“SENE gurban olim, ögünde ölim,
Seslirem, ya sen gel ya da ben gelim.”
 
Bu dizeleri en son Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezinde Büyükelçi ve bilim adamı Orhan Güvenen'e verilen 'doktora' unvanı töreninde dinledim.
Güvenen'i bu mutlu gününde yalnız bırakmayan İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak, "Seslirem' şiirinden iki dörtlüğü, hem de hakkını vererek okudu.
Şiiri okumadan önce de şairinin adını anons etti.
Avukat Reşat Beyin oğlu Prof. Dr. Demir Budak'la ilgili olarak 'İstanbul'un en ünlü cerrahı Hasankaleli çıktı' makalesini yazarak tanık olduğum o güzel anları aktarmıştım.
İstanbul'da oturan hemşerimiz Cemal Yüngül de yazıyı okuduktan sonra  "Demir Hocayı anlatırken keşke Muhdes Fırat'tan da bahsetseydin" diye mesaj atmakla kalmadı, bir de şiir kitabını gönderdi.
 İstanbul’daki Özder Matbaasında 1993 yılında bastırılan ‘Seslirem’ isimli şiir kitabı, çıktığı yıl ünlenmiş ve ülke genelinde çok büyük sükse yapmıştı.
Ancak, yazarıyla ilgili hiçbir fikrim yoktu.
'Seslirem' şiir kitabını bir solukta okudum ve böylece şairini de yakından tanıma fırsatı buldum.
Meğer şair Muhdes Fırat da Hasankaleliymiş.
Emekli subay Muktedir Fırat'ı tanıyordum ama Muhdes Fırat ismini hiç duymamıştım.
Muhdes Fırat, bizim yakından tanıdığımız hemşerimiz Muktedir'in ağabeyi çıktı.
 
SİNEMA FİLMLERİNDE VE TİYATROLARDA OYNUYOR
Muhdes Fırat, ilk ve ortaokulu doğduğu yer olan Pasinler’de okuyor.
Erzurum Lisesinden mezun olduktan sonra bir süre İstanbul Hukuk Fakültesine devam ediyor.
Sonra da gönlünden geçen meslek olan tiyatro oyunculuğuna başlıyor.
O zamanlar Semiha Berksoy, Genco Erkal, Şevket Altuğ, Umur Bugay, Aydemir Akbaş gibi değerli sanatçıları kadrosunda bulunduran Gülriz Sururi- Engin Cezzar tiyatrosunda profesyonel oyunculuğa adım atıyor.
Büyük usta Haldun Taner'le tanışıyor, birkaç sinema filminde aktör olarak oynuyor.
Müzik piyasasına giriyor ve plak şirketlerinde yöneticilik yapıyor.
Şair Muhdes Fırat, -Allah uzun ömür versin- şimdi 77 yaşında ve İstanbul'da hayatına devam ediyor.
 
 "SESLİREM, 15 YILLIK ARAŞTIRMA VE SABRIN ÜRÜNÜDÜR"
Muhdes Fırat ile daha sonra telefonla tanıştık.
İşte şair Muhdes Fırat’ın sorulara verdiği yanıtlar:
- Neden 'Seslirem' şiirinin adını kitaba verdiniz?
-Birincisi, Seslirem 15 yıllık titiz bir araştırmanın ve sabrın ürünüdür.
- Ya ikinci neden?
- Kelime kelime örgüleyerek 'Seslirem'i 1973 yılında bitirebildim.
1978 yılında son mısradaki 'Ya sen gel, ya da ben gelim' yerine 'Ya gah gel, ya gahim gelim' sözlerini oturtarak tamamladım.
 - Seslirem ile neyi hedeflediniz?
-Seslirem, halk kültürüyle birçok şair ve düşünürün sentezinden ürettiğim bir yapıttır. Örneğin Seslirem'de Sümmani'yi, Emrah'ı, Kemalettin Kamu'yu hatta Mevlana'yı bulabilirsiniz.
 
ERZURUMLU "OLA OĞUL, OLA GARDAŞ, OLA BABA" DER
- Şiirde hedef sadece Erzurumlular mıdır?
-İlk bakışta Erzurum diyalektiyle yazıldığı için sadece Erzurumluları çağrıştırıyor görünümündedir. Aslında ‘Seslirem’, tüm insanlara ve insanlığa bir çağrı, bir mesajdır.
- Nedir bu mesaj?
- ‘Seslirem’, benim hayat felsefemdir.
İnsanlar arasında hiçbir fark gözetmeden sevgi, saygı, alçak gönüllülük, hoşgörü ve beraberlik mesajıdır.
- Şiirde, Eller 'beg efendi' demiş. E nedim/ Senin 'ola' diyişini istirem’ diye bir dize var. Burada ne demek istediğinizi detaylandırır mısınız?
 - Erzurum'da anne oğluna, 'Ola oğul', bir insan diğerine, 'Ola gardaş', evlat babasına 'Ola baba' diye hitap eder.
Erzurum dilinde 'ola', can demektir, canan demektir. Sevgi ve saygının birlikte ifadesidir. Saflığın ve derin içtenliğin göstergesidir.
Erzurumlu tüm bu güzel görüşleri, tek kelime ile anlatır: Ola.
Beni anlayacaklarını umarak tüm insanlara sesleniyorum: Ola…
 
 
SESLİREM
 
Ey güzel hemşerim,. canım cigerim.
Arhadaşım, emim, dayım, yegenim.
Sene candan selam, gönülden hörmet.
Sen içerimdeki gurbet, üregimdeki hesret.
 
Sene gurban olim, ögünde ölim.
SESLİREM. Ya sen gel, ya da ben gelim.
 
İstersen herif ol, istersen esgigetek.
İstersen ehtiyar ol, istersen bebek.
Sen anam, sen bacım, sen gardaşım.
Sen nenem, sen dedem, sen Dadaşım.
 
Sene gurban olim, ögünde ölim.
SESLİREM. Ya sen gel, ya da ben gelim.
 
Eller begefendi demiş. E nedim.
Seenin OLA diyişini istirem.
Sen bir yanda, ben bir yanda ey değil.
Bir arada olah diye SESLİREM
 
Sene gurban olim, ögünde ölim.
SESLİREM. Ya sen gel, ya da ben gelim.
 
Sen bensen, ben de senem. Bizıh el  olamazıh.
Eger uzah galırsah, çoh çoh yazıh.
Seni negettin sevdügümi bülirsen.
Çünki sen ERZÜRÜMSEN, Erzürümlüsen.
 
Sene gurban olim, ögünde ölim.
SESLİREM. Ya gah gel, ya gahim gelim.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Fehmi SERİNKER 2014-05-23 16:38:37

erzurum'da bana küçük bir yolculuk yaptirdiğin, eski ola'larimi bana hatirlattiğiniz için, size çok teşekkür ederim kadir bey, elinize ve de yüreğinize sağlik. size ve erzurum'daki tüm dostlarima sonsuz selam ve saygi

Avatar
Gürhan Özorhan 2014-05-23 09:58:04

ola olabilmek, ola nın üzerinden silindir geçmiş, nasıl olacağız ola? yüreğim sızlar dizlerim titrer ah çektiğimde. kadir bey elinize ve kalemine sağlık.