Üretebildiğin oranda özgür, güçlü ve bağımsızsın.! Tüketebildiğin oranda da mahkum, mecbur ve bağımlısın.!

Büyük Devlet olmak iç ve dış piyasaya sağladığın katma değerle, kendi insanının her nevi ihtiyacını karşılayabilecek üretici potansiyeline ve tüm dünya insanlığının hizmetine sunabileceğin ihraç niteliğine ve potansiyeline bağlıdır.

Büyük Devlet olmak, şaşaalı saraylardan, tamamı ithal kalabalık protokol araç konvoylarından,

Yine parası, aracı, teknolojisi tamamen ithal yatırım kalemlerinden,

İsraf ve harcamada sınır tanımayan kamu kurum ve kuruluşlarından,

Bir dahaki yerel seçimlerde seçilecek belediye başkanlarına bile bütçe bırakmayan, hoyratça kullandıkları iç ve dış kredileri kendi siyasi paydaş ve yandaşlarına rant yatırımına dönüştüren başkanlara sahip olmaktan geçmez ve büyük devlet olunamaz.

Siyasal teşkilat mensuplarına devletin kaynakları üzerinden geçim ve rant kapısı aralayarak görev ve iş başında tutma menfaati siyaseti ile de büyük devlet olunamaz.!

Üretmeden sadece tüketen bir toplum tipi ile ise asla oynamaz,

Daha iyi bir evim daha lüks eşyalarım, son model arabam olsun hayat felsefesi ile yaşayıp daha eğitimli bilgili kültürlü evladım endişesinden uzak bir milletle de asla büyük devlet olunmaz

Kendi parasını cebinde cüzdanında buruş buruş harcamak için taşırken dolara, euro'ya yastık altında, bankalarda titizlikle katma değer katan bir toplum ile,

Doların, euronun değeri arttıkça siyasi ve ekonomik maymun iştahları artan fırsatçılara sahip şahsiyetsizlere sahip bir millet ile de büyük devlet olunmaz

Köylü ekmeğini, yağını, yoğurdunu şehirden tüketiyor ise, ekmediği, üretmediği ürünlerin parasını fason fatura ile tarla parasına dönüştürüp kendi ve ülke insanının ihtiyacını üretemiyor ise, kendi işlediği arazisinin ağası olmak varken, evlatlarını asgari ücret karşılığında kurumlarda çalıştırmaya reva anlayışı ile de büyük devlet olunmaz.!

Kim olursa olsun benim olsun, az olsun benim olsun mantalitesi ile Devleti ve kurumlarını liyakat, ehliyet, samimiyet ve sadakat niteliklerinden yoksun ahbap - çavuş ilişkisi ile yönetme ile büyük devlet olunamaz.!

Asgari ücret iş istihdamı ve sosyal geçim yardımları ile toplumun yüzde ellisinden fazlasını üretimden soyutlayarak, hazır buluculuğa alıştırarak büyük devlet olunamaz.

Nerede ise tamamına yakını ithal montaj sanayi kuruluşları ile büyük devlet olunamaz,

Üç beş lira fazla parası oldu mu dolara, euroya, altına hücum edip kendi bindiği dalı kesen ucuz köşe dönmeci mental toplum ile büyük devlet olunamaz.!

Devletin kurumlarını, yerel kuruluşlarını denetimden, kontrolden uzak tutup, hoyratca israf , savurganlık, yolsuzluk kolomileri oluşturmak ile büyük devlet olunamaz.

Devletin kurum müdürlerini, yerel iktidarın başkanlarını, hakimleri , savcıları genel ve yerel siyasilerin insafına ve emrine vermekle büyük devlet olunamaz.!

Siyasal ve sendikal taasubiyet ve mensubiyet tarafgirliği çerçevesinde devletin güzide kurumlarında kadrolaşma ile büyük devlet olunamaz.!

Kendi insanının ve diğer ülke insanlarının ihtiyacını üretebilecek sanayileşmeyi sağlayacak insana, eğitime, bilime öncelikli yatırım yapmak elzem iken, betona, binaya, kuleye, köprüye yatırım yapmak ile büyük devlet olunamaz.

Devletin üreten sanayi kuruluşlarının, üretim potansiyelini artırmak varken, önce kotalar ile üretimini sınırlandırıp sonra satılma kıvamına getirip , sonra iç ve dış krediler ile süspanse ettiğin yandaş ve paydaş sektör temsilcilerine savarak, satarak büyük devlet olunamaz.!

Sebze, meyve satıp, meteliksiz turistlerle otelleri doldurup, karşılığında uçak ,füze, araba, telefon hernevi teknolojik aracı gereci satın alma mecburiyeti ile büyük devlet olunamaz.!

Dünyada ki her eve sokabileceğin bir ürün yoksunluğu ile büyük devlet olunamaz.!

Sıkıntıyı, krizi, problemleri batıya, emperyalist güçlere havale edip, millete milli ve manevi duygular ile hamaset üretmek ile büyük devlet olunamaz.!

