Hakikaten de “düşmanı bol” bir ülkeyiz!
Tıpkı bir market sloganı gibi:
“Harca Harca Bitmiyor!”
Hem içerideler, hem dışarıdalar…
Sözde müttefikler ama bize karşı her türlü şer girişimiyle de ittifak halindeler…
Aralarında Hans olanı da var, Corç olanı da var... Adları Ahmet ya da Mustafa ve fakat dedeleri Mıgırdiç olanlar da var...
Şimdi bu ahmaklar şunu unutuyor!
Bu ülke bir gecede ağaç kovuğundan çıkmadı… Ve bu millet, yerküreye gökten zembille de inmedi…
Bu millet var ya, bu millet!
Ta Selçuklu’nun, ta Osmanlı’nın köklerinden besleniyor…
Sultan Alparslan’a…
Osman Gazi’ye, Kanuni Sultan Süleyman’a, Fatih Sultan Mehmed’e ve Abdulhamid Han’a; “ecdadım” diyor, “ceddim” diyor, “dedem” diyor…
Ve hal böyle iken hainlerin ve düşmanların alayı birden kalkmış, bizlere ve bu millete meydan okuma gafletine düşüyor…
Doğrusu ne kullanıyorlar, çok merak ediyoruz!
Bu kafaya ulaşmak için ne içiyorlar ve bunlar neyin kafasını yaşıyorlar, onu da bilmiyoruz…
Ama bilmeliler ki, bu kafa kesinlikle akıllı bir kafa değil!
Zaten çok belli…
Onlarda beyin bedeni çoktan terk etmiş!
Ve olmayan beyinleriyle bizim bedenlerimize korku salmaya çalışıyorlar…
Gelin ulan!
Dilerseniz alayınız birden gelin, ne çıkar!
“Bu yurda ay yıldızın ışığı yeter…”
Dolayısıyla her şartta ve her koşulda size üstün gelir, sizi de, sizin gibileri de ve sizden daha ne kadar varsa hepinizi birden geldiğiniz yere göndeririz, olur, biter…
Ha, bu arada…
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir soru yöneltiyor Sky News muhabiri ve diyor ki:
- ABD’den Türkiye’ye heyet geliyor, endişeli misiniz?
Hadi buyurun buradan bakın!
Yok, yok…
Biz boşuna demiyoruz; “bunlar kafa yapmak için çok özel bir şeyler kullanıyor” diye…
Ama bu soruya öyle bir cevap verdi ki Erdoğan, deyim yerindeyse Sky News muhabirine kafa-göz birden dalmış kadar oldu…
- Ben ne görüşeceğim onlarla, onlar ancak kendi karşıtlarıyla görüşür. Trump gelince onunla da ben konuşurum…
İşte budur be!
Kapak dediğin böyle yapılır!
