Kalabalık bir topluluk karşısında aniden uzatılan mikrofonu eline aldığında konuşmaya nereden başlayacağını kestiremediğin gibi bir şey bu. Aslında bazı yazılar da var, nereden başlayacağını bilemeyeceğin. Hangi bir tarafından başlanacağını saptayamadığın, sonunda diyeceğini baştan dediğin ama ne tarafından tutarsan tut, bir tarafının eksik kaldığını düşündüğün yazılar..
Galiba bu sefer ki öyle bir yazı.
***
Kaç gündür özellikle sosyal medyaya bakıyorum, şehrim insanında inanılmaz bir Efkan Ala ve İdris Güllüce hayranlığı mevcut! Popüler adıyla pik yapmış, pik! Gene zaman zaman memleketidir, gelip gidiyor olan 'çiçeği burnunda'ki İçişleri Bakanımız Efkan Ala'yla ilgili bölümünü bir şekilde anlıyorum da özellikle de İdris Güllüce ile alakalısını çok da anlamıyorum! Hayatlarında benim gibi bir kelime etmişlikleri olmadıkları Ala ve Güllüce'nin Bakan edilmesinden büyük haz duyan bazı(!)ları, kabine değişikliğini anlamlandırmak için binbir türlü süslü cümlelerdir kurup duruyorlar!
***
Hoş Efkan Ala ve İdris Güllüce'nin Bakan edilmesinden bir rahatsızlığım filan yok. Vallahi bana bir zoru filan yok. Vatana, millete hayırlı olsun. Haber sitelerinde gördüm fotolarını. Vali bey ile Büyükşehir Başkanımız da izlemişler yemin törenini. Allah mübarek eylesin. Benim demek istediğim, doğum yerleri Erzurum yazıyor diye birilerinin gereğinden fazla seviniyor olması! Abartıyor olması!  Vatan, millet, Sakarya durumu olması! Erzurum'un 'ahan şimdi uçacak' durumu olması!
***
Tıpkı Erzurum'dan onca adam olmasına rağmen İstanbul'dan birinin Büyükşehir adayı edilmiş olmasından sonra gördüklerimiz, duyduklarımız gibi! Sanki Eskişehir'den Yılmaz Büyükerşen'i göndermişler gibi bir afralar, tafralar! Hele de hem Ala'nın hem de Güllüce'nin daha işi yok, onca ülkede sorun varken Erzurum'un kanayan yaralarını sarsın! Nihayetinde onlar da Türkiye'nin Bakanı olacaklardır elbet, sırf Erzurum'un değil! Başka bir sıkıntım yok Allaha şükür. Benim 'karnımın ağırması' vallahi de billahi de en çok da bundan.
***
Aslında onlara diyeceğim bir şey var. O da şu. Yahu beyler, bayanlar. Sizin halihazırda milletvekilleriniz var, değil mi? Hadi biri daha Bakan değil, olmayacaktı da, ya öbürleri? Siz belki unuttunuz, ben hatırlatayım. Tam tamına 4 mebusunuz daha var. Ve bu mebuslarınız içinde Bakanlık beklentisi içinde olanlar da vardı. Ve bu öyle sır, mır da değil. Layık görürsünüz, görmezsiniz. O beni çok da ilgilendirmiyor. Ama bu vekilleriniz içinden hiç olmazsa biri Bakan edilseydi, kötü mü olurdu? Ala ve Güllüce'nin Bakan edilmesinden kaynaklı enerjinizi seçip o Meclise gönderdiğiniz vekillerden biri için kullansaydınız, çok mu kötü olurdu? (Kaldı ki zaten siz sevinenlerin o Ala ve Güllüce'nin Bakan edilmesinde en küçük bir dahliniz dahi yok ya, neyse!)
***
Hadi onu da geçtim.
Ben en çok da bu Ala ve Güllüce'ye sevinenlerin genelinin de Bakanlık beklentisi olan vekillerin yakın adamları olmasından dolayı çok şaşıyorum! Koca il teşkilatında önemli görevde bulunanlar da buna dahil elbet. Özellikle de Bakan edilseydiler eğer bugün yeminlerini izleyeceğimiz Fazilet Dağcı Çığlık ve Muhyettin Aksak'a bir tavsiyedir! Kaale alırlar, almazlar, o da zatıalilerinin bileceği iştir. Bence o bakanlık beklentisi olan bu vekiller, bunu bir kenara not almalı. O anlamda dostunu, düşmanını da bilmeli. Birilerini yalandan yere yanında, yöresinde dolandırmamalı! Öyle değil midir?