Gözü dönmüş yandaşlık, paydaşlık ve maymun iştahlılık ile bir birine salvo yapan iktidar ve muhalefet anlayışı ile büyük devlet olunamaz,

Yıllardır gerek iç gerek dış mihraklar, kaos ve terör üreten dinamikler tarafından hedef tahtasına koyulmuş bir kişi üzerinden büyük devlet olunamaz.

Velhasıl yaklaşık bir kaç asırlık ihmallerin, ihanetlerin içerisinde Anadolu jeopolitiğinde ayakta kalmaya çalışan Ülkemizin Ülkesi ve Milleti ile idarecisi ve siyaseti ile bu günkü ahvalimizin aslında hepimiz birer müsebbipleriyiz.

Ve bu günki sarmalın, kaosun vebal ve mükellefleriyiz,

Ve Anadolu yine yeniden bu kez evengalist sapık bir ruh halinin serencamı Haçlı saldırısı ile karşı karşıya olup,

Keseleri boşaltacak, cepleri yakacak, belki de yıllardır hazır buluşcu bir tüketici toplum niteliğinde yaşamaya alışmış, kanıksamış insanımızı can evinden vuracak Ekonomik bir savaş ile karşı karşıyayız.

Ve ne hedefteki kişileri muhafaza ile, ne sipeküle şahsiyetleri tutuklama ile, nede tüm erkin ve yetkinin bir şahıs da toplanması gibi yönetimde birlik düşüncesi ile bu savaştan sağ çıkmamız mümkün değildir.

Bu günlere geliş serüvenimizi bir rövanş ve intikam hırsı ile muhasebesini yapmak da bu savaşın tuzu ve biberi olmaktan öteye gitmeyecektir

Hamaseti, laf ile peynir gemisi yürütmeyi, ihtirası, hırsı, koltuk ve makam müptelalığını, nefsi bir tarafa bırakıp,

Sevmek bazen vazgeçmektir diyip, Feraseti, fedakarlığı, Feragati, ön plana çıkarıp,

İlmi, aklı, fenni rehber edinip gece gündüz gerekirse karın tokluğuna ülkesi ve milleti için çalışacak kadroları siyasi tavassut ve taasuptan uzak iş başına getirip siyasi menfaat ve hezeyanlardan uzak Milli bir seferberliğin başlatılması bir zaruriyettir.

İktidarı ve muhalefeti ile iradenin meclis çatısı altında temsilde adaleti yönetimde istikrarı sağlayacak bir yönetim birliğinin süratle oluşturulması ve siyasetin bir kenara bırakıp ülke ve millet menfaatleri çerçevesinde ülkeyi kısa sürede düzlüğe çıkaracak anayasal kanunların süratle devreye sokulması elzemdir.

Sayıştayın, Danıştayın süratle devreye sokulup kurumların harcamalarının, israfın, yolsuzluğun denetim ve kontrol ile sonlandırması, önüne geçilmesi müsebbiplerinin süratle ifşa edilerek cezalandırılması bir gerekliliktir.

Kaotik ortamı fırsata dönüştürmeye çalışan ve birikimlerini süpekilatif söylemler etrafında dövize altına dönüştüren, yurt dışına kaçıran hainlerin ifşa edilerek gerekli hukiki müeyyidelerin devreye sokulması lazımdır.

Bunlar gitsin de ne olursa olsun anlayışındakilerin de, bunlar kalsın da ülke ne olursa olsun anlayışına sahip olanların ülke ve millet kaderinden süratle soyutlanması bir gerekliliktir.

Her vatandaşımızın, yastık altındaki altınını, var ise dolarını eurosunu, her nevi birikimini süratle devlet bankalarına vaizsiz olarak yatırıp ülke ekonomisine katma değere süratle dönüştürmesi artık bir zaruriyettir.

Bir kaç kişi üzerinden hayal tacirliği yapmak yerine topyekün bu milli mücadeleye, milli seferberliğe milleti inandırabilecek birlik ve beraberliği sağlamak artık bir mecburiyettir.

Çünkü ülke şayet bu gün bir darboğazda ise sağda solda yerde tepede müsebbip aramayı bırakıp, herkes kendi payesine düşen muhasebesini yapıp, bu mücadelede herkes hiç kimse olmasa bile, sadece ben varım kararlığı ve cesareti ile ön plana çıkıp inanmış milyonlar ile taşın altına değil başını tüm gövdesini, yüreğini, samimiyetini koyması artık bir mecburiyettir..

Büyük Devlet olmak; Büyük fedakârlıklar, özveriler, samimiyetler, sadakatler ile, çok çalışıp, çok üretip az tüketip, az uyuyup, kendisi için bir milleti ve devleti için on isteyebilecek, üretebilecek büyük yüreklerin işidir. Bu Yüreğin Asaleti de Muhtaç olduğumuz damarlarımızda ki asil kandadır.

Haydi Vira Bismillah.!

selam saygı dua...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.