Erzurum'a mı hastır, nedir bilmiyoruz... Ama bazı meslektaşlarımızın bu konuda bir hastalıkları var...
Ramazan ayı ya...
Kavga oluyor misal, şehrin bilmem hangi tarafında...
Başlık aynen şöyle:
''Ramazan kavgası...''
Hatta ve hatta bazı haberlerde şu ifade bile kullanılıyor:
''Ramazan ayının gelmesiyle birlikte kavgaların sayısı da artış göstermeye başladı...''
Nedir bu Allah aşkına!
Şaka mıdır yoksa insanlarla alenen dalga geçmek midir, nedir?
İki tane kendini bilmez, bilmem hangi sebepten dolayı kavga etsin, bunun müsebbibi de Ramazan olsun...  
Saçmalık değil de, nedir bu?
Yani var mıdır böyle bir algılama şekli daha?
Ramazan gelmiş de, kavgalar artmış... mış...
Yapmayın!
Allah aşkına etmeyin!
Biz her fırsatta Ramazan ayının Erzurum'a has o güzelliğinden ve ayrıcalığından bahsedelim, siz kalkın ''Ramazan geldi, kavgalar arttı'' deyin...
Neyin kafasıdır bu?
Söyler misiniz, nasıl bir aklın ürünüdür böylesine garabet bir ifade kullanmak?
Biz, bir mana veremedik açıkçası...
Hayır yani!
İnsanın olduğu her yerde ihtimaldir ki, kavga da olur, problem de çıkar... Zaten olmaması başlı başına bir problemdir ya!
Ama doğal hadiselerden bile kalkıp Ramazan ayını sorumlu tutmak, hem mübarek ayı gücendirir, hem de mübarek bu aydan gerçek manada istifade etmek isteyenleri üzer...
Hem şunun altını özellikle çizelim...
Ramazan ayı gelmiş geleli, Erzurum'da kavga sayısı da azaldı, arbede sayısı da...
Öyle ya!
Daha geçtiğimiz haftaya kadar gözün üstünde kaş taşıyor olmak bile Erzurum'da kavga için geçerli bir sebepti...
Ama ya şimdi?
Şehirde bir sükunet, bir huzur, bir tatlılıktır ki, Allah bozmasın...
Böylesine hoş bir huzur iklimini yazmak ve güzelliklerini insanlarla paylaşmak dururken, fındık kabuğunu doldurmayacak sebeplerle çıkan kavgaları Ramazan'a mal etmek; sizi bilmiyoruz ama bize göre izansızlığın ve insafsızlığın daniskasıdır...
Bu vesile ile sırtlarında çantaları haber peşinde koşturan değerli meslektaşlarımıza buradan seslenelim ve diyelim ki;
- Sırf habere sansasyonel bir hava katmak adına, gelin Ramazan ayını istismar etmeyelim bir daha...
Olur ya, herhangi bir yerde ve herhangi bir sebepten ötürü kavgalar olabilir, bu gayet doğal bir durumdur...
Ama bu doğal durumdan bile Ramazan ayını ve o güzelim oruç ibadetini mes'ul tutmayalım...
İnsanın şekeri düşer, sigara içesi vardır, evde yengeye bozulmuştur, aracını park edecek yer bulamamıştır ya da ne bilelim önündeki araçlardan birisine kıl olmuştur; kısaca asabı bozulmuş birisine çatmıştır...
Olamaz mı yani?
Olabilir tabi...
E, hal böyle iken Ramazan'ın suçu ne, orucun kusuru ne?
Değil mi yani?
 
*****
 
Bu arada... 
Son bir kaç kelamı da, sanki Erzurum'un orucunu tutuyormuş gibi burnundan soluyanlar için edelim isterseniz...
Malumdur...
Oruç dışındaki ibadetlerin tümü, insanın kendisi içindir... Ama bir tek oruç, Allah içindir, Allah rızası içindir...
Zaten öyle buyurmuyor mu Aziz ve Celil olan Allah;
''Oruç benim içindir ve onun mükafatını da ben vereceğim'' diye...
Bu bir müjde değil de, nedir?
Söyler misiniz?
Oruç, Allah'ın rızasını kazanma yolunda çok basit bir imtihan değil de, nedir?
O halde, gelin sırf oruç tutuyoruz diye suratımızı yerlere düşürmekten vazgeçelim artık...
Öyle bir hal üzere olalım ki; iftar vakti hiç gelmesin isteyelim...
Bunu da mı beceremiyoruz?
O halde hiç olmazsa gülmeyi deneyelim gelin...
Allah rızası için...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.