YA BİZİM KURTULUŞUMUZ?

Bu hafta 12 Mart’la ilgili çok söz söylendi, Erzurum’un kurtuluşuyla ilgili sergiler açıldı, paneller ve konserler düzenlendi, birbirinden farklı etkinlikler yapıldı, yapılıyor.

15 Mart 2012 Perşembe 09:06
YA BİZİM KURTULUŞUMUZ?
Türk milletinin ve Erzurumlunun yazdığı kahramanlık destanıyla ilgili mesajlar verildi, şehitlerimiz ve gazilerimiz minnet ve şükranla anıldı, tarih yeniden okundu, hatırlandı.


Bu vesileyle yeni nesle bayrak, vatan, tarih ve şehir şuuru verilmeye çalışıldı.


Millî duygularımız tazelendi.

İnşallah Erzurum geçmişte yaşadığı tarifsiz acıların aksine daha aydınlık ve güzel günler görecek.

Birinci Cihan Harbi’nden önce 800 bin olan Erzurum vilayetinin nüfusu, yaşadığı katliamlar, göçler ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle cumhuriyet kurulurken maalesef 8 bine düştü.

Evet, coğrafyası kurtuldu; ama Erzurum, büyük oranda insan kaynağını kaybetti…


Köylerden ve doğudaki diğer illerden göçler aldı…


Cumhuriyetten sonra bir Erzurum kimliği oluşamadı.


Daha cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Erzurum’un aldığı niteliksiz göç, şehirliliğin aksine şehri koca köy haline getirdi.


Şehirli kültürün, değer ve yargıların aşınması; niteliksizliğin, şehri teslim alması ve şehirde hâkim kültür olması; cumhuriyetten sonra da şehrin nitelikli göç vermesine neden oldu ve hâlâ olmaktadır.


&&&


Dadaş kelimesinin içi boşaltıldı.


Bugün Erzurum’da birçok insan; sözlükteki tüm iyi sıfatların yan yana dizilip karşısına “dadaş” denmesine rağmen insanların birbiriyle, toplumla, şehirle, şehrin meseleleriyle ve yabancılarla ticarî ve sosyal ilişkilerinde “dadaşlık” olmadığını görmenin u/mutsuzluğunu yaşamaktadır.


Farklı düşünen, yaşayan, inanan insanlara saygı göstermektir dadaşlık…


İlim ve irfandır, samimiyettir dadaşlık…


İrfan, ahlâk, estetik, nezaket ve vicdan sahibi insan olmaya talip olmaktır büyük kurtuluş!


Sadece dile getiren değil, tüm güzel tanımlamaları azami yaşayandır dadaş!

Ey kendisine DADAŞ deyip orta yerde ses çıkaran nefsim!


Söylenmeyip de söylemenin zamanı gelmedi mi?


Koca koca adamlar olup çocuklar gibi küsmekten; her türlü yalanı, fesadı, yanlışı benliğimizde ve davranışlarımızda taşıyıp masum, mağdur rolleri yapmaktan bıkmadık mı?


Arkasından yerden yere vurduğumuz insanların, yüzlerine iltifatlar ve mavi boncuklar dağıtmaya son vermenin günü gelmedi mi?


İnsanları birbirine düşürüp kenarda masum ve bilge kişi edasıyla oturmanın ayıbı yetmedi mi?


Sırf yüksek egomuz, bencilliğimiz ve kıskançlığımız yüzünden yaptığımız oyunbozanlıktan vicdanımız sızlamıyor mu?


Kendimizin asla tahammül edemediği bir davranışı, başkalarına karşı pervasızca, rahatlıkla, pişkinlikle sergilemekten utanmanın vakti gelmedi mi?


Çıkarlarımız uğruna tüm ahlakî değerleri, onurumuzu ayakaltına almaktan kurtuluş günü gelmedi mi?


Egemene ve güce şirin görünmek için attığımız taklalar bizi yormadı mı?


Makamımızı ve gücümüzü insanları kullanmak için harcamak bizi yormadı mı?


Şekil Müslümanlığından öz Müslümanlığa geçmenin, tutum ve davranışlarımızın muhasebesini yapmanın, başkalarından ziyade kendimizi sorgulamanın, kendimiz üzerine düşünmenin zamanı gelmedi mi?


&&&
1939’da şimendiferin Erzurum’a gelmesi, 1959’da Atatürk Üniversitesi’nin açılması dağların arkasında kalan şehir için, farklı kültürlerle iletişim kurma, onları tanıma ve kendisini sorgulama, ufuk kazanma, dışa kapalılığı sonlandırma noktasında çok önemli adımlardı.

1980’den sonra sosyokültürel olarak hızla gerileyen Erzurum, 2000’li yılların başında, başta eğitim ve ekonomik olmak üzere her alanda dibe vurdu. Erzurum’un dibe vurması Erzurum insanının dibe vurması demektir. Son yıllarda merkezî hükümetin yaptığı yatırımlar, kış organizasyonları ve Atatürk Üniversitesi’nin –gerçekleştiğinde- şehri şaha kaldıracak dünyanın insanını Erzurum’a dökecek ve dünya çapında ve dünyada bir ilk olacak “Bilim, Müze, Doğa ve Eğitim Park” projesi gibi çalışmaları sayesinde yeniden eski parlak günlerine dönecek gibi. Yatırımlar ve organizasyonlar; Erzurumlunun diğer insanlarla, dünya ile sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkilere girmesine, ufkunun açılmasına, kendisini daha iyi gözlemlemesine, eksiklerini ve hastalıklarını, niteliği daha iyi fark etmesine katkı sağlayacaktır.

Kanaatimce Erzurum’da şehirlilik noktasında zihinsel dönüşüm ve olgunluk; merkezden çevreye, içten dışa doğru değil; çevreden merkeze, dıştan içe doğru gerçekleşebilecektir.

Editör

Son Güncelleme: 15.03.2012 09:57
Anahtar Kelimeler:
YA BİZİM KURTULUŞUMUZ?
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
nevzat ekin 2012-03-15 09:16:32

tebrik ederim murat bey güzel bir yazı