Erzurum eğitimine uzun yıllar hizmet eden öğretmenlerimizden birisi Mehmet Beydir. 1911 yılında Yusufeli'nde dünyaya gelen Mehmet bey beş yaşlarındayken 1916 yılında Erzurum'un Ruslar tarafından işgal edilmesi üzerine göç yollarına düşen ailesiyle birlikte Sivas'a kadar gitmişlerdi. Acılı,yokluk ve savaş yıllarında başladığı öğrencilik hayatına Sivas Muallim mektebini bitirerek sonuçlandırmış ve  öğretmen olmuştu.
Mehmet Bey mezun olunca ataması gerçekleşmiş ve Erzincan Üzümlü(Cimil)  nahiyesine  öğretmen olarak gitti. Üzümlü'de 2-3 yıl çalışmış döneminde uygulanan doğuda bir  yıllık hizmetin iki yıl sayılması anlamına gelen Bakalorya sistemi sayesinde  çalışma yılı fazlalaşıyordu.Bu arada Erzurum Muallim Mektebinin fark derslerine hariçten giriyor ve  derecesini yükseltiyordu.
1930'larda İstanbul Üniversitesinde okumak için tayinini İstanbul'a çıkarıyor , bir taraftan okurken bir taraftan da öğretmenliğini devam ettirmektedir. ancak devam zorunluluğu nedeniyle mühendislik fakültesinden ayrılıp devam şartı önemli olmayan Edebiyat Fakültesinin Coğrafya- Jeoloji bölümüne kaydını yaptırıyordu.
Fakülteyi bitiren Mehmet Bey  1937-1939 yılları arasında Taksim Lisesinde müdür muavinliğinin yanında  Coğrafya Öğretmenliğini  sürdürdü. 1943 yılında memleket hasreti şiddetlenince tayinini Erzurum'a istemiş böylece yıllar sonra tekrara memleketine dönmüştü.
1943 yılında Erzurum Lisesi Coğrafya Öğretmenliğine atanan  Mehmet Müftügil dönemin Erzurum Müftüsü Solakzade Sadık Efendinin Kızıyla evlenerek  Erzurum'a yerleşti. 1947-1950 yılları arasında müdür muavinliği yapan Mehmet Hoca  Demokrat Partisi iktidara gelince Çanakkale'ye sürgün edildi. Bir yıl sonra tekrar  Erzurum'a dönen  Mehmet bey aralıksız 1967 yılına kadar Erzurum Lisesinin  Coğrafya  Öğretmenliğini yaptı. O yıllarda Din Dersi öğretmeni açığı olduğundan hoca zaman zaman din derslerine girdi.
1967 yılında Mehmet Beyin yolu bir kez daha İstanbul'a çevriliyor bu sefer Pendik Lisesine atanıyordu. Pendik Lisesinde 6 ay kadar çalışan bu güzel insan Emekliliğini istiyor ve emekli olup Kadıköy Kızıltoprağa yerleşip 1979 yılında hacca gidiyor ve 1981 yılında hakkın rahmetine kavuşuyordu.
Mehmet Bey Erzurum Lisesinde  ünlü hocalar ile çalışıyor iken bunlar içerisinde Besim Darkot, Sami Öngör, Sıtkı Dursunoğlu, Mehmet Yazıcı, Ahmet Somunoğlu gibi öğretmenler ile çalıştı. Öğrencileri içinde Demircioğlu Paşa, Safa Giray ve daha niceleri vardı.
Hoca ile ilgili aslında anekdotlar çok olmasına karşılık bunlardan üç tanesini paylaşıyorum.  Mehmet Hoca Ahmet Katkat'ın dayısıdır.Bir yazılıda Ahmet kopya çeker ve yakalanır. Mehmet Beyde tereddüt etmeden sıfır verir. Sonrasında Taşmağazalar'daki dükkana gittiğinde Ahmet'in akrabaları  Hoca sıfırın yanına bir yaz on oluversin deyince ; Hoca tereddüt etmeden "çalışsın 10'u kendisi alsın". Hoca yeğenine bile torpil yapmaz.
Hocanın talebelerinden Baki Akçay bir anısını anlatırken hocanın kendine has tarzının olduğunu ifade ederek yaşadığı anıyı şöyle anlattı. "Öğrencilik yıllarımda "Alaska'nın Kovboyları" adlı bir film seyretmiştim. O günlerde Mehmet Hocam "Çimentocunun oğlu kalk bakayım tahtaya ,Alaska'nın ekonomisini anlat" deyince hemen seyrettiğim filmi anlatmaya, suları süzerek nasıl altın bulduklarını anlattım. Hoca  dinledikten sonra Alaska'nın ekonomisini anlat, bunlar ne yer, ne içer deyince bizim gibi yer içerler dedim. Hoca peki şu Alaska'nın yerini haritada göster bakayım deyince  ben Teksas yakınlarında  aramaya başladım. Tabi yeri gösteremedim. Hocama şöyle bir istekte bulundum ; yerini gösteremedim ama  Alaska'yı anlattım. Hocam doğrusu anlattıklarım seyrettiğim filimden öğrendiklerimdi. deyince tamam bende epey şey öğrendim,şimdi yerine geç bu seferlik not vermiyorum dedi. Hocamız isimlerimizi tek tek bilmezdi ama herkesi ailesiyle birlikte tanırdı.
Hocanın bir diğer öğrencisi olan Bedir Avcı'da hocasının kendine has metotları bulunduğunu,herkesin hocadan kopya çektiğini fakat hocanın çok rahat yakaladığını ve kopya çekilen soruya sıfır verip onun yerine yeni soru sorduğunu ifade eden Vedat Durmazpınar  Mehmet beyi çok sevdiğini kendisinin 6 yıl öğretmenliğini yaptığını anlatırken bir keresinde hocamın not defterini gizlice aldım ve sözlü notuma 7  yazıp  defteri yerine koymaya çalıştım. Yaptığım suçtu. Yakalansam okuldan atılacaktım. Bir yolunu bulup öğretmenler odasında paltosunu tutmaya çalıştığım sırada  cebini göstererek;  "Vedat haydi  defteri cebime koy " dedi. Hocam her şeyi anlamış fakat beni cezalandırmamıştı. O sadece benim değil tüm talebelerin hocası, Erzurum tabiriyle  "Emisiydi".   "Mehmet Emisi." Allah rahmet eylesin.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Sakin Ahali Bayer 2014-10-12 14:43:26

benim de öğretmenimdi.allah rahmet etsin.konuşan bir kiz öğrenciye :e gizm,gaş ettim anlamadin,göz ettim anlamadin,ya sen neden anlarsin demişti.