Ahlakın, sorumlukla derin bir ilişkisi vardır, hepimiz ahlakla ilgili sorumluluklardan kaçamayız, kaçmamalıyız!
Ahlak, toplumuzda her zaman değişik şekillerde anlamlandırılmıştır. Güzel huy veya yumuşak bir huya sahiplik olarak genelde algılanır. Kibar, nazik, naif olmak ahlakın bütününü kapsamaz. Bunlar insanı değerli kılan özelliklerdir. Ama ahlak tanımını kuşatmaz!
Ahlak, bir değer olarak ele alındığında, anlamını bütün enstrümanlarla almak gerekir!
Ahlaka ahlaksız davranışlardan örnek veriyorum. Sonra kim ve ne kadar ahlaka sahibiz herkes kendi değerlendirmesini yapsın!
Liyakatsizliğin kurumlarda kök salması, ehliyetsiz kişilerin önemli makamlara gelerek, liyakatli ve vasıflı binlerce insanı işsiz bırakması.
Liyakatsizliği, hileyi veya adaletsizliği görüp sessiz kalmak; bir bakıma o eyleme ortak olmaktır. Ahlak, aynı zamanda haksızlığa karşı ses çıkarma cesaretidir.
Pazarda pırasa görüyorsunuz, incecik taptaze, alıyorsunuz, eve geliyorsunuz pırasanın yarı çapı 3 cm! Veya domates tezgâhta yüzünüze gülüyor, evde yarısı çöpe gidiyor! Bu ahlaksızlık!
Peynirler, yoğurtlar, tereyağları sütsüz, süt kutularında %96 su! Etler mesela; her sene açıklanan rakamlara göre etin içinde kanatlı, kanatlının içinde tavuk, hindi yok! Bal diyorsunuz, doğayı, çiçeği görmemiş, arıya rastlamamış, merdiven altı imal ballar satılıyor! Ahlaksızlığın dik alası!
Siyasi söylemlerin, toplumsal vicdanı zedeleyecek şekilde, zenginin hırsızlığını görmezden gelip, dürüstçe geçinmeye çalışan yoksulu aptal yerine koyması kabul edilemez ahlak dışıdır!
Zaten yaptığı yollar, evler, iş yerleri yıkılan ve müteahhitler kendileri bile ahlaklı olduklarını söyleyemezler!
Tecavüz, taciz, cinayet ve organize suçlara verilen komik cezalarla toplumun vicdanını yaralayan cezasızlık kültürü topluma daha fazla yerleşmemelidir.
Toplumsal ahlakı şekillendirme sorumluluğu olan kanaat önderlerinin ve manevi mercilerin; şiddet, taciz ve adaletsizlik karşısında sessiz kalması, ahlakın en büyük zafiyetidir.
Ahlaksızlık artık bir bireysel kusur olmaktan çıkıp, denetimsizliğin ve cezasızlığın yarattığı sistemik bir hastalık haline gelmiştir.
Genel ve derin anlamlandırdığımızda ahlakı; en üst seviyede karakterimize monte etmemiz gerekir!