Erzurumspor’la ilgili arzuhalimizi ifade ederken, yanlış anlaşıldığımız da oluyor bazen…
Misal, Erkan Sözeri konusunda…
Değerli dostlar!
Erkan Sözeri hiçbirimizin babasının oğlu değil, bu bir!
İkincisi, adam Erzurum’da babasının hayrına da durmuyor, kendisine verdiği hizmet karşılığında para ödeniyor…
Şimdi…
Erzurumspor’un geride bıraktığı maçlara bir bakalım isterseniz!
Allah için, elinizi vicdanınıza koyun ve cevap verin!
Kaç tanesi Erkan Sözeri’nin oyun aklıyla kazanılmış maçtır sizce!
Biz düşünüyoruz, düşünüyoruz, bulamıyoruz…
Öyle değil mi ama?
Galibiyetle sonuçlandırdığımız maçların tamamı, takımın spontane gelişen oyunu ve tesadüfi yakalanan fırsatlar sayesinde kazanılmamış mı?
Kesinlikle öyle…
Biz de diyoruz ki; tesadüfen kazanılmış galibiyetlerle Erkan Sözeri’yi kutsamaktan vazgeçelim artık!
Zira papaz her gün pilav yemez dostlar!
Önümüzde zor maçlar var…
Zorlu da bir maraton var…
Bu hafta Keçiören maçından sonra önümüzdeki hafta can havliyle bize saldıracak olan bir Adana var…
Sonra?
Sonra?
Kısacası her biri birbirinden zorlu maçlar bekliyor takımı ve biz bu maçları bu kafayla, daha doğrusu tesadüflerle kazanamayız!
Sorun kimdedir, bilmiyoruz…
Takımda mı sorun var, oyuncular da mı problem var, onu da bilmiyoruz… Ama bildiğimiz tek şey, sorun her ne ise, bir an önce giderilmesi gerektiğidir…
Görelim Erkan Sözeri’yi…
Oynatsın takımını, öğrencilerini çıkartsın er meydanına ve nasıl bir hoca olduğunu göstersin, biz de karşısında değil şapka çıkarmak, önümüzü dahi ilikleyelim…
Ama kimse kusura bakmasın!
İlaveten hiç kimse de, çeri çöpü halının altına süpürmemizi beklemesin!
Erkan Hoca’ya gelince…
O da bize kırılmasın sakın!
Çünkü biz süreç sonunda on binlerce taraftarın uğrayabileceği hayal kırıklığını, Erkan Sözeri’den çok daha fazla önemsiyoruz…
Bilmem anlatabildik mi?
