Geçtiğimiz cuma günü İYİ Parti İl Başkanı Sayın Haluk Terzioğlu, gazetecileri il parti binasında kahvaltıya davet etmişti.

Ne kahvaltıydı ama!

Kahvaltılık yiyecekler bir masanın üzerine serilmiş, yanında çay kazanı.

Al tabağı eline, kendi servisini kendin yap.

Bir dost hanesinde kahvaltı yapma hissi veren bu ortam doğrusu çok hoşuma gitti. Elbet bunu gerçekleştiren de yeni İl Başkanı Haluk Terzioğlu.

Sayın Terzioğlu'nun bu samimi ve mütevazı tarzı, Erzurum'daki İYİ Parti'ye olumlu olarak yansıyacağının da göstergesi olmalı.

Her partide kötü şeyler de olur, iyi şeyler de; bu satırların yazarına göre, gazetecinin görevi herhangi bir partiye aidiyet duygusundan uzak durarak, olumlu ya da olumsuz işleri aktarmak olmalı.

Kahvaltı çağrısına gelmeyen gazeteciler de oldu elbet!

Gerçi bunu hiç anlamış değilim. Ömer Nazmi olarak defalarca AK Parti'nin her çağrısında bulundum. Ve o günkü düşüncelerimi duyurmaya çalıştım.

Övgümüz de oldu, yergimiz de!

Gazeteci dediğin her partiye aynı mesafede durur ki haberde tarafsızlığını, yorumda da özgürlüğünü koruyabilsin.

Yanlış veya doğru, biz böyle okuduk, böyle belledik!

Kahvaltıda kendi doldurduğumuz çaylarımızı yudumlarken Sayın Terzioğlu'nun da samimi sorular karşısında samimi cevaplarını dinledik.

Ve anladık ki; İYİ Parti'nin yeni İl Başkanı Haluk Terzioğlu, Erzurum'un toprağı, suyu ve huyu hakkında çok şey biliyor.

Öğleden sonra da Sayın Terzioğlu ile iki kahve içme süresi içinde sohbetimiz oldu.

Etkilendiğim birkaç cümlesini buraya taşımazsam haksızlık yapmış olurum.

Dedi ki; "avukatlık mesleğimde inanmadığım bir davayı asla almadım!"

Dedi ki; " benim mesleğim avukatlık, siyaset ise bir meslek değil, topluma hizmet aracıdır."

Dedi ki; "yapılacak ilk seçimde parti olarak sazı elimize alıp milletimizle aynı türküyü söyleyeceğiz." (Bu benzetme çok hoşuma gitti. Öyle ya, sazın her perdesinden ayrı bir ses çıkar; ama Türk'ün türküsü aynıdır.)

Dedi ki; "bu yaşıma kadar memleket sevdama, bayrağımıza saygıma, devlet töresine ve inandığım ilkelerime toz kondurmamaya çalıştım."

Ve dedi ki; biz avukatlar mesleğe başlamadan önce; hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağımıza dair namusumuz ve vicdanımız üzerine yemin ederiz. Ben bu yemini siyaset yoluna düştüğüm gün siyaset için de içten içe ettim." (Bu cümleye bir not eklemek gerek. Elbet bu yemine uymayan avukatları da biliriz; ama bunda şaşıracak bir şey yok, TBMM'de her milletvekili ettiği yemine uyuyor mu sanki! Umarız Sayın Terzioğlu mesleğindeki ilkelerini siyaset sahasına da taşır.)

..

Tekrar kahvaltı saatlerine dönelim.

Erzurum'da bazı semtlerde sağlıklı su meselesinin olduğunu söyledi. İşsizliğin altını çizdi. İşsiz bazı gençlerin uyuşturucu denilen belaya bulaştığını ve bununla mücadele eden emniyet güçlerine destek verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Son birkaç yılda yapılan bazı binaların şehircilik anlayışına uygun olmadığını ve birçok apartmanların aralarındaki mesafenin çok yakın olduğunu, bunun da eleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Ve yaşadığımız şu günlerde iç siyaseti bir kenara bırakarak, hainlere karşı önemli bir harekât başlatan ordumuzun ve karar vericilerin arkasında olunması gerektiğini, bu konuda duaların eksik edilmemesi için millet olarak birlik ve beraberlik içinde bir tutum sergilenmesinin şart olduğunu defalarca yineledi. Ve ilave etti, bu harekâtta partimin düşüncesi benim de düşüncemdir.

Partisine ve kendi şahsına ve de yönetimine karşı yapılacak her türlü eleştiriyi başının üzerine koyarak o konuda düşüneceklerini de ilave etti.

Ne diyelim!

Hayırlı olsun!

Sayın Terzioğlu, avukat olarak, inanmadığım hiçbir davayı almam, demişti.

Eğer mesleğinde öyle ise, siyasette de inandığı ilkelerinden taviz vermeyeceğini düşünmek normaldir.

Başta ülkemizin, sonra Erzurum'un iyi olmasını ve erinç içinde yaşamasını isteyenlerdeniz.

O yüzdendir ki Erzurum'daki her partinin teşkilatlarında gördüğümüz, şahit olduğumuz ve duyduklarımızı doğrulatarak iyi ve kötü şeyleri aktarmaya çalışmaktayız.

İşimiz bu, değil mi yani!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.