HASTANELER SAĞLIK BAKANLIĞI’NA DEVREDİLMELİ

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Sağlık Bakanlığı, eğitim hizmetlerini üniversiteye, üniversiteler de hastane işletmeleriyle ilgili konuyu Bakanlığa devretmelidir. Şimdi bu cümle önemli tartışma başlatacak. Zaten başlatsın diye söylüyorum" dedi.

25 Haziran 2011 Cumartesi 18:09
HASTANELER SAĞLIK BAKANLIĞI’NA DEVREDİLMELİ
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Sağlık Bakanlığı, eğitim hizmetlerini üniversiteye, üniversiteler de hastane işletmeleriyle ilgili konuyu Bakanlığa devretmelidir. Şimdi bu cümle önemli tartışma başlatacak. Zaten başlatsın diye söylüyorum" dedi.
Atatürk Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği tarafından organize edilen 'Üniversite Hastaneleri Birliği 9. Toplantısı sona erdi. Toplantının kapanışında bir konuşma yapan Bakan Akdağ, üniversite hastaneleriyle ilgili son 2 yılda çok büyük bir aşama kaydedildiğini, bunda YÖK ile var olan uyumun etkili olduğunu belirtti. "Şimdi bu cümle önemli tartışma başlatacak. Başlatsın diye söylüyorum" diyen Bakan Akdağ, "Sağlık Bakanlığı'nın 67 eğitim hastanesi var. Bunarın 61'i aktif olarak eğitim hizmetleri veren eğitim ve araştırma hastanesi. Şu an aktif olarak hasta hizmeti veren 60 civarında üniversite hastanesi var. Sağlık Bakanlığı eğitim hizmetlerini üniversiteye, üniversiteler hastane işletmeleriyle ilgili konuyu Sağlık Bakanlığı'na devretmelidir. Bunu konuştuğumuz zaman büyük bir tartışma çıkıyor. Sağlık Bakanlığı hastanelere göz dikti diye. Sağlık Bakanı'nın zaten yeterince derdi var. Niye böyle bir şeye uğraşsın. Ama hizmete bütünlüğü anlamında böyle biri uygulama verimli olur. Bunun dünyada örnekleri çok. ABD'de Avrupa'da doğrudan hastane işletmecisi olan üniversitelerin sayısı çok az. Yani bu sistem mümkün" diye konuştu.
Herhangi bir üniversite hastanesinde aksayan hizmette vatandaşın bunu hükümete ve Sağlık Bakanlığı'na bağladığını kaydeden Bakan Akdağ, "Hiç kimse, 'üniversite hastanesinde hizmet aksıyor, hükümet ne yapsın' demez. Bizim üniversite hastanelerini pasifize etme gibi bir niyetimiz yok. Herhangi bir üniversite hastanesinde küçük bir aksama olursa bu bizim hükümetimize yazar. Biz bunu biliyoruz. Hatta bırakın üniversite hastanesini, katkı payını bile vatandaş Bakanlığa bağlıyor. Yaptırdığımız ankete katılanların yüzde 13 SGK'ya, yüzde 13 Maliye'ye, yüzde 73'ük bölümü Sağlık Bakanlığı'nın katkı payını aldığını söylüyor. Bizim niyetimiz çok belirgin. Bu ülkenin sağlık geleceği olacaksa, Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerden daha önemlisi üniversite hastanelerinde olacaktır. Çünkü öğrenci, akademisyen, hoca burada yetişiyor" diye konuştu.
 
"HEKİMLERE YÖNELİK ŞİDDETE RAZI OLMAYIZ"
Hekimlere yönelik şiddete hiçbir zaman müsamaha göstermeyeceklerini ifade eden Bakan Akdağ, "Hekimlere yönelik şiddet konusuyla ilgili söylenen hususlar gözleme, bu hususta bizim hassasiyetlerimizin artışına dayalı bilgilerdir. Veriye dayalı bilgiler değildir. Bir takım meslek örgütleri kasıtlı olduğunu bildiğimiz araştırmalar yapıyorlar. Bilimsel temeli olan bilgiler vermiyorlar. Önce sorunu teşhis etmeli, sonra da çözmeliyiz. Bir tek hekimin bile kılına dokunulursa bundan asla razı olmayız. Bundan son derece rahatsız oluyorum. Sağlık Bakanlığı olarak bir takım teşebbüslerin içindeyiz. Bazı tedbirlerde aldık. Hastanelere hepsine güvenlik sistemleri koyduk. Güvenlikçi istihdamı yaptık. Çeşitli tedbirler aldık. Şiddetin asla ve asla bir mazereti olamaz, müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz. Hukuk sistemiyle ilgili bir değişiklik gerekiyorsa buna da hazırız. Bu durumu ceza hukukçularıyla da konuştuk. Bu arkadaşların davalarını takip edelim dedik. Ama şu anki ceza hukukuna göre bu mümkün değil. Bunun içinde neler yapılabilir diye çalışıyoruz. Zaman zaman şöyle suçlamalar alıyoruz. Siz hasta hakları birimleri kurdunuz. Ondan dolayı şiddet arttı. Aksine o birimler hastanın her konuda doktora gitmesini gerektiren ortamı ortadan kaldırır. Yani acile gelen bir vatandaş, 'buyurun efendim biz her hastayı kabul ediyoruz' dendiğinde mi şiddete başvurur yoksa 'git parayı bul getir bakalım' diyene mi tepki gösterir" diye konuştu.
Performans sisteminin sistematik biçimde hiçbir olumsuzluğa yol açtığını kabul etmediğini söyleyen Bakan Akdağ, "Bu ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden biri 'Apandisit performans' diye bir manşet attı. Meslek örgütleri ve sendikalar bununla ilgili ne yaptı? Hiçbir şey yapmadılar. Çünkü gazeteler bu bilgileri onlardan aldı. Ne tekzip ettiler, ne de karşı çıktılar. Eğer apandisit ameliyatları yoğun olarak yapılıyorsa kaldırıp bunu atmak lazım. Genel Cerrahi Derneği de sesini çıkarmadı. Çünkü işin içinde ideoloji, hükümetin uygulamalarını temelden kabul etmeme var. Buna en büyük gürültüyü Genel Cerrahi Derneği'nin çıkarması lazımdı. Çünkü suçlananların onlar. Bir grup genel cerrahi uzmanı, müracaat ederek incelediler. Sonuçlarda çıktı ortaya. Şöyle bir sonuç çıktı. Dünya literatürü apandisit diye ameliyata alınanların apendiksinin sağlam çıkma oranını yüzde 10 - 20 oranında gösteriyormuş. Biz de 3 bin 450 vaka incelendi. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde normal apandisit oranı yüzde 13 çıktı. Şimdi bu başlığı hekimlerin, Genel Cerrahi Dernekleri'nin o gazeteye yedirmesi gerekmez mi? Ama nerde? Meslek örgütleri Sağlık Bakanlığı ya da hükümetle olan problemlerini halk üzerinden yürütmemelidir. Bu hastalarla beyaz önlüklüler sağlıkçılar arasındaki sorunlar bitmez" diye konuştu.

Editör

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.