Değerli okurlarım konu biraz sıktı, biliyorum; lakin bu konu üzerinden şehirde bir dedikodu sarmalı, masum insanlara bühtan söz konusu olunca meseleyi tüm çıplaklığıyla yazmak “hak” adına elzem oldu.
İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali (İTEF) tarafından 2013’te beşincisi yapılan festival kapsamında "5.Yılında 5 Şehirde, İstanbul-Ankara-Bursa-Erzurum-Konya" projesi doğrultusunda dünyaca ünlü Arjantinli yazar Alberto Manguel, 1 Kasım Cuma günü Erzurum'a gelmişti.
 
ŞEHİRDER’in de her ayın ilk Cuma günü akşam düzenlediği “Şehir ve Medeniyet Konuşmaları” programı vardı. 1 Kasım Cuma’nın konuğu Prof.Dr. Köksal Alver’di. Bu programlarımıza sayın valimizle birlikte şehrimizin bizim nazarımızda son ahisi Muammer Cindilli ağabeyimiz de katılıyordu.
 
Hem Koç Vakfı’nın hem Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Mustafa İsen hocanın Muammer Cindilli ağabeyimizi bilgilendirmesiyle yazar Alberto Manguel’in Erzurum’a yukarıda adı geçen proje kapsamında Erzurum’a geldiğini öğrendik.  Böyle olunca programlar kesişti ve akşam yemekleri Sayın Valimizin ev sahipliğinde birleştirildi. O gün akşam yemeğinde Adnan Yazıcı, Köksal Alver, Alberto’nun tercümanı hanımefendi, fotoğrafçısı Melih Külekçi; ayrıca ülkemizin önemli bürokratlarından Vahit Erdem de vardı. Sayın Valimiz ve Vahit Erdem, Alberto ile İngilizce sohbet ettiler.
 
Yemeğin ardından Tebrizkapı’ya ŞEHİRDER’in sohbet programına Prof.Dr. Köksal Alver hocayı dinlemeye geçtik. Alberto, kitabında dediği gibi konuşmasını istedik; ama pek konuşmadı. Sorularımız üzerine Ahmet Hamdi Tanpınar’ı yeni tanıdığını ve onun ne kadar güçlü bir kalem olduğunu ifade etti. 15-20 dakika sonra tercümanı hanımefendi ve Melih Külekçi ile aramızdan ayrıldı, ayrılmadan evvel Alberto’ya kitaplarımızı imzalattık.
 
Ertesi gün öğleden sonra İngilizcesi çok iyi olduğu için, Alberto’yu İl Kültür Müdürlüğü personeli olan Nesim İbrahimhakkıoğlu (Merhum Feyyaz İbrahinhakkıoğlu’nun oğlu) Alberto’yu, Alberto’nun isteği doğrultusunda şehri gezdirdi. Sanırım o gün sabahtan öğleye kadar da yine şehrimizin önemli entelektüellerinden İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adnan Yazıcı, Erzurum Lisesi başta olmak üzere Tanpınar’ın izinde birkaç yerde Alberto’ya eşlik etti.
 
2 Kasım Cumartesi akşamı da Muammer Cindilli ağabeyimiz “Hünerli Eller Lokantası”nda şehrin gazetecilerinden (hatırladığım kadarıyla Ayhan Türkez, Kadir Sabuncuoğlu, Sinan Özçaylak, Öztürk Akkök…) ve dostlarından bir gruba yemek verdi. Yemeğin konuğu Alberto’ydu. Muammer ağabeyi, Mehmet Şener ve kızı, Adnan Yazıcı ile Alberto ve tercümanı bir masada oturdular.
 
Tanpınar’ın “Beş Şehir”de Erzurum türkülerinden ve Faruk Kaleli’den bahsetmesinden dolayı Muammer Ağabeyi’nin teklifi üzerine yemekten sonra grup Baltahane’ye (Komesli Han) geçti. Fatih ağabeyinin ortaçağ tablolarına benzeyen mekânında Gazelhân Nusret ağabeyinin sesinden Erzurum türküleri dinledik.
 
Arşivime baktığımda tüm bunları 4 Kasım 2013’te yazmışım. Arama motoruna “Alberto Tanpınar’ın İzinde Erzurum’daydı” yazdığınızda o tarihte sıcağı sıcağına yazdığım yazıya rastlarsınız. O günlerde de şehirde “Biz niye bu yemeklere ve sohbetlere katılmıyoruz!” diye şehre fitne veren meşhur münafık ve onun doldurduğu adamların sözlü saldırılarına maruz kalmıştık. Hani alışmış ya “Olduğu yerde ya herkes kendisini konuşacak, ya kendisi konuşacak. Şehrin esas oğlanı! Sevsinler!”
 
Alberto Manguel, daha sonra (Haziran 2014) Erzurum’a bir daha gelmiş. Çok sonra duyduk. Duyduğumuza göre yanında İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali’ni yürüten Kalem Kültür Derneği’nden ve Yapı Kredi Yayınları’ndan birileri varmış. Şehrimizin kıymetli gençlerinden Selim Yapıcı ve Oğuzhan Bingöl kale ve civarında Alberto ve yanındakilere rastlamışlar. Tebrizkapı Çarşısı’nda bir çay içmişler, sonra Alberto ve yanındakiler Cinis’e gitmek üzere bizim gençlerin yanından ayrılmış.
 
