Cep telefonumun melodisini, yardım çağıran acı bir siren sesine dönüştürdüm.
Her çalışı bir felaketi çağrıştırıyor!
Uzun ve soluksuz çalsın istiyorum, belki duyar da acırsın diye!
 
Duymayacağını bile bile, acı bir feryadı anımsatan melodisiyle telefonumu, durmaksızın çaldırıyorum.
Sesinin olmadığı her anımın, bir imdat çağrısına muhtaç olduğunu, görmesen de, duyarsın diye.
Duyar da bu acı feryadıma, gelmek yerine gülersin diye kalbim titriyor.
 
Yokluğunla geçen günlerimi, doyumsuz dost sohbetlerini acıtarak geçiriyorum.
Kimsenin anlamadığı, derin iç çekişlerimin ardına gizleyip yaşamı, kederden oyulmuş dehlizlerin içerisinde kayboluyorum.
Sen kurtarmaya gelmeyeceksen meleğim, kimse gelsin de, beni bulsun istemiyorum.
 
Sensiz dinlenen şarkıların hepsi kederli!
Derin bir kimsesizliğin, bıktırıcı varlığından söz ediyor, senin yokluğunda söylenen her şarkı.
Gidişin; şarkıların bile canını okudu, bilesin!
 
En güldürücü kitapların, komik sayfaları, sen olmayınca okunmuyor.
Gittin ve mizahın bir işe yaramayacağını anlayan sayfalar, ardınca beni terk ettiler.
Kim bilir, şimdi gelsen, kahkaha dolu bölümlerin terk ettiği kitaplar, nasıl bir sevinçle dolar.
Sen olmayınca, iyi şeylerin de anlamı olmuyor.
 
Gittin, ne zaman döneceğinden habersiz bıraktın beni.
Ararsın da ilk çalışta açamam diye telefonu, uykuya direndiğim günlerin üzerinden çok zaman geçti.
Şimdi istemesem de sızıyorum, geceyi şafağa teslim eden bir zamanda.
Umudum olsa, bilsem ne kadar direnmem gerektiğini, teslim olmazdım elbet.
Gittin, bir umut bıraksaydın bari.
 
İnansam artık gelmeyeceğine, bir çeki düzen verebilir miyim yaşamıma bilmiyorum.
Bilmiyorum; sen olmadığında, nasıl hayata tutunabileceğini insanın.
Sadece bir tek yaşama biçimi biliyorum, ‘senin ellerinden tutarak yaşamak’ diyorum adına.
O olmayacaksa, sokakta insanlar koşuşturmaya devam edecekler.
Ben, telefonumun kapatma düğmesine basacağım ve siren sesi susacak.
İmdada muhtaç olmadan yaşamak, bilsen nasıl da zor olacak!
 
Bilsen gelirdin zaten!
Hiç olmazsa geleceğine dair bir işaret gönderir, ‘beni derin kuyularda merdivensiz koymazdın’.
 
Cesaret edebiliyorsan; gelme ve bütün şarkıların acıya belenmesine razı ol.
Gelme ve kahkahaların silinip gitmesinden sorumlu ol.
Gelme ve güneş konmasın çiçeklerin üstüne.
 
Ya da geleceğine dair küçücük bir işaret yolla, hayat seyrince akmaya devam etsin.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.