Bir iş; içten gelen samimi duygu ve isteklerle yapıldığında güzeldir. Samimi davranışlar sempati toplar.
İnanç, samimi olarak ve ruhun derinliklerinden gelen duygu ve doğru bilgilerle yaşandığı zaman güzeldir!
Ruhun derinlikleri materyalist, akıl kapitalist, bilgiler derleme ise iş’ten geriye sadece şekil kalır.
Şeklen; inanç sahibi!
İnancına ait şekle bürünen daha çok prim yapıyorsa sıkıntı büyük vebal ortaktır!
Toplantılar, seminerler, vaizler, medyatik inanç programları, tanıştığın, yaklaştığın cemaatler insanlara bir miktar motivasyon verebilir. Bu gaz fazla sürmez; doğru inanç ve bilgi esastır!
Bilgi olmadan, İslam bilinci izanlara yerleşmeden; okumadan dinlediğimiz öğütlerin, vaizlerin etkileri kısa sürer, kalıcı olmaz!
Allah’ın ilk emri “oku” olan Kitabını okumamak için “oku” emrine kırk tane mana yüklemişiz; “oku” anlamında hala almıyoruz ve hala okumamak için direniyoruz!
Sonra hocaları, vaizleri konuştuklarıyla eleştiriyoruz!
Hangi bilgiyle?
Belki de haklılar!
Belki de nefislerinden konuşuyorlar, belki de başka amaçları var!
Bence biz çoğunlukla şekil peşindeyiz!
Son zamanlarda sıklıkla görülmeye başlanan sohbet veya seminerlere verilen adların mistik olması, katılan hocaların şişirilmiş kariyerleri insanlara daha çok ilginç gelmektedir.
İslam güzel ahlaktır” buyuruyor Hz. Muhammed (SAV).
Güzel ahlak derken hep yumuşak huy anlıyoruz ya işte öyle değil!
Güzel ahlak, ibadet kısacası din; helal lokma ile başlar, ana baba, kul hakkıyla devam eder!
Helal lokma çabası, kul hakkı korkusu olmayan insanlar yeni icat bidat ibadetler, Enderun usulü teravihler, bir takım zikir dersleriyle kendilerini beyhude yere yoruyorlar; helal lokma olmadan hangi ibadet kabul edilecek sanıyoruz ki?
Sadece şekil!
Şekil rant için gerekli; siyaset biniti!
Şekil yapıyoruz; kullara karşı! Ya sonrası; ya hayat memata döndüğünde durumumuz nasıl olacak; düşünüyor muyuz?
Hocaların her söyledikleri sözler doğru mu; ya sokmaya çalıştıkları ruhi ve bedeni şekil?
Hahamlarının ve rahiplerinin verdikleri her hükmü –Allah’ın kitabına uygun olup olmadığını araştırmadan- doğru kabul ederek onları ve Meryemoğlu Mesih’i Allah’tan ayrı birer Rab konumuna getirdiler”. Tevbe 31. Ayet.
Bu ayete dikkat edelim, hocaların konuştuklarını bu yüzden araştırmadan, Kuran’a bakmadan doğru yanlış diye yorumlamayalım.
Hocalar; eksik, hatalı, yanlış olabilir, hatta kasıtlı da olabilirler ama Kuran asla!
Düğümün çözümü her zamanki gibi yine bizde; her zaman okumak, düşünmek ve doğru neyse ona yönelip yaşamak!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.