Bilgiden başka eksiğimiz mi var?
Bilgi eksikliğinin yerini neyle ve nasıl doldurabiliriz ki?
Bilgiyi yakalayan, bilgiyi kullanana esir değil miyiz?
Bilgi bizden çok uzaklarda mı?
Bilgiyi doğru ve emin bir şekilde bilip uzman olanların hayatlarında bilgi ne kadar uygulamaya girmiş?
Evliliği doğru yolda olmayan bir sosyolog, psikolog veya iletişim uzmanı; kitabı bilgisini kullanıyor mu?
İletişim fakültelerimizde anlatılan bilgiler, anlatanların hayatlarına ne kadar girmiştir? Fakülte içi iletişim ne durumdadır?
Öğrencisini azarlayan, aşağılayan bir öğretmen matematik bilgisinde zirve olsa ne olur, olmasa ne olur?
Çocuğunu döven, eşine ve çocuklarına şiddet uygulayan bir ebeveynin hayatında nasıl bir kara bilgi vardır?
Eşine, çocuğuna, yakınlarına, müşterilerine, öğrencilerine yalan söyleyen bir insan hangi bilgiden söz edebilir ki?
Kişisel bütünlük, özgüven yerlerle bir edilmiş insanlardan kim ne bekliyor, anlayabiliyor muyuz? Bilgimiz olsa böyle mi davranırız?
Şımartılmış her çocuğun kayıp çocuk olduğunu, hatta sadece birinciliğe odaklandırılmış çocukların hayatlarında ne kadar mutsuzluğa yönlendirildiğini biliyor muyuz?
Bunlar bilgi değil midir?
İkiyüzlülük hayatımızın neredeyse vazgeçilmezi; dürüstlük eks aşkımız!
Hayat bilgisinden, Türkçe okuma kitaplarımızdan ikiyüzlülük ve eks aşkımız dürüstlüğü okumadık mı; bu bilgiyi niçin kullanmıyoruz?
Niçin dürüstlüğü kriterlerimizden çıkardık ki?
Dini bilgi aldığımız, modellediğimiz din hocalarımız bugünkü geldikleri noktada hangi bilgileri kullanıyorlar dersiniz; Kuran’da yazan dürüstlük hakkındaki bilgiler yerine hangi bilgiler kullanılıyor dersiniz? Dört kitabın hangisi dürüstlüğü şart koşmamış?
Siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz çok büyük bir refahta olduğumuzu, ekonominin dünyada sayılı yüksek ekonomiler içinde olduğunu söylüyorlar! Doğru olup olmadığını haydi yaşamımızdan, dar geçimimizden anlayamıyoruz; dünya sıralaması denen verilere bakıp bilgilenme niye aklımıza gelmiyor?
Aklımıza gelse belki bir iki soru sorabilsek; rahatlayacağız; ama soru da bilgisiz sorulmuyor!
Dün gittiğim berberde siyaset konuşup, tartışıyorlardı; benim hangi partiye oy vereceğime sıra geldi; benimle tartışmaya başlayacaklardı ki; “ben siyaseti tartışmayı bıraktım, ben doğrunun peşindeyim, bilginin peşindeyim” dedim.
Seçimde oy verme işini çok önemsememizi bilgi söylüyor! Siyasi partiler arasında tercih yapmam için de birkaç konuda bilgili olmalıyım!
Kendime siyasi partilerle ilgili soru sormalıyım, cevap vermeliyim! Yeter mi; yetmez? Muhalefeti kim kime ediyor ve ne ile suçluyorsa; o soruların cevaplarını bulmalıyım, araştırmalıyım, üç dört ayrı gazete makalesi en azından okuyabilmeliyim ki cevap da verebileyim!
Bilgiden kaçamayız; bilgiden biz kaçarsak; hep böyle bilgiyi yakalamış, hayatına geçirmiş insanların ancak ve ancak yardımcısı, uydusu, bağımlısı ve bir başka deyimle esiri ve müstemlekesi oluruz!
Bu yüzden sayın öğretmenlerim, sayın yöneticilerim; lütfen aydın dünyanın ışığına talip olmasını, bilginin kutsal olduğunu öğrencilerimize öğretelim!
Bilgi olmazsa; bağımsızlık olmayacaktır!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.