Toplumu germek kolaydır!
Maharet bir arada ve mutlu bir yaşama biçimi oluşturmaktır.
Mümkün mü diye soracak olursanız?
Evet mümkün!
Her işinizi hakkaniyet üzerine kurarsanız, size en uzak olanlar bile sizinle birlikte olmaktan şikayetçi olmayacaklardır.
Sen bunu ancak rüyanda görürsün diyecek olursanız, ona da cevabımız var…
Keşke hep böyle güzel rüyalar görebilsek!
Bu cümle sizi gördün mü bak rüyalarda bile sağlanamayacak bir düzen üzerinden hayal kuruyorsun demeye getiriyorsa…
Durun bir dakika!
Bu cümle aklı başında insanların ağzına yakışmıyor.
Herkesi memnun edecek adil bir düzen oluşturmanın ana ilkelerini bilmiyorsunuz diye olanaksız olduğunu düşünmek sizi haklı duruma getirmez.
Sadece meseleyi anlayamamış durumuna düşürür…
Kendi çıkarı için başkalarının hukukunu hiçe sayan pozisyonuna getirir…
Egoist, kibirli, merhametsiz biri yapar!
Şimdi bu söylediklerime de itiraz edeceksiniz biliyorum, zira kimse kendi üzerine bütün bu sevilmeyen kisvelerin giydirilmesine kolayından razı olmaz.
Ama ne hazindir ki, “ben böyle değilim” diyenlerin neredeyse tamamına yakını böyledir!
O halde hayata nasıl bakmamız gerektiğini bilmeden güzel bir yaşam manzarasıyla göz göze gelemeyiz gerçeğiyle öncelikle yüzleşmeliyiz.
İyi bir hayat bizim için iyi olan değildir!
Bir kere bu pencereyi kapatmak lazım.
Peki hangi pencereyi açmak lazım, havasızlıktan ve mutsuzluktan boğulmamak için…
Hakkaniyet penceresini.
Haksızlıklar karşısında güçün değil adaletin öncelendiği bir hayat yaşamak istiyorsak, bugün uyguladığımız, kişisel gelişimcilerin bize dayattığı, kapitalizmin kurallarının muhkemleşmesi için sonuna kadar açılan pencereleri kapatmak yetmez kalın bir duvar örmek gerekir.
Sonra çıkarmalarımızdan, nefsimizden kalbimize doğru dönüp oradan bakmak gerekir hayata!
Fıtratımıza uymayan her elbise ruhumuza dar gelir…
Oysa Allah bize muhteşem bir pencere öneriyor…
Açık bir pencere…
İnsanların hepsinin rahatlıkla bakabilecekleri bir pencere…
“Biz bu Kuran’ı sana mutsuz olasın diye indirmedik”
Kuran ne demek?
Allah’ın insanlara nasıl mutlu olacaklarını madde madde gösterdiği yol haritası…
Hani biz o maddelere ayet diyoruz ya, işte o!
Bu hayatın sahibi “bu dünyaya sizi mutlu olasınız diye gönderdim” diyorsa, ortadaki bütün mutsuzluklarımız bizim yanlış yollarda saplandığımız bataklıklardan başka birşey olamaz.
Gelin bir kere olsun kendimize bir iyilik yapalım ve hayatın Sahibinin sözüne kulak vermek değil kalbimizle iştirak edelim.
Diğer yöntemleri çok denedik, bir türlü mutlu olamadık…
Kendi çıkarlarımıza göre inşa ettiğimiz dünyada neler gördük…
Birbirini öldüren insanlar…
Şehrin merkezinde bıçaklara, sopalarla birbirine girenler…
Bu güzel vatanda birlikte yaşamayı bize zehir etmeye çalışan darbeci hainler…
Adaletsizlikler, çaresizlikler, yetimler…
Demek ki, yürüdüğümüz yol yol değil!
Demek ki, bu şekilde hayat sana da, bana da, ona da güzel değil!
Artık akletmeyecek miyiz?
Oysa aklımızı kullanabilmemiz için eksik olan hiçbir şey yok…
Sadece kullanmadığımız bir akıl…
O da insanlığımıza yakışan bir yaşama biçimi değil!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.