Sevgili Eski Yıl;

Seni bitirip yeni kardeşine geçmeye neredeyse hiç zaman kalmadı.

Kardeşini karşılamak için ortalığa saçtığımız çılgınca sevincin seni çok üzdüğünün farkındayım.

Bunu “senden kurtulmak” olarak düşünmen bana doğru gelmiyor.

Biz, kendimizden kaçıyoruz aslında!

Bilinmedik tarihteki bu dünyayı terk edişimize, düğün bayram koşturuyoruz.

Bir kavuşma yaşamak heyecanı sarmış tüm bedenimizi, durmadan koşuyoruz.

Bana sorarsan, ben çılgınca seni uğurlamaları, otuz yaşımı ardımda bıraktığımdan beri sona erdirdim.

Her şeye rağmen yaşam, elbette bendeki bu garip hüznü, anlaşılmaz bir coşkuya dönüştürüyor.

Ben de nihayetinde, bu dünyadan ayrılarak sağlanacak kavuşmanın, korku ile sarmalanmış coşkusunu duymuyor değilim.

Geçmişimde bıraktığım her şeye, bir an önce kavuşmanın tek yolu bu gibi görünüyor.

Her biten yılı coşkuyla uğurlamak!

Yeni başlayanı bitirmek ümidiyle karşılamak!

Hep başlarken “sevdiklerimizle birlikte sonuna kadar yaşayacağımız iyi bir yıl olsun demez miyiz?”

Hep, “hastalıklar, ölümler bizden uzak olsun demez miyiz?

Deriz!

Bu dileklerin de anlatacağı üzere, biz her yeni yılı bitirmek için çılgınca eğlencelerle karşılarız.

Demek ki, gitmek istediğimiz bir yer var. Ve o yer, ancak çılgınca kutladığımız bu yeni yıl karşılamaları son bulunca gelecek.

Seni seviyordum, sevgili giden yıl.

Ve seni seviyorum çılgınca kutlayarak karşıladığım yeni yıl.

Otuz yaşımdan sonra seni karşılamalarım buruk bir çılgınlığa dönüşmüş olsa da, doğum günlerimin durumuna bakılınca, senin durumunun çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim.

Doğum günümde sadece ben yaşlanıyorum.

Yeni yıl başlangıcında ise, bütün insanlık birlikte yaşlanıyoruz.

Bu bana dayanılabilir ve açıklanabilir geliyor.

En azından öbürüne göre!

Bütün bu okuduklarınızın, çok hüzünlü bir yeni yıl yazısı olduğuna hüküm vermeniz, haksızlık gibi geliyor bana.

Bu zaten bir yeni yıl yazısı değil!

365 gününü birlikte geçirdiğimiz, sevgili eski yılın hüznünü paylaştığımız bir veda yazısı sadece.

Gidiyor ve geride bıraktığımız her şeyi olduğu gibi onu da özlemle hatırlayacağız.

‘Bari gitmeden önce ona söyleyebilelim bunu’ diye yazılan satırlar işte.

Sizi bilmem ama ben, gitmeden önce hiçbir şeye, kaybında onu ne kadar özleyeceğimi söyleyemedim.

Siz, buna zamanlama hatası, vefasızlık, angutluk; ne derseniz deyin.

Ben, nasipsizlik ve hazırlıksız yakalanmak olarak alıyorum.

“Her seferinde mi?” derseniz. Evet! Her seferinde.

Ama şimdi itiraf etmeliyim;

Her gelen yeni şey, giden eski şeylere göre yabancı kalıyor benim hayatımda.

Onları eskittiğimde ve kaybettiğimde, kimilerini ‘özlem dolu eski şeyler sandığına’ kaldırmıyor değilim.

Ancak bu dünyada, çılgınca; eskiyen şeyleri yollamak için gösterdiğimiz heyecana bakınca…

Vuslatın nasıl sabırsızlıkla beklendiği, kendini açığa veriyor.

Yeni yıl bana ne getirecek bilmiyorum.

Ancak eski yılların benden götürdükleri tek tek aklımda.

Geriye doğru dönebilsek keşke;

Çocukluğumu, ilk gençliğimi, annemi, babamı tekrar bulabilmek için!

Her şeye rağmen, bu yeni yılı da, süresi dolduğunda ‘eski ve özlenilen’ olacağını unutmadan, doyasıya yaşamanız dileğiyle.

Yeni zamanlarınız size mutluluk getirsin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.