Son birkaç gündür sosyal medyada özellikle de Maltepe Erzurumlular Vakfı bazı kişiler tarafından "günah keçisi" ilan edilmiş, enine-uzununa eleştiriliyor.
***
Sebep?
***
Niye vakıf yöneticileri, Ankara patlamasının ardından kurtuluş etkinliğini sonlandırmamış!
Gerekçe bu.
***
Önce şunu söylemeliyim:
Gerek Vakıf Başkanı Süha Dengizek ve gerekse vakıf yöneticilerinin bizim avukatlığımıza hiç ama hiç ihtiyaçları yok.
Onlar çıkar iddia sahiplerine gerekli cevabı verirler.
***
Biz, Erzurum'dan yaklaşık 20 gazeteci o etkinliğe davet edilmiştik.
Sonuçta gittik.
***
Davet sahiplerinin bir'den çok niyeti varmış, bunu da İstanbul'da öğrendik!
***
İlki; Yakınlaşmak ve daha çok biribirimizi tanımakmış.
O ortamlar oluşturuldu, çok içten yaklaşımlarımız ve sohbetlerimiz oldu.
***
İkincisi; Büyükşehir Erzurumspor'u, şampiyonluk hedefine ulaştırmak için neler yapılması gerektiğini konuşmakmış...
Konuştuk, çok farklı konulara değindik, küs'leri barıştırdık, sonuçta hepimiz ortak bir noktada da buluştuk.
Artık hepimizin amacı Erzurumspor'u şampiyon yapmak.
***
Bunun için gereken destek ne ise, önüne-ardına bakmaksızın birlikte o desteği verecek, sezon sonunda da inşallah şampiyonluğa ulaşacağız.
***
Üçüncüsü; Etkinliği, yani kurtuluş kutlamalarını çıplak gözle izlemek ve belki duygularımızı öğrenmekmiş.
Bunu da yaptık, yani etkinliğin her anını yaşadık, gözlemlerde bulunduk.
Sıra yazmaya, gözlemlerimizi aktarmaya geldi.
***
Bugüne kadar benzeri yığınla etkinlik izlemişliğimiz vardır.
Ama Bostancı Kültür Merkezi gibi, bayraklarla süslü bir salonda kurtuluş etkinliği hiç izlememiştim.
Bırakın şunu bunu da, son yıllarda coşkulu bir kurtuluş bayramı törenine hiç tanık olmamıştım.
Bundan dolayıdır ki, ürperdim!
***
Salon, baştan-ayağa Türk Bayrakları ile donatılmıştı.
Yönetim 5 bin bayrak sipariş etmiş.
O bayraklar koltuklara öyle güzel dizilmişti ki, karşıdan bakınca insan, muhteşem bir görüntü ile karşılaşıyor, hayran hayran çevresine bakıyordu.
***
Gördüğüm muhteşem tablo, bir Erzurumlu olarak beni ziyadesiyle gururlandırdı.
***
Koca salon o haliyle bizim sevdamızı, bayrak sevgimizi, vatan aşkımızı gözler önüne seriyordu.
Bundan daha hoş bir manzara olabilir miydi?
***
Şimdi yazılanlara, söylenenlere bakıyorum da...
Neymiş efendim, yok bayrakların üzerine oturulmuş, yok yerlere atılmış, çiğnenmiş filan!
***
Ben yerde, ayaklar altında bayrak filan görmedim.
Görseydim, tepkiyi en başta ben koyardım.
***
Kaldı ki, bayrak bizim kutsalımızdır.
Dolayısıyla hiçbir Erzurumlu'nun o bayrağı yere atıp, çiğneyecek alçaklığa sahip olmadığını hepimiz iyi biliriz.
***
Sadece şu söylenebilir, ki söyleniyor da!
***
Ankara'da patlama olduktan, o menfur, o kahpe saldırı gerçekleştikten sonra, etkinlik niye sonlandırılmadı?
***
Önce bir gerçeğin altını çizmekte fayda var!
Ankara'da patla olduğu haberi salona çok geç ulaştı. Haberi getiren de, davete rötarlı katılan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'di.
Başkanın haberi kulaklarımıza fısıldadğı ana kadar kimsenin, Ankara'da olup-bitenden bilgisi yoktu.
***
Hemen telefonlara sarıldık...
Dolayısıyla biz o acı olayı neredeyse bir saat sonra ancak, o da yüzeysel biçimde öğrenebildik.
Ölü var mıydı, varsa kaç kişiydi, bilmiyorduk.
***
Şu eleştiriye katılırım:
Kardelen TV yayını kesmeliydi.
***
Doğru olanı da buydu.
Çünkü insanlar dışarıda iyi-kötü bir bilgiye ulaşıyor, sonra da Kardelen Tv ekranına bakıp, öfkeleniyordu.
***
Ama içeride oynayanın, zıplayanın, türkülere tempo tutanların bişeyden haberinin olmadığını kim bilebilirdi ki?
Az sonra, acı olayın detayları öğrenilince programa da zaten son verildi.
***
Yaşanılanlara ve sonrasında söylenilenlere dikkat kesilen birisi olarak şunu söylemeliyim:
***
Benim insanımın en çok değer verdiği kutsalların başında bayrak gelir.
Biz öyle eğlenceyi de çok seven bir toplum da değiliz ki, şehidi, o şahitlerin yakınlarının acısını hiçe sayıp da vur patlasın, çal oynasın edelim.
***
Kaldı ki, Muazez Ersoy'un, "Ankara'da patlama olmuş. Etkinliği sonlandırıyoruz" haberine kimse itirazsız boyun büktü ve büyük bir sükunet içinde salonu terketti.
***
Son söz olarak şunu gönül rahatlığıyla yazarım:
Erzurumlu hain değildir,
O Erzurumlu bırakın Ankara'yı, İstanbul'u, Fizan'da da yaşıyor olsa böyledir.
Çünkü hepimiz biliyoruz ki;
DADAŞTAN DÜŞMAN OLMAZ! 
öztürk hocam ; patlama 18:35 de oldu, programı 20:45 de bitirdiler, haber salona geç ulaştı söyleminize katılmıyorum ve inanmıyorum, çünkü herkesin elinde olan akıllı telefonlar sayesinde anında son dakika haberleri geçiyor, o salonda bulunan duyarlı insanlar bu patlama haberini görmezlikten geldiler ve umursamadılar. patlama anından itibaren o programı iptal etmeyen, bitirmeyen ve 2 saat boyunca eğlenmeye devam eden başta o programı canlı yayınlayan kardelen tv'yi,( telefonla aradım, ihtar ettim, uyardım) mehmet sekmeni, ibrahim erkalı, muazzez ersoyu ve orada eğlenen, oynayan, alkışlayan seyircileri ve o programı durdurmayan yöneticileri, sözde erzurumlu dadaş hemşehrilerimi şiddetle kınıyorum...