Darbı, şiddeti, hakareti bir kenara koyun. Ülkemizde ortalama olarak günde iki kadın cinayete kurban gidiyor.

Ortalama, diyorum çünkü bizde kadının adı yok!

Oysa onlar, birilerinin sevgilisi, birilerinin anası, birlerinin kızı, birilerinin kardeşi değil mi!?

Son yıllarda toplumsal olarak ahlakta çürüme yaşadığımız defalarca yazıldı.

Yazıldı da ne oldu!

Yetkililerde tık yok!

Yolsuzluk yapanı bırak cezalandırmayı, neredeyse baş tacı yapıp ödüllendirdiğimiz günleri yaşadığımızı kim inkâr eder ki!

Adam hırsızlık yapıyor, aldığı ceza gülünç!

Adam tecavüz ediyor, bir "erkekliğin şanındandır," diye madalya vermediğimiz kaldı!

Sözde ahlak yuvası diye anlatılan yerlerde çocuklara tecavüz ediliyor, üç maymun devreye giriyor!

Yahu, yavru köpeğe tecavüz ederek öldürenler var benim ülkemde!

Size milyonda bir olay olarak gelebilir; ama hiç de öyle değildir. Milyonda bir de olsa, bu toplumda umarsız bir hastalığın ilk belirtileridir.

Kadınları öldürmek sıradanlaştı artık.

Defalarca yazdık ki, "ey benim güzel ülkemin, güzel yetkilileri, 'bireysel silahlanmaya karşı kampanyalar düzenleyin, şu silah özentisinden, sevdasından vazgeçirin insanları!"

Yok!

Bu konuda bir şey yapmamak, sessiz kalmak, bunu teşvik anlamına gelmez mi!

Tıpkı, son günlerde kadına şiddet konusunda sessiz kalındığı gibi, buna da sessiz kalınıyor.

Birkaç kadın bir araya gelerek, "öldürülmek istemiyoruz, yaşamak istiyoruz," diye haykırmak istiyor!

Vay, yaşamak isteyen sen misin, öldürülmek istemeyen sen misin, diye şiddete uğruyor!

Haklılar!

Bre kadın, sen kimsin ki böyle bir hakkın olduğunu düşünüyorsun!

Adam, "Hangi bağın bağbanısan gülüsen, aldın aklım ettin beni deli sen, kırk yıl kalsa gene kendi malımsan.." diye türkü mırıldanarak sözde sevdasını anlatıyor!

Seni mal olarak görüyor!

Mal olduğun için de istediğini yapar tabi!

İster öper, ister döver; ister güldürür, ister öldürür, kime ne!

..

Adımın ırkçıya, faşiste çıkmasını göze alarak birkaç satırla Türk töresinden bahsetmeden olmaz.

Bakın, Bilge Kağan Yazıtı'nda ne denilmiş.

"Türk budunu yok olmasın, budun olsun diye, Tanrı, atam İlteriş Kağan ile anam İlbilge Katun'u Türklerin başına getirdi.."

Kadın ile erkeğin eşit tutulduğunu görmek o kadar zor olmasa gerek.

Konuyla ilgili olanlar bilir ki; Kağan ile Katun, birlikte yönetirler ve Türk Töresi'nde Katun'un onaylamadığı ferman geçersiz sayılırdı!

Bunu örnek alacağımız yerde, kadına "mal" gözüyle bakılan Ortadoğu'nun çağ dışı anlayışını savunanlar var.

En acısı da bu savunanların arasında kadınların da olması!

Olabilir!

Mal olduğunu kabullenenlere mal olmadıklarını anlatmak zordur!

Biz sevdiğimize balım, deriz; birileri de malım, der!

Elden bir şey gelmez!

Bunu burada bitirelim de birilerinin damarına daha fazla basmayalım!

Neme lazım, durduk yere dinden çıkarılıp vatan haini yaftasını yemeyelim, değil mi yani!

..

Kadın cinayetleri mi?

Bizim gibi söyleyelim!

"Ortalağın hesteliği!"

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.