Malihulya mıdır, Melankoli midir; Gerçek Şu ki, Dünyadan Habersiz İnsanlarla yaşıyoruz! Garibim dünyanın insanlarının bir kısmı daha garip.

Bir kısmı yaşamayı bir gölgede ve bir dizin dibinde başkasının kişiliğinde yaşamak zannediyor. Kendisinin özgürlük hakkında fikri yok! Başkasına veya başkalarına bürünmekle kendisinden kaçmayı özgürlük olarak algılıyor!

Bir siyasi gruba girmeyi, bir fikre dahil olmayı, bir inanca dayanmayı, reddetmeyi, savunmamayı, eleştirmemeyi özgürlük bellemiş. Korkuyor, kendisinden bile korkuyor. Yanında hiçbir fikri konuşmanıza izin vermiyor. Kendi fikri ise zaten gelişmemiş, yok! Bütün fikri neşriyatı başkalarına ait dikteler. Her şeyi yüzeysel, biraz oradan biraz buradan ama asla kendinden değil.

Mutluluk çok uzaklarda, tatmamış, korkuyor mutlu olmaktan korkuyor.

Ve yüzbinlerce kişinin kendini aydın sanması misali aydınlığı uzaklara yakınlara taşıyacak bir sepeti yok. Gittiği yerlere kendi karanlığında gidebiliyor. Kendi karanlığını götürüyor.

Aydınlanmanın meşalesi beyninde hiç yanmamış ki; siyahtan beyaza giden aydınlanma yolunun şifrelerini bulabilsin.

Tek sığınağı kırık karakterlerin yanı, orada rahat, çünkü bir fikre bir düşünceye ihtiyacı yok!

İnsanın özgürlük arayışı yüzyıllardır sürüyor. İnsanın felsefi, siyasi tartışmaları yıllardır sürüyor. Her sürtünme, her tartışma yeni ufuklar, yeni senaryolar, yeni icatlar doğuruyor!

Dünyadan habersiz, bir siyasi veya dini lider bulmuş her dediği ayet(!), tartışmıyor, sonuçları görmüyor, anlatmaya kalksan anlamıyor.

Yüksek konulara uzak, sıradan düşünceler hayatına yön veriyor. İspatsız sorgusuz her söz, her rivayet her tefrika ona iyi geliyor.

Melankolik yaşam, fikirsiz, okumasız yaşam, kasvetli ve amaç taşımayan yaşam; yüzleşilmemiş aşağılık kompleksleri, özgürlük arayışının gelişmesine izin vermeyen yaşam hayatın amaçlarına hizmet etmiyor.

Malihulya hastalığına tutulmuş insanlar. Belirtileri hayata karşı bağlılığın azalması ve her şeye kayıtsızlık, insanlardan kaçma, keder vb. haller olan ruh hastalığı, kara sevda, melankoli. (TDK böyle açıklıyor).

İnsanların dertleri, ekonomik çöküşleri, insanların hastalıkları, hayatın akışı hatta ülkenin aleyhine gelişen olaylar onun umurunda değil!

Bu sosyolojik bir yara ve biz itiraf edelim ki böyle insanlarla birlikte yaşıyoruz!