***
Madem o kadar o bakanlık beklentisinde olan vekillerin yakınlarıydınız, bari vekilleriniz Bakan edilmedi diye üzülün biraz. Demek ki sizin için kendi seçtiğiniz mebusların Bakan olması önemli değil. Demek ki onları siz o koltuklara layık görmüyorsunuz. Demek ki siz, şartlara göre pozisyon alardansınız. Hadi bunları da geçtim. O ki iyi yaptınız, Efkan Ala ve İdris Güllüce'ye çok sevindiniz. Bunu bayağı da bir belli ettiniz. Hoş para ile değil. Bari o çok sevdiğiniz Çığlık ve Aksak'a da üzülmüş gibi yapsaydınız bari! Onu bile yapmadınız be! Yok, yok.. İster fitne çıkartıyor deyin, ister fesatlık ediyor deyin. Ben işin bu tarafındayım.
***
Baştan dedim, sonradan mikrofon eline tutuşturulmuş gibiyim.
Yazım da biraz öyle oldu, bayağı bir dağıttım, kabul ediyorum.
Son sözüm odur ki.
Kendimi biraz mutlu, biraz keyifsiz hissetmem işte bu yüzden.
Demek ki, bir tane iktidar partisine Büyükşehir adayı bulup çıkartmasını beceremeyen koca bir şehir, onca mebusunun içinden de bir Bakan bulamadı, sırf nüfus cüzdanlarında Erzurum yazıyor olanlarda medet arayan bir şehir oldu!
Haksız mıyım?
NOT 1: Vali Ahmet Altıparmak'ın kahvaltılı basın toplantısındaydım ben de.. Göreve geldiği hafta yaptığı ilk tanışma toplantısına da iştirak ettiğim Vali beyde, geçen bu süre zarfında bayağı bir farklılık gördüm. Geldiği ilk hafta bize oturduğu yerden umut dolu mesajlar veren saygıdeğer Valimizi, ne yalan söyleyeyim, biraz umutsuz, biraz da moralsiz gördüm. Sürekli bir şeylerden yakınması dikkatimi çekti. Taksicilerden bile şikayet eder hale gelen bir Vali vardı karşımda. Ancak. Hava kirliliği konusunda kararlılığı ile bir kere daha sempatimizi kazanan Vali bey, yine bizden bazı sorunların çözümü için yardım istedi, yine destek talep etti. Bilmiyorum ama bu 'dağınıklığımız' içerisinde dahi Vali beyin bizi halen daha önemsiyor olmasını önemsedim!
NOT 2: Hava kirliliği, hava kirliliği, hava kirliliği.. Bence şu an bu şehirde en öncelikle mesele bu hava kirliliği. Bereket Vali bey bu kirlilikten haberdar. Artık bu temel sorunu çözecekse o çözecek. Her gün o kirli havayı solumak zorunda kalan ben, şahsen Vali beyden başka kimseden de çözüm konusunda bir medet ummama noktasındayım! Hele Büyükşehir Belediye Başkanından hiç! Çünkü ben Ahmet Küçükler ile havanın kirliliği konusunda da bir düşünce birlikteliğimizin olduğunu sanımıyorum!
NOT 3: Yakutiye için adı 'kesin aday' diye ısrarla gösterilen Nurhan Yıldız'ı ben de tanımam, etmem. Sadece Muşlu olduğu bilgisini almış ve bu bilgiyi burada okuyucularımzla paylaşmıştım. Muşlu veya Muğlalı. Farketmiyor elbet. Burada murat, bu şehri ve gerçeklerini bilen biri olsundur! Ayrıyeten ben bu ismin partide rahatsızlık verdiği konusunda duyumlar aldığımı yazdım. Bazıları hemen yorum yapmışlar. Bir çoğumuzdan da iyi Erzurumlu olduğunu filan söylüyor, laf çakıyorlar. O laf çakanlar bize cümle kurmakta harcadığı zamanı, Nurhan Yıldız'ın temsil yeteneği ve kapasitesi ile ilgili paylaşımlarda bulunarak harcasalar daha makbule geçer diye düşünüyorum!
---
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
emre kırkağaç 2014-01-03 14:09:09

ya vedat bey kusura bakmayın ama siz siyesetten anlamıyorsunuz yazınızda demissiniz ki bugün bakann olsaydılar fazilet hanım ve muhyettin bey yemin edeceklerdi. böyle bir şey yok efendim efkan ala kabine dışı olduğu için yemin etti

Avatar
Necmi Kantarcıoğlu 2014-01-02 21:21:51

yazı mükemmel.
haddim olmayarak sadece iki dil tespiti:
'' onca ülkede sorun varken...''(ülkede onca sorun varken)
'' karnımın ağırması...'' (karnımın ağrıması.)