Ardı ardına günler yaşıyoruz. İlk hatırladıklarım günler tıp ve işçi bayramı. Sonra ardı ardına geldi; günler. Baktılar ki bir de rant var, daha da arkasını bırakmadılar.

Özel meslek günleri kutlamak aslında kötü değil! Özel gün ilan edilip kutlanan meslek veya özel insanların günlerinin sorumluluklarını yeniden hatırlatması açısından mühimdir.

Tıp bayramını kutluyoruz, doktorlar günü kutlarken, hekimlerimiz hedef alınmış, onları tebrik ediyoruz. Aslında tıp bayramını daha geniş bir anlamda düşündüğümüz zaman çok eksik kutlama programlarını gerçekleştirdiğimizi görürüz. Tıbba, doktora, hastaya, çalışan personele nasıl konfor sağlar, tıp mesleğini nasıl geliştirir, insanları daha eğitimli hale nasıl getiririn cevabı aranmaz, sıkıntılar mutlaka diz boyudur, dile getirilmez. Çözüme ulaşmayan bir şekilde dar kanalda yüzgeç atılır!

Öğretmenler günü kutlarız! Öğretmenlik mesleğini tanımı üzerinden, öğretmen ve öğrencinin kalitesini geliştirecek bir eylem olmaz. Ne olur; duygusal birkaç konuşma, birkaç şiir ve küçük çapta bir hediyeleşme programı ve kapanış. Ertesi gün herkes kendi işinde!

Anneler günü kutlarız! Annemiz evimize gelmez, gelemez, almayız veya almazlar! Veya annemize sıra gelmez; ilgilenmek için. Zaten huzurevlerine atılan analara söz bulamıyorum. Bir gün içinde kısa hediyeleşmeler, kısa ziyaretler; sosyal medyada bir iki duygusal şiirimsi gözyaşlı resim; anneler günü. Olduysa mübarek olsun (!) Çoğusu için hayatta yaşarken menfaat varsa ebeveyn vardır, yoksa özel günlerde edebiyat için, öldükten sonra da ağıt ve mağduriyet edebiyatı içindir; çoğu insana ana-baba!

İşçiler günü kutlarız! Bir yılda 1960 işçimiz iş kazasında öldü! Ölen 301 madencimiz niçin öldü daha sebebini bilmiyoruz!

Engelliler günü kutlarız; engelli gibi düşünmeden, düşünemeden, nasıl yaşar düşünmeden nutuklarla duygusala bağlarız! Kapitalizm Camilerimize bile girmiş; engelli vatandaşımız ne merdivenli Camiye çıkabilir, ne merdivenle tuvaletlere inebilir. Yaşlılar da öyle!

Bunu anlayabiliyor muyuz? Engelli, yaşlı, hasta ve merdiven; gerçekten anlayabiliyor muyuz? Ey eseriyle övünen mimarlar, resimleriyle caddelere süs veren(!) belediye başkanları, cami yapan gönüllüler(!) sahi anlayabiliyor musunuz? Merdivenleri 50 yaşında hava atmak için koşarak çıkan dekan, öğretim görevlisi, öğretmen her ney isen, sahi sakat insanların o merdivenleri çıkmak için nasıl gayret ettiklerini, ezilip büzülerek başkalarının yardımına ihtiyaç duyduklarını hiç düşündün mü? Sahi düşünen var mı?

İsyan ediyorum; beni duyan var mı; engelliler için bir şey yapan var mı? Camilere merdiven yapanlar; tuvaletleri düztaban yapmayanlar bu yazıdan rahatsız olmayacaklardır, çünkü okumayacaklardır, okumazlar. Çünkü İslam’ın ilk emri “okumak”.

Neyse; getirin bir gün kutlayalım! Şöyle pastalı, kolalı olsun, şiirler duygulu, hediyeleri pahalı olsun!

Kutlayalım da ne konforumuz, ne bakış açımız, ne yaşantımız ne düşüncemiz değişmedikten sonra kutlasak ne olur, kutlamasak ne olur

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.