Balkanlardan yedi milyon civarında Müslüman Türk yerlerinden yurtlarından sürüldüler. Bunların iki milyona yakını öldü veya öldürüldüler. Yollarda göç etmiş son vatan toprağına doğru yola çıktıklarında; Sırp, Bulgar, Yunan eşkıyaların yollarda yaptıkları eziyetleri, zulümleri görseydiniz acaba bunları yapanlar insan mı? Sorusunu sorar ve cevap olarak bunların insanlıktan nasibini almamış iki ayaklı canlı olduklarına hükmederdiniz. ! Peki bu olup biteni biz kendilerini medeni dünya diye lanse eden ve bu canilerin hamilerine belgelerle yılmadan, bıkmadan, usanmadan anlatabildik mi? Bu İnsanların Yaşadığı Dramları;  Hikaye, Roman veya Drama türü eserlerle Dünyaya tanıtabildik mi? Elbette cevabımız "anlatamadık" olacaktır. Elde şampanya, salonlarda gazetecilik, sosyetede ilgi ve alaka ararken elbette yapamazdık ve neticede yapmadık. Balkan bozgununun bu yıl 100.  yılıydı. Konuyla ilgili ne bir uluslar arası sempozyum ve nede o acıları yaşatanlarla ilgili ciddi bir çalışma göremedik veya göremedik. Bir kaç dizi, birkaç konferansın ötesinde ne yaptık bunu sorgulamamız lazım.
1800-1900 yılları arsında Karadeniz'in kuzeyinde hepsi bizim akrabamız olan, Tatar, Kıpçak,   Adıgey, Nogay, Çeçen, İnguş, Çerkez, kavimleri yerlerinde yurtlarından edildiler, sürüldüler,  öldürüldüler.  Kafkaslardan iki milyondan fazla  İnsanımız yurtlarından sürüldü.  Bir bölümü Karadeniz azgın dalgaları arasında boğularak Şehit oldu. Bir kısmı hastalık tan,  açlıktan öldü. Bu acıların yaşanmasını,  yaşatılmasına sebep olanlarla ilgili ne yapıldı… Bir "Şeyh Şamil" destanından başka,  Bir "Hacı Murattan" başka ne yazıldı… O ıstırap çeken  Müslümanların yardımına bir batılı geldi mi? Bu acıları anlatma konusunda ne yaptık? Ne yapıyoruz?
1877-1878 Osmanlı- Rus savaşında  Ahıska,  Kars, Ardahan, Doğubayazıt, Erzurum, Oltu yöresinden yüz binler kışın zor şarlarda; bir bölümü donarak, bir bölümü yollarda hastalanarak,   kalanları da Orta Anadolu'ya sığınan,   muhacir olanlarla ilgili hangi bilimsel çalışma yapıldı.  Konuyla ilgili; hikaye,  roman, drama tarzında kaç eser ortaya çıktı… Elbette bir milletin çektiği bu acıların kaydedilmesi araştırılması gerekir.  Şunca Üniversitemiz var bunlar konuyla ilgili kaç kitap neşrettiler… Bunun dışında ne yapıldı? Bilen yok. . . !
Irak Cephesinde,  Süveyş cephesinde,  Kerkük, Musul, Erbil'de kaç Müslüman Türk şehit edildi…  Bunların arşiv kayıtları tutuldu mu? Bu şüheda insanların yardımlarına koşa bildik mi? Gözümüzün önünde kameralar karşısında Barzani ve Talabani "Kerkük tapu kayıtlarını, nüfus kayıtlarını yakarken yok ederken seyirci olmanın ötesinde ne yaptık? Telaferde,  Tuzhurmatuda ve Kuzey Irakta binlerce Türk evlerinden son 20 yılda atıldı,  sürüldü,  öldürüldü ne yaptık?
Suriye Cephesinde, Kanal harekatında, İngilizler ve Bedeviler tarafından şehit edilen o  mübarek dedelerimizin hakkında neler yazdık? Falih Rıfkı'nın "Zeytin Dağı" romanı olmasa birde dedem Mehmet Çavuş Yemenden gazi olarak gelip olayları anlatmasa  ne bir şey bilebilirdim ve nede duyabilirdim. Bugün bunlar konusunda neler biliyoruz? Eğer bu bilgileri bilseydik şimdiki yazan çizen,  ekabirler aynı şeyleri söyleyebilirlerimiydi?
