O'nun özelliği ETSO'ya başkanlık yapmış olması değil, bırakması!

Namık Kılkıl ismi, şu aralar konuşulan bir isim değildir.
Ama bugünlerde çok konuşulan Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri için üzerinde konuşulması gereken biri olmayı da gerektiren iyi ve doğru bir isimdir aslında.
 Namık Kılkıl'ın konuşmayı gerektiren özelliği de, sadece geçmişte oda başkanlığı yapmış olması değil, o oda başkanlığını zamanı geldiğinde bırakmış olmasıdır! 
Evet.
Sivil Toplum Örgütlerinin başına gelenler koltuğuğa yapışmakla, o koltuğu bırakmamakla anılır hep bu şehirde. Gerçi bu konuda yapılan tenkitleri de hakeden örnekler fazlasıyla da mevcuttur. Hakkı Hınıslıoğlu, Fuat Tizgili, Hüseyin Akal, Remzi Keteci, Rasim Fırat, bunlardan bazılarıdır. Gerçekten bir yere seçildiğinde oradan zamanı geldiğinde gitmek zor mudur? Bunun örnekleri var mıdır? İşte bu sorulara cevabın da adıdır Namık Kılkıl. Bugün çoğu kişinin hayalini süslediği O Ticaret ve Sanayi Odası(ETSO)'ya başkan olup, bir dönem sonra koltuğunu hem de kendi isteğiyle başka birine devreden isimdir o Namık Kılkıl. Zaten o yüzden de benim için artık bu aksaçlı adamı değerli kılan oda başkanıyken yaptığı hizmetlerden ziyade, günü geldiğinde bırakmışlığıdır.
Dün işte o Namık Kılkıl ile hem hasbihal etmek hem de yemek yemek için Yenikapı'daki Karadeniz Balıkçısı'nda randevulaştık. Yine her zamanki gibi sakin, yine her zamanki gibi kibar. Reklamı sevmez, en son fotoğrafını ya bir ortamda arkadaşlarıyla ya da bir tapu işlemi için çektirmiştir. Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemde ETSO'da bir çok ilk'e de imza atmışlığı olan Kılkıl'ın şu an için en büyük zevki, anacığına istediği yemekleri yaptırıp getirmek ve ona kendi elleriyle yedirmek.
Yakından tanıyanların '' Erzurum Beyefendisi'' diye ittifak ettiği Kılkıl ile hem yemek yedik hem de yaklaşan Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri ile ilgili sohbet ettik. 1988'de henüz 38 yaşındayken hem de yaşlı ve tecrübeli isimlerin arasından sıyrılıp ETSO Başkanı nasıl olduğunu ve bir dönem yaptıktan sonra kendi isteğiyle de olsa neden koltuğu bıraktığını konuştuk. Aslında neden koltuğu bıraktığından ziyade neden devam etmediğini.
Çok fazla konuşmamayı, konuşmaktan ziyade ''dinlemeyi'' seven bir kişilik de olan Namık ağabeyi, bu az konuşmasında da yine kimseyi kırmamaya ayrıca özen gösterdi.
Sohbetimizde Kılkıl'ın konuşmasının en can alıcı noktası ise istese oda başkanlığına devam edip, etmeyeceği konusuydu.
İşte şöyle diyordu Kılkıl:
Ben isteseydim bugün bile Ticaret ve Sanayi Odası başkanıydım. Elimden de yine isteseydim kimse alamazdı!
Bilenler biliyor. Gerçekten dediği doğru. O isteseydi bir şekilde başkanlığını devam ettirir, pekala o da iyi bir ''koltuk haşlağı'' olurdu.
Ama o günü geldiğinde köşeye çekilmesini bildi.
Dedikodu ve tartışma ortamlarından hem kendini hem de ailesini korudu.
Hırsına yenilmeyi değil, tavlada yenilmeyi tercih etti!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.