Sonra Alberto Mart 2016 sabırsızlıkla beklenen o kitabını yayımladı. Alberto kitabın hazırlanış süreciyle ilgili olarak, 18 Mart 2016 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan röportajında “Türkiye’deki oğlum olan Melih Külekçi de bize eşlik etti. Seyahatlerimiz süresince her akşam, çalışma arkadaşıma yaşadıklarımla ilgili günlük notlardan oluşan bir e-posta gönderiyordum. Bu notların bir araya gelmesiyle kitabımın iskeleti oluştu.” diye bir açıklama yapmış.
 
Yayınlanınca anladık ki, Alberto kirli ruhunu kitaplaştırmıştı. Ermeni propagandasına hizmet eden utanç vesikası kitap… Türk düşmanlığını gizlemediği, Gezici zihniyeti parlattığı kitap. Bu arada Erzurum’da kızılca kıyamet koptu tabii. Şehrin münafık ve muhbirleri 2013’te kendilerince “adam yerine konulmamanın” ezikliğiyle içlerinde kalan kini kusmak için bir fırsat geçirdiler ellerine.  Biz Alberto’nun ve kitabının kirli emellerinden, Alberto’nun şehre ve ülkemize nasıl oryantalist gözle baktığından bahsederken; birileri de sağda solda yaptıkları açıklamalar ve yazılarla adeta Alberto’nun yüzünü yıkayıp “Alberto, Erzurum’da kimlerle oturdu, kalktı, kimler bu bilgileri verdi?”(bu soruyu safça soranları tenzih ediyorum) diye algı oluşturarak kitabın günâhını yazarında değil, başkalarında aradılar. Hatta dolaylı yoldan büyük bir gafletle şunu demeye getirdiler: “Elin gâvuru, biliyoruz sen masumsun, pırıl pırılsın. Bizimkiler seni yanıltmış. Sen Erzurum’a Tanpınar gibi üçüncü defa gel, bu sefer bizimle otur kalk, kitabı yeniden yaz!”
 
Bu kitabın tek günâhı Alberto’nundur. Kitabın yazarı odur. Erzurum’da onu en iyi biçimde ağırlayanlara da, Tanpınar’a da, Erzurum’a da ihanet etmiştir. Anlaşılan kim ne anlatırsa anlatsın, Alberto kafasındakileri yazacakmış zaten ve yazmış. Bu arada kitabı sadece bilgi yanlışlarıyla değerlendirmek fazlaca saflık olur. Alberto kitapta apaçık Ermeni diasporasının, Gezi Parkı eylemcilerinin propagandasını yapmış. Sadece Erzurum kısmında değil kitabın tümünde Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı var.
 
Yazarın zihni yapısı kitapta kendisini saklamıyor. Cemil Meriç’in dediği gibi: “Tüm camileri yaksak, tüm minareleri yıksak da Batı’nın gözünde Müslümanız!” Bunu bile bile Alberto’nun yüzünü yıkamak, kâfire kâfir diyememek şehre ve ülkeye ihanettir. Batı hep düşmandır, düşman kalacak ve içimizdeki hain ve münafıklar küçük menfaatler karşılığında onlara yataklık yapacak.
 
O halde şehirde bu dedikodu sarmalının aktörü kim/ler?
Aktör, Erzurum’da yukarıda adı geçenleri (Üstelik bu isimleri bile bile)zan altında bırakacak fitneyi şehre yaymaya çalışan muhbir ve münafıklardır.
Aktör; bir hastalıklı ruhun Alberto Erzurum’a geldiğinde yemek ve toplantılara davet edilmemesinden, -kendince-adam yerine konulmamasından dolayı yaşadığı hazımsızlıkla “zekâ seviyesi düşük insanları” etkileyebilme çabasındaki bir bozguncudur.  Ki bu bozguncu/lar, Erzurum’da hem ticari hem itibar noktasında kendisine rakip gördüklerini, dostlarını bile (konjonktüre göre): 28 Şubat sürecinde “dinci”, 2010’ların başında “Ergenekoncu”, 17-25 Aralık’tan sonra “paralelci” diye ihbar edendir. Bu, Erzurum gibi bir yerde komünist gençlik teşkilatlarını her açıdan desteklediği halde milliyetçi gençleri örgütleyebilendir, arkasından en çirkin sözleri söylediği (asosyal ve saftirik) muhafazakâr çevrelerin yüzüne orantısız iltifat gösterilerinde bulunandır, gelecekte kendisini şehrin onur nişanını almaya odaklamış; sırf bu yüzden herkesi birbirine düşman edip herkesin sadece kendisiyle iyi olması gayretindedir.
 
Allah bunları ıslah etsin, tez vakit şifa versin.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
ayça 2016-03-29 11:44:34

bu adam aslen erzurumlu olmadığı gibi gerçek erzurumlularada sataşıp duruyor. ayıptır, yazar değilsin yazıcısın neyi paylaşamıyorsun da insanlara bu kadar hakaret ediyorsun terbiyesiz adam. bu kaçıncı. belediyeye sırtını yasladığını oradan uyduruk bir dernek adıyla nemalandığını herkes biliyor. biraz edep. nedir nesin ne oldun facebookta varolmak için debelenip duran bir zavallı. bir de şehrin entelektüeli imiş, o saydığın isimlerde sende bi halt değilsiniz. bu şehir çok entelektüel gördü ama sizler gibi seviyesizini ilk kez görüyor. herkes haddini bilmeli.

Avatar
haklı 2016-03-29 10:29:57

ayça hanım katılıyorum hakikaten her şeyi ben bilirim edasında ama seviye son derece düşük yazdırmayın bu adama

Avatar
ayça varol 2016-03-28 10:59:04

bu adamın bu seviyesiz hakaret ve aşağılık kompleksi dolu yazılarından gına geldi artık. bunu adam yerine koyup ne diye yayımlıyorsunuz anlamadım.