Başlığa bakıp, "bu da nasıl soru?" demeyesiniz sakın!
***
Ne demek; "İnsan memleketinden utanır mı?"
Utanmaz elbet.
Hele de sözkonusu yer Erzurum olursa, utanmak şöyle dursun, gurur duyar insan, göğüs kabartır çoğu zaman!
***
Kusura bakmayın ama, benim bazen utandığım oluyor bugünlerde.
Mahcubiyet duyuyorum gördüklerimden, yaşadıklarımdan!
İnanıyorum ki, çoğunuz da benim gibi düşünüyorsunuzdur!
***
Erzurum'u anlatmaya, temcit pilavı gibi çoğu şeyi tekrarlamaya hiç gerek yok ama yine de insan bazen "mecbur" hissediyor kendisini.
***
Bu nedenle, affınıza sığınarak bir "Erzurum turu" attırmak istiyorum size!
***
Özel ve güzel bir şehirde yaşadığımız bilinen bi gerçek!
***
"Tarih" deseniz, adımbaşı bir esere, bir yapıya rastlarsınız bu şehirde.
"Doğal güzellik" deseniz, bahar gelmiş memleketin dağlarına, ovalarına.
Tabiat coşmuş anlayacağınız!
***
Hiçbir yerde göremeyeceğiniz memlekete ayrıcalık katan yığınla değer...
***
Mesela Tortum Gölü ve Şelalesi, Öşvank ve Haho Kiliseleri, Narman Peri Bacaları, kaleler, mağaralar ve dahası!
***
Dönüyorum bu tarafa...
Dünyanın belki de "ilk" sayılabilecek üniversitelerinden Çifte Minareli Medrese, Yakutiye, Saat Kulesi, Erzurum Kalesi, Üç Kümbetler, tabyalar, hanlar, hamamlar, kaplıcalar, bedestenler, camiler kaba bi tabirle "fisebilillah!"
***
Aslında biz bu zenginliğin öteden beri farkındaydık!
Bu nedenle bas bas "tanıtım" diye bağırıyor, Erzurum'un mutlak surette vitrine çıkartılması gerektiğini savunuyorduk.
***
Aynı feryadı bugün de kopartıyoruz ama...
Duyanı, aldırış edeni yok, ayrı mesele.
***
Hele bu saatten sonra!
Erzurum'u belki de hayatında hiç görmemiş bir Kültür ve Turizm Müdürü ile memleketi tanıtmaya çalışmak zor ve hatta"deveye hendek atlatmak" kadar imkansız gibi geliyor insana.
***
Bu kadar vurdumduymazlığa, çevremizdeki terör belasına rağmen, havaların ısınmasıyla birlikte yurt gezilerine çıkan insanlar, Erzurum'a da gelmeye başladı.
***
Dolaştığım yerlerde yerli turist kafilelerine rastlıyor, bundan da büyük mutluluk duyuyorum.
***
Ama gelin görün ki, tur operatörlerinin listesinde bulunan tarihi mekanlarımız ve çevreleri inanılmaz derecede kötü.
Her taraf virane.
Çer, çöp, moloz yığıları orta yerde, savruluyor.
Rüzgar estiğinde toza dumana bürünüyor çevre.
***
İnsan böylesi çirkin manzaraları gördüğünde, "bu şehirde belediyeler var mı?" diye sormaktan alamıyor kendini.
***
Erzurum'a ilk defa gelen çoğu insanda hayalkırıklığı yaşattığımız bir gerçek.
***
Neredeyse mayıs ayı bitiyor, ortada belediyecilik adına yapılan doğru düzgün bir iş, bir çalışma yok.
***
Çoğu mahalleler yerle bir edildi, binalar yıkıldı, yıkılan binaların enkazı öylece duruyor.
***
Belediye başkanlarına bakarsanız, hazretler gece demeden, gündüz demeden çalışıyor!
Gidin, görüştürmezler sizi.
Çünkü başkanlarımızın "başlarını kaşıyacak" zamanları yoktur.
Geceyi-gündüze katmışlardır onlar!
Sanıyorum "şaşırmalarının" nedeni de bu olsa gerek!
***
Büyükşehir Belediye Başkanı, Çifte Minareli Medrese'nin çevresinde özel bir çalışma yapacağı sözünü geçen yıl vermişti.
Aradan hayli zaman geçti, ortada ne fol var, ne de yumurta.
***
Çifte Minareli Medrese'de restorasyon çalışmaları 5 yıl sonra bitti. Medrese çok da güzel oldu.
***
Eserin açılışı güya geçen yılın ekim, kasım aylarında yapılacaktı.
Bu yılın ortalarına geldik, Çifte Minareli Medrese, "elleri kelepçeli bir mahkum gibi", boynu bükük öylece duruyor.
***
Medresenin ne zaman açılacağını kimse de bilmiyor!
Ne ayıp bişey!
Ya söz vermeyecek, ya da verdiğiniz sözü ne pahasına olursa olsun yerine getireceksiniz.
***
Eskiler, "herif adamın ağzından söz bir kere çıkar" derlerdi!
Bi hatırlatayım istedim! 
herifler ,beyaz atlara binip gittiler.