1914-1918 yılları arsında Kafkasya'da, Galiçyada, Yemende, Kutulamerede, Çanakkale'de Allahu Ekber Dağlarında kaybettiğimiz Mehmetlerin adları, sanları varmı? Ailelerine gönderdikleri kaç mektubu muhafaza edebildik? Bu şehit ve gazi dedelerimizin romanını ,  hikayelerini yazabildik mi? Bu muazzam vatan savunmasında şehit düşen,  gazi olan dedelerimizin hatıraların şu son on yıla kadar  ne yazdık, ne de ifade ettik. Çanakkale utanma pazarı düzenlendi.  Anzaklar yaparken bizde yapmalıydık. Peki Allahu Ekber şehitleri için ne yaptık? Erzurum Kalkınma Vakfı (ERVAK) gündeme taşımasaydı kimin haberi olacaktı soruyorum. . . .
1916-1918 yılları arasında Erzincan'da, Tercan, Aşkale, Ilıca, Oltu, Olur, İspir, Hınıs ve Erzurum'da bir ayda şehit edilen silahsız kadın, çocuk Türklerin hatırasını yaşatabildik mi? Bir ayda Ermeni çetelerin şehit ettiği bu masum insanların haklarını uluslar arası arenada savunabildik mi? Acılarını, roman, hikayeye konu edebildik mi? 93 harbinin kahramanı Nene Hatun ve torunlarıyla ilgili ciddi bir filim, roman ve hikayemiz varmı?
Yunanlıların "Egede", İtalyanların "Antalya" yöresinde, Fransızların "Adana Antep hattında" işledikleri cinayetleri belgelendirip batılıların utanmaz yüzlerine çarpabildik mi? Egede Yunan Mezalimini, Çukurova'da, Maraş'ta, Erzurum'da, Van'da Ermeni çetelerinin alçaklıklarını konu eden ciddi kaç kitap yazdık… Ermeniler hayali bir acı üzerine tarih inşa ederken biz ne yaptık .  1973 yılına kadar uyuduk. Şimdi ne yapıyoruz? Cevap olarak uyumaya devam ediyoruz. . . !
Azizye, Mecidiye ve Erzurum sokakları tarihin canlı tanıkları. Bir gecede şehir merkezinde 9537 Müslüman Türk katledildi. Şehit edildi. Peki biz ne yaptık? Hepimiz Ermeniyiz diye İstanbul sokaklarında bağırmadık mı? 
Tüm bunlardan sonra şunu soruyorum. Son iki yüz yıldır Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu'da,  Giritte, Kıbrıs'ta, Bosna'da meydan gelen katliamlar Türk adını silmek Türkleri geldikleri Asya Bozkırlarına sürmek hesapları değilmi? Bütün bu coğrafyada olan olaylar Türk adını silmek, yok etmek için tezgahlanmadı mı?
Sonuç olarak bu acılara katlanan Milletin Adı Türk milletidir. Türk Milleti; bir etnisiteyi ifade etmez. Türklük bir milletin, bir medeniyetin adıdır. Şunu herkes iyi bilmeliki Türk milleti bir etnisiteler yığını hiç değildir. Tarih bunun şahididir. Sizler söyleyemeyebilirsiniz ama Tarih bunu her defasında haykırmaya devam eder.  
Neticede yapılacak en doğru çaba; acılara dayalı bir toplumsal hafıza oluşturmaktır. Bu çaba başkalarına düşmanlık esasına göre değil, Türk Milletinin yaşama azim ve çabasını yarınlara taşıma isteğinin neticesi olmalıdır. "Gelenekten geleceğe yeni bir dünya inşa etmek için, ortak  acıların üzerine yeni bir hafıza  inşa etmeliyiz".  1877-1878 Osmanlı Harbinde Yüzbinler Ahıska'dan, Revandan(Erivan) Kars yaylalarından ,Erzurum Ovalarından Muhacir olarak Orta Anadolu'ya Gittiler. Bu Yüzbinlerle ilgili yazılmış ne bir anı , ne roman ve nede bir hikâye yazamadık, yazamadık unutulup gittiler.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.