Bu da yeni moda oldu galiba!
Meclis’te grubu bulunan partiler, yeni kurulan partilere artık milletvekili bağışlıyor…
Hani İYİ Parti’ye TBMM’de grup kursun diye vekil göndermişti ya CHP; şimdi de İYİ Parti aynı alavereyi Davutoğlu’nun Gelecek Partisi için öneriyormuş…
Hayır, yani bu durumda milletvekilleri hangi duruma düşmüş oluyor sizce?
Biz söyleyelim: OYUNCAK!
Sal gelsin bu tarafa, sür gitsin o tarafa yani!
Onu geçtik…
Peki, vekil değil de, “asıl” olan millete karşı ayıp olmuyor mu bu hareket?
Öyle ya!
Millet seçiyor, vekil Meclis’e gidiyor, sonra parti lideri ne istiyorsa o oluyor…
Hani millet?
Hani milli irade?
*
Geldiğimiz şu noktaya bakın Allah aşkına!
Hele muhalefetin düştüğü hale bir bakın!
İktidardaki parti alaşağı olsun da, nasıl olursa olsun!..
Sonra da kalkıp diyorlar ki; “millet iradesiyle gelen, millet iradesiyle gider!”
İyi de…
Bu alavereyle buna milletin yerine siz karar vermeye çalışmış olmuyor musunuz?
Söyler misiniz?
Milletin iradesiyle seçilmiş milletvekillerini kendi aranızda piyon gibi kullanarak, millet iradesiyle en başta siz dalga geçmiş olmuyor musunuz?
Böyle iyi vallahi!
Al gülüm, ver gülüm…
*
Çok ilginçtir…
Alavereyle dalavereyle muhalefet ettiğini zannedenlerden birisi de çıkıp demiyor ki; “biz neyin kafasını yaşıyoruz böyle?” diye…
Ve…
“Bu ilkesizlikle nereye doğru gidiyoruz?”
Ondan sonra aşağı AK Parti, yukarı AK Parti…
Aşağı Erdoğan, yukarı Erdoğan…
Farkında mısınız?
Yıllardır aynı sazı çalıyor, aynı sözü söylüyorsunuz… Üstelik kendiniz söylüyor, yine kendiniz dinliyorsunuz…
Sonuç?
Koca bir TIRT!
*
Bazen düşünüyoruz da…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hakikaten de gelmiş-geçmiş en şanslı liderlerden birisi…
Neden mi?
Neden olacak, karşısında sizin gibi bir muhalefet var da, ondan…
Hoş “muhalefet” dediysek, üzerinize alınmayın hemen!
Zira sizden olsa olsa ancak hava muhalefeti olur, o kadar…
Nokta!
