Yurtiçi ve yurtdışındaki bilim dünyasından uyarı üstüne uyarı geliyor:

Çok büyük bir deprem, Türkiye’nin kapısını çalmak üzere!

İTÜ’nün kırmızıya boyadığı deprem haritasının, kıpkırmızı yerinde Erzurum, Erzincan ve Van var.

Uzun yıllardan buyana ciddi ölçekte bir depremin olmadığı Erzurum, son yüz yıllık tarihine, büyük felaketlerle sonuçlanan çok sayıda deprem sığdırdı.

Son derece haklı olarak bütün Türkiye İstanbul’u vuran 5.8 büyüklüğündeki depreme odaklandı. Maddi hasarın dışında bir kaybın olmadığı bu son deprem, bir kez daha İstanbul’un yanı sıra Türkiye’nin bütün illerine o soruyu sordur: Türkiye topyekun büyük bir depreme hazırlıklı mı?

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından hazırlanan ve dün kamuoyu ile paylaşılan deprem raporuna göre, büyük bir deprem karşısında yalnızca İstanbul veya yakın illerin değil, başta Erzincan, Erzurum, Van, Muş ve Bingöl gibi deprem kuşağı üzerinde olan iller de büyük risk altında. Yalnızca yüz yıllık bir geçmişte defalarca deprem gerçeğiyle yüzleşen ülkemiz, 6 ve üzeri büyüklükteki her depremde özellikle Doğu illerinde on binlerce insanını kaybetti. Kocaeli ve Van depremleri yakın geçmişte olduğu için hafızalardaki tazeliğini koruyor.

Dünyada depremle iç içe yaşamayı başarmış bir ülke olan Japonya bile zaman zaman 7 ve üzeri büyüklükteki depremler karşısında önceden en küçük bir çare üretemezken olduktan sonra da binlerce can kaybı veriyor. Fakat şurası da bir gerçek ki aynı büyüklükteki bir deprem Japonya’da değil de başka bir yerde olsa, mümkün ki ölü sayısı ve maddi hasar kelimelerle izah edilemeyecek kadar yüksek olurdu. Demek istediğimiz şudur: Evet; depremi önceden haber veren bir sistem henüz dünyada icat edilmiş değil, dolayısıyla kimse niye depremi önceden haber vermediniz diye yönetimleri suçlayamaz.

Fakat bir ülke, deprem kuşağı üzerinde olduğu halde, şehirleşmesini ve mimarisini deprem gerçeğine göre inşa etmiyor ve de depremin yarattığı yıkımı kadere bağlıyorsa, işte orada büyük bir sorun var demektir. İşin bu kısmı ne yazık ki ülkemizi çok yakından ilgilendiriyor. Japonya’da 5.8 büyüklüğündeki bir deprem en küçük bir soruna ya da bina yıkımına yol açmazken bizde tam tersi oldu. İşte İstanbul, içlerinde çoğu resmi kurum olan yüzlerce bina kullanılamaz halde geldi. Çünkü İstanbul da ülkenin diğer illeri de yapılaşmasını, muhtemel bir büyük depreme göre yapmıyor ne yazık ki…

Herkesin tüm dikkati İstanbul üzerine yoğunlaştı, ama bazı uzmanlar muhtemel o büyük depremin İstanbul’un yanı sıra özellikle Doğu’da kendisini gösterebileceğini savunuyor ve aralarında Erzurum’un da bulunduğu en az on ili koyu kırmızı ile yani acil koduyla işaretliyor. Bu durumda herkes gibi biz de yeniden o soruyu bu şehri yönetenlere soruyoruz: Erzurum, altı ve üzeri büyüklükteki bir depreme hazır mı? 83 depreminde Erzurum’da (özellikle Horasan ve Narman’da) yüzlerce kişi hayatını kaybetmişti. Sonradan ortaya çıkan gerçek herkesi şoka uğratmıştı. Çünkü: 83 depreminde ölen insanlar, tamamen çürük yapıların kurbanı oldu. Bugün 83’e göre elbette çok daha iyi bir durumdayız, tamam da; elimizde bir doküman da yok ne yazık ki…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.