Doğum ne kadar hak ise ölümde o kadar gerçektir. Yaratılan her şey fanidir. En değerli insanların bile fani olduğunu Hz. Muhammed(S.A.S) in vefatından öğreniyoruz.
Yaşınız kaç olursa olsun bu gerçekle yüz yüze geleceğimiz gerçektir. Bundan kaçış yoktur. Ölüm haktır deyip Alemlerin Rabbine teslim olmaktan başka çıkar yol yoktur.
***
Şehirlerinde içinde oturan, şehrin maddi ve manevi kalkınmasında yer alan, eğiten, düşündüren, değer katan ve hayatları dolu dolu geçen insanlar vardır. Bu kıyamete kadar sürüp gidecektir. Tabi bu şehir Erzurum olunca bir yandan göçler ile, bir yandan vefat eden değerli insanlarıyla çoraklaştıkça çoraklaşıyor olması bir başka gerçeği önümüze seriyor. Son bir ay içinde benim tanıdığım dostlarda darı dünyadan darı ukbaya göç etti gittiler.
***
Gidenlerden birisi şehrin manevi evladı, 1918 yılında Erzurum'un düşman işgalinden kurtulurken ordunun başında şehre ilk giren yedek subay Ahmet Somunoğlu'nun kızı Hatice Somunoğlu idi. Evlenmemişti. Çoluk çocuğu bu nedenle yoktu. Akrabaları İl dışında idiler. Hayatta yalnız olduğu gibi vefatında yalnızdı. Tam Yunus Emre'nin ifadelerine göre dünyasını değişti. Yunus diyor ki:
"Bir garip ölmüş diyeler/ Üç günden sonra duyalar/ Soğuk su ile yuyalar/ Şöyle garip bencileyin." Hatice Teyzemizde soğuk su ile yuyulmadı, yıkanmadı ama ne yazık ki cenazesinde vefalı imam dahil 33 kişi vardı. Uzundere Belediye başkanı Halis Özsoy, Ervak  Başkanı Erdal Güzel, Muammer Cindilli, Hayrettin Kotan ve diğer dostlar var idi. Gönül isterdi ki şehrin kurtuluşunda canını ve varlığını bu topraklara adayan Teyzemizin cenazesinde şehrin mülki ve yerel yöneticileri olsaydı...!  O zaman Reyhani ustanın cenazeler için yazdığı şiiri dostlar bulup okuyun derim.
***
Dadaş köyünde doğmuş büyümüş ve Erzurum da sanatıyla ekmeğini kazanmış yiğit mi yiğit sözünden dönmeyen vefalı, kadirşinas dostum Ağabeyim Ali Yaşar Turgut  vefat etti. Şüphesiz dostları onu son görevlerinde yalnız bırakmadılar. Dualarını esirgemediler. Ali Bey yılmaz bir ülkücüydü. Çocukluğundan beri çizgisini değiştirmeyen ender insanlardandı. Aslında ben kendisini 1995'lerde Aşkaleliler derneğinde tanımıştım. Özü sözü bir olandı. Kıvırmazdı. Fakat Köroğlu barını ben ondan gördüm onda seyrettim. Hele dernekte yaptığı güveçlerin tadı damağımızdaydı. Dost canlısı, vatanperver bir Dadaştı.
***
27/11/ 2014 tarihinde kaybettiğimiz Vedat aydın Beyi 1990'larda Onur ve Kalem dergisini çıkarırken tanıtım.  Yirmi yıldan beri tanıdığım bu insan, hali-selim, vefalı, cümlelerini kullanırken karşıdakini incitmemek adına nazik, vefalı ve adam gibi adam bir insandı. Kendisini tanıyan tüm dostları Narmanlı Camisinin musallasında saf tutarken hocanın suallerine en içten dilekleri ile amin dediler. Gazetelerde, dergilerde köşe yazıları yazdı. Şehrin adı gibi aydın insanıydı. Beyin tümörüne yakalanmış Ankara'da ameliyat olmuştu. Herkes iyileşeceği günlerini beklerken duyduğum haber üzerine üzüldüm ve şehir irfanı bir kalemini kaybetti demekten kendimi alıkoyamadım.
***
Son yıllarını İstanbul'da geçiren şehrimizin renkli simalarından değişik dernek ve spor kulüplerinde görev yapan gerçek bir Erzurum sevdalısı olan Tekin Bozhalil ağabeyimizi kaybetmenin üzüntüsünü yaşadım. Tekin ağabeyi yazları Erzurum'a gelir akşam yürüyüşlerinde bizlere katılır o güzel Erzurum anılarını paylaşırdı. Aslında yaşayan bir hafızaydı. Vefat etmeseydi Pazar günü İstanbul'da  "Ervak" yönetim kurulunu misafir edecekti. Demek ki kısmet yokmuş. Ne diyelim.
Bu vesileyle tüm vefat eden hemşerilerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.