Aman efendim bir yakınmalar, bir itirazlar, bir isyanlar…
Neymiş, kısıtlamalar geri dönüyormuş!
E döner tabi…
Maskeyi yüzü yerine dirseğine takıp dolaşan hödüklerin sayısı bu denli artarsa, kısıtlamalar da döner, yasaklar da gelir elbette…
Pandemiye kulak asmadan kongre, etkinlik, tören, açılış, kapanış gibi gereksiz organizasyonlar yapılırsa, dükkanlar da kapanır, lokantalar da…
Cadde ve sokaklarda gelişigüzel denetimler yapılır, önüne gelene göz yumulursa, eğitim öğretime ara da verilir, okullar da kapanır tabi…
Sahiller, plajlar, barlar ve eğlence mekanları hınca hınç doldurulursa, vaka sayısı da artar, hasta sayısı da artar, ölüm sayısı da…
Ne bekliyordunuz yani?
Yoksa hep birlikte maskeleri havaya atacağımızı mı?
(…)
Evet…
Günlerce, haftalarca ve aylarca yazdık, çizdik…
Şu maskeleri yüzünüzden indirmeyin, dedik…
Sosyal mesafeye dikkat edin, iç içe, ağız ağıza oturmayın, dedik…
Düğünleri erteleyin, taziyelere gitmeyin, aile buluşmalarını bir süreliğine erteleyin, dedik…
Dedik de dedik…
Dedik de, dedik…
Ama ne oldu, kendimiz dedik, kendimiz duyduk…
Ve geldiğimiz nokta…
Aralık ayı sonuna kadar kısmi de olsa kısıtlamalarla yaşamaya devam edeceğiz… Üstelik yılsonunda nasıl bir manzarayla karşılaşacağımız da belli değil üstelik…
Fakat herkes gibi, bizim de merakımızı celbeden bir husus var!
Şimdi saat 10.00 ile 20.00 saatleri arası hariç sokağa çıkma kısıtlaması olacak ya; “acaba” diyoruz bu saatlerde sokağa çıkmıyor olmak, bulaş riskini ne oranda etkileyecek?
Öyle ya!
Günlük aktivitelerin neredeyse tamamına yakını zaten bu zaman diliminde gerçekleştiriliyor…
Hadi 65 yaş üstü vatandaşları saat 13.00’ten, 20 yaş altı gençleri de, saat 16.00’dan sonra evde tuttuk diyelim…
Peki, ya gerisi?
Bu saatlerde dışarıda olanlara virüs bulaşmaşacak mı ya da enfekte olanlar o virüsü evlerine kadar taşımış olmayacak mı?
(…)
Görünen o ki, bu tedbirlerle manzaraya önce bir bakış atacak hükümet; ne oluyor, ne bitiyor iyice bir analiz edecek…
Sonrası mı?
Sonrasını zaman gösterecek işte…
Peki, ne olur dersiniz?
Söyleyelim…
Mart ayından bu yana başımıza bela olan salgın ve salgınla mücadeleye olan yaklaşımımızı göz önünde bulunduracak olursak; kısıtlamalar bunlarla sınırlı kalmayacak vesselam!
İnşallah yanılan biz oluruz…
