Sevgili köşe okurlarım,
Bugünkü makalemi üniversitelerdeki eğitim sistemine ayırmak istiyorum;
Günümüzde Türkiye deki üniversitelerde okuyan gençlerimizin, eğitim sistemi hakkın da ki düşüncelerine önem verilmesi gerekiyor. Gençlerimizin önlerine sunulan eğitim sistemin de, başarılı olmaları için “ bunu yapmalısın” adı altında ki okuma zorunluluğunun doğruluğunun ne kadar başarılı bir yöntem olduğunu biraz düşünmemiz gerekiyor.
Üniversiteler sadece ders notlarının anlatılacağı bir kurum değildir. Bizler üniversiteyi ilim ve irfan dünyası olarak görürken, çocuklarımızın da bu dünya dan mümkün olduğu kadar  yararlanmasını istiyoruz.
Şimdiki üniversitelerde okuyan gençlerimize bu eğitim yerinin ne kadar verimli olduğunu sorduğumuz da iç acıcı cevaplar alamıyoruz. Üniversite de okuyan gençlerimizi böyle düşündüren nedir sorusu altında kısa bir çalışma yaparak onların üniversite deki eğitim sisteminin eksikliklerini dile getirmek istiyorum.
Ve genel olarak baktığımızda üniversitelerin,  ilköğretim sisteminden farklı olmadığını gördük. Üniversite de anlatılması gerekenlerin; bilinçli meslektaşlar nasıl yetişir adı altında dersler de sohbetler edilebileceği ve eğitim sisteminin sadece derslerden ibaret olmayacağı; teoriden çok pratiğe dönülmesi gerektiği ve üniversite de bulunan doçentlerimizin, profesörlerimizin öğrenciyi dersten bırakmak adına değil sevdirme adına bir çaba içerisine girmemesi gerektiğini; onlara ders sırasında sadece müfredat konularını değil üniversite hayatı bittikten sonra ki iş hayatında’ da karşılarına ne gibi zorluklar çıkacağı ve bu çıkan zorluklarla nasıl mücadele edebileceklerini; gerek okurken gerek okul bittikten sonra nasıl bir yol izleyecekleri konusunda yardımcı olmaların gerekmiyor mu!
  Hocalık sadece bir dersi anlatmakla değil, kendi vicdan duygularında muhasebe yaparak eğitim vermiş olduğu branşı öğrenciye sevdirmesi, öğrencinin psikolojisini yüksek tutması gerektiğini ve aynı zamanda öğrencinin de hem geleceğine yönelik hem de çevresine karşı sorumluluklarının da olduğunu unutmamaları gerekiyor
Unutmamalıyız ki çocuklarımızın hiç biri yarış atı değildir. Dünyaya gelen her fidana sahip çıkmamız gerekiyor
Fidanlarımızı koparmayalım. Onları gelecek yıllara sağlam ve ayakları yere basan nesiller olarak yetiştirelim.
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.