Siyaset hamamının ısınmaya başladığı şu günlerde kimse sanmasın ki aday gösterilen kişilerin işleri kolaydır. Özellikle iddialı olan partilerin adaylarının omuzlarındaki yük, göründüğünden daha büyük ve ağırdır. Seçmen dediğiniz makine değil ki "tak fişi, bitir işi" diyesiniz!
Muhatabınız insandır. Fikri olan, duygusu olan, sorgulayan ve yorumlayan insanları ikna etmek, güvenini kazanmak ve de oyunu kendi partinizin hanesine yazdırmak her babayiğidin yiyeceği lokma değildir.
Önce aday adayı olarak sahaya inmek bile başlı başına yürek ister. Aday olduktan sonra da çifte yürek gerek. Geçmişinizin didiklenmesi şöyle dursun, kurduğunuz yanlış bir cümlenin size kurşun gibi bir soru/cevapla dönme ihtimali her zaman yüksektir.
Peki, adayların işi zor da siyasi alanda birkaç kelam eylemek isteyen gazeteci tayfasının işi çok mu kolaydır!
Bakın, bir önceki yazıda AK Parti'nin tekrar aday göstermediği bazı belediye başkanlarından bahsetmiş ve haksızlık yapıldığını vurgulamaya çalışmıştım.
Geçtiğimiz gün Erdener Özdemir adında bir muhterem aradı. Emekli öğretmen ve eğitim yöneticisi olduğunu sonradan öğrendiğim beyefendi, "hop dedik," dedi. "Sizin bahsettiğiniz isimler elbet çok değerli ve çok değerli hizmetlerde bulundular," diye devam ederken, sözünü kesip, buyurun bir çay içelim, davetimi araya sıkıştırdım.
Buyurdular.
Gazeteciler, siyasiler tarafından sorgulanmaya pek alışkın değildir. Çünkü bizler sorgulayan tarafta yerimizi almışız bir kere. Ve klavyemizi konuşturmaya da bayılırız!
Sayın Özdemir, telefonda söylediklerini gözlerimin içine bakarak tamamladı. "Siz şu anki belediye başkanlarımızın önceki seçimlerde aday gösterildiklerinde ve seçildiklerinde bu kadar başarılı olacağını düşünür müydünüz?"
"Düşünce suçu sayılmaz ise, başarısız olacak isimlerin bile olduğunu düşünmüştüm," dedim.
"Ve yanıldınız," dedi ve devam etti. "Peki, yeni adayların bir önceki başkanlardan daha da başarılı olmayacağını nereden biliyorsunuz?"
(Hah, dedim; bu gediğe bir taş koymazsam, taşa da yazık, gediğe de!)
"Peki, örnek olarak İYİ Parti'nin adaylarının seçilemeyeceğini ve başarılı olamayacaklarını nereden biliyorsunuz?" Sorusunu yapıştırdım.
"Elbet bilemem,"dedi. "Buna Erzurumlu karar verecek; ama sizin bir önceki yazınızda, bizlerin oyları 'çantada keklik' gördüğümüzü ima etmeniz biraz garibime gitti. Bizlerin böyle bir düşüncesi asla olamaz, bu her şeyden önce seçmene saygısızlıktır!"
Başımıza belanın püsküllüsünü aldık, diye düşünürken, "bizler, dediğiniz, yani siz kimsiniz, sizi biraz daha tanımak isterim," dedim.
"Adalet ve Kalkınma Partisi Erzurum Palandöken Teşkilatının aktif üyesiyim!" Dedi.
(Bunu tahmin etmek o kadar zor değildi zaten!)
Tahmin etmemizin zor olanları da aldığım notlardan kısaca aktarayım.
Sayın Özdemir 1955 Erzurum doğumlu ve emekli bir öğretmen.
Neredeyse Erzurum'da öğretmenlik ve müdürlük yapmadığı okul kalmamış. Hangi okulda yönetim ve işleyişte aksaklık varsa Erdener hoca oraya gönderilmiş. Anlaşılan seyyar bir öğretmen, seyyah bir müdür olmuş.
Ve de fikrini zikrine uydurmak için, 31 Mart Yerel Seçimleri'nde AK Parti Palandöken İlçe Belediyesi Meclis Üyeliği için kolları sıvamış!
Benim için önemli olan ise, edebiyata ve özellikle şiire olan düşkünlüğü oldu.
Ve bu tür yürekli isimleri tanımamak eksikliktir, diye düşünerek yukarıdaki diyalogları tarafsız bir şekilde aktarmaya çalıştım.
Öyle sanıyorum ki iyi de yaptım. Çünkü, sorgulayanları sorgulayanlara, eleştirenleri eleştirenlere her zaman ihtiyaç vardır.
..
Dedik ki; günümüzde ister genelde ister yerelde siyasete soyunmak kolay iş değil. Demokrasi ve ülke adına herkesin oy kullanması bir vatandaşlık görevi ise, siyaset sahasına çıkmak da aynı şekilde görevdir. Bu görevde seçmenle aday arasındaki tek fark ise, birileri yük verir, birileri de taşır!
Cumhur ittifakı tamam!
Gözlerimiz ve kulaklarımız Erzurum'da en güçlü muhalefet olan İYİ Parti'de!
Hele bir yol her ilçenin adayları açıklansın bakalım!
Tarafsız olarak özümüzü kirletmeden sözümüzü söyleriz elbet!
Seçilenler bu siyaset hamamının kubbesi, seçmenler suyu ise, basın da külhanıdır yani!
Kurnalar mı eksik kaldı!
Onları da siz tahmin edin!
Anladınız siz o kurnaları!
