Biliyorsunuz…
Erzurumspor’da tam 12 Covid vakası tespit edildi… Diğer kulüpleri ve oradaki pozitif vakaları bile hiç dahil etmeden sadece bu rakamı çarpın bakalım şimdi 3’le!..
İşin içine bir de dolaylı temasları katın şimdi!
Ne oldu, rakam kabardıkça kabardı, öyle değil mi?
Evet öyle…
Tıpkı bizim federasyona ve onlara göz yuman Sağlık Bakanlığı’na olan öfkemizin kabarması gibi…
Sahi ya!
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca niye böyle bir yola tevessül etti ki?.. Süreci yöneten en kilit isim olmasına rağmen topu niye federasyona attı ki?
“Olmaz!” diyebilirdi…
“Oynanmasın!” diyebilirdi…
Üstelik kimse bu yüzden kendisinden hesap soracak da değildi…
Camiler kapandı…
Okullar kapandı…
Dükkanlar kapandı, işyerleri, mağazalar, berberler kapandı… Peki, bir kişi de kalkıp Bakan Bey’e “haksızlık ediyorsun” dedi mi?
Demedi…
Neden?
Sağlığımız söz konusuydu da, ondan…
Ama gelin görün ki, her fırsatta: “Virüs, gücünü temas ortamından alıyor” diyen koskoca Sağlık Bakanı, mevzu futbol olunca bütün selahiyeti federasyonun kucağına bıraktı…
Ve geldiğimiz nokta!
Futbol kulüplerinde her gün yeni vakalar, yeni tanılar, yeni şüpheler ve yeni bulgular çıkmaya başladı…
Şimdi, soru şu:
Bu sonuçtan kim sorumludur?
Kestirmece cevap: elbette Türkiye Futbol Federasyonu…
Peki, bunda Sağlık Bakanlığı’nın hiç payı yok mudur?
Evet, vardır…
En az Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir kadar, karşı karşıya kaldığımız bu manzaradan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile birlikte Bilim Kurulu üyeleri de sorumludur…
Belki şöyle diyenler olabilir:
“İyi de, Sağlık Bakanlığı ya da Bilim Kurulu, onlara gidin futbol oynayın!” demedi ki!
Doğru, demedi…
Amaaaa!
Camiler ve okullarla ilgili her türlü kararın alınmasını sağlayan Sağlık Bakanlığı ya da Bilim Kurulu, onlara “bu ortamda futbol oynayamazsınız!” da demedi…
Görüyorsunuz değil mi?
Ortada çok yaman bir çelişki var!
Dolayısıyla sormadan edemiyor insan:
Virüs mü güçlü yoksa aldığımız tedbirler kadar biz mi güçlüyüz?
Ya da…
Futbol sektörü hepimizden çok daha mı güçlü?
Siz ne dersiniz?
