“Gereği Yapılmalı!” diyerek naçizane bir temennimizi dile getirdiğimiz dünkü yazımıza uzaktan-yakından yorum yapanlar oldu…
Bazıları vardı ki; bizi “fakir fukaranın gönüllerince düğün yapmalarını engellemeye çalışmakla” suçladı…
Ne demiştik?
Palandöken Belediyesi Nikâh Sarayı, Erzurum Kültür ve Gösteri Merkezi olsun!…
Şimdi…
Belli ki kamuoyunda yanlış bir algı var!
İnsanlar, bu nikâh sarayında vatandaşın düğün yapabileceğini de zannediyor… Dahası bu görkemli yapının içerisinde düğün salonlarının olduğunu düşünenler bile var…
Yanlış!
Bu binanın içerisinde düğün salonu yok, bu bir!
Bu binada düğün yapmak isteyenlere tahsis edilecek bir imkân da yok, iki!
İşin özeti şu:
Nikâh kıydıracak olan genç çiftler buraya gelecek ve resmi nikâhları tanzim edilecek o kadar…
Ötesi?
Ötesi yok…
Bir de tercihe bağlı olarak şöyle bir konsept var; genç çiftin aile yakınları, akrabaları, eş, dost ve yakınları eğer isterlerse, takılarını gelin ve damada burada takdim edebilecek…
Hal böyle olunca aileler düğün salonundan vaz mı geçmiş olacaklar yani?
Bu soruya cevaben “keyiflerine kalmış artık” diyeceğiz ama bunun da mümkün olmayacağını hepimiz biliyoruz…
Zira nikâh başka şey, düğün başka şey!
Hele nikâh merasimi esnasında takı takma geleneği ki, bizim hiç de tanışık olmadığımız bir şey…
Dolayısıyla bilip bilmeden, konuyu araştırıp soruşturmadan klavye edipliğine soyunmanın alemi yok!
Bizim bildiğimiz bir tek şey var, o da; görkemli ve bir o kadar da masraflı bu binanın sadece nikâh merasimleri için kullanılamayacak kadar mühim bir yapı olduğudur…
Öyle ya!
Bu memleket 6-7 ay kış yaşıyor; durum böyle iken o koca binanın ısınma maliyetleri neyle karşılanacak?
Nikâh cüzdanı için belediyeye ödenen üç-beş kuruş parayla mı?
Belki şöyle düşünenler olabilir:
- İyi de, belediye böyle bir hizmetin karşılığında bu fedakârlığı da yapsın yani!
İyi, güzel, hoş da…
Sizin bu dediğiniz ne anlama geliyor, biliyor musunuz?
Ayranımız yok içmeye, tahtırevanla gideriz çeşmeye!
