi takdim edilmesiyle sona erdi.
Panelde konuşan Başkan Fatih Cengiz, Jeotermal Kaynaklı Belediyeler Birliği ile Avrupa’nın çeşitli ülkelerine yaptıkları ziyaretlerden edindiği izlenimleri katılımcılarla paylaştı.
ERZURUM’UN TERMAL AVANTAJI ÇOK İYİ
Termal turizmin Avrupa'da çok iyi yapıldığını dile getiren Başkan Cengiz, “Termal sular, Avrupa'da ısıtma, elektrik üretimi ve seracılık gibi noktalarda de kullanılmaktadır. Türkiye'de ise fazla kullanamıyoruz. Aziziye'de 3 tane kuyumuz var. Bunların ikisi kapalı. Belediyenin termallerinde kullandığımız kuyu suyunun ise yüzde 50'sini kullanıyoruz. " dedi.
Konuşmasında Avrupa'daki termal merkezlerden örnekler veren Cengiz, Budapeşte'nin bu konuda ileri olduğunu söyledi. Budapeşte'nin nüfusunun 2 milyon, şehre gelen turist sayısının ise 7 milyon olduğuna dikkat çeken Cengiz, "Altyapı noktasında çok ilerideler. Şehirleşme çok iyi. Burada ise öyle değil. Şehircilik olarak, çevre, imar noktasında bizden çok iyiler. Bu yönde çalışmalarımızı biz de yoğun bir şekilde sürdürüyoruz." diye konuştu.
Geri dönüşümü en çabuk olan turizm çeşidinin termal turizm olduğuna vurgu yapan Cengiz, "Bizim bu noktada avantajımız çok iyi. Erzurum'a Türkiye'nin her yerinden uçak seferi var. Havaalanına indikten sonra 10-15 dakikaya Ilıca, 20-30 dakikaya ise Pasinler'e gitme imkanı bulunuyor. Ama biz termal turizmin öneminin farkında değiliz. Bu noktada gerekli yasal düzenlemeler yok. İşin sağlık boyutuyla kombinasyonunda bağlantı yok. Bunların yapılması lazım." şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’NİN TERMAL POTANSİYELİ
Konuşmasında Türkiye’deki termal turizm potansiyeli hakkında da bilgiler veren Başkan fatih Cengiz, “Alp - Himalaya Jeotermal Kuşağı üzerinde bulunan Türkiye, jeotermal su kaynakları bakımından oldukça zengin bir konumdadır. Türkiye, jeotermal kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından da dünyada ilk yedi ülke Arasında yer almaktadır. Avrupa'da ise birinci sırada yer almasına rağmen, jeotermal ısı ve kaplıca uygulamaları bakımından bu potansiyelinden maalesef yeterince yararlanamamakta ve bu açıdan dünyada A.B.D, İsveç, Çin ve İzlanda’nın ardından beşinci sırada yer almaktadır. Jeotermal kaynakların ülke içinde coğrafi bölgelere göre dağılıma bakıldığında, en yüksek payı (% 77.94) Ege Bölgesi’nin aldığı görülürken, Doğu Anadolu Bölgesi % 4.77’lik oranla Marmara Bölgesi’nden sonra dördüncü sırada yer almaktadır ‘Termal turizm,’ turizm sınıflandırılmasında ‘Sağlık Turizmi’ ile birlikte anılır. Bununla beraber spor turizmi, kültür turizmi, iş turizmi, rekreasyonel turizm ve hatta din turizmi ile de beraber kullanılabilir ve çok yakından ilişkilidir.” diye konuştu.
Panelin sonunda Başkan Fatih Cengiz, kendisine yöneltilen soruları cevapladı.
Panel, konuşmacılara teşekkür plaketi takdim edilmesiyle sona erdi.
Editör
Son Güncelleme: 03.05.2012 14:43
