PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)’ IN SAHABEYLE İSTİŞARELERİ

Mahire TUNÇ yazıyor...

14 Temmuz 2013 Pazar 12:00
PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)’ IN SAHABEYLE İSTİŞARELERİ
         Bu yazının amacı, Müslümanların peygamber efendimizin (s.a.v)  hiçbir zaman istişare içinde görmediklerini savunmaları içindir. Ne yandan bakarsak bakalım peygamber ve sahabe hayatı ibretle, hayretle dolu birer tefekkür hazinesidir. Peygamber efendimize kalpleri ve gönülleri yumuşatan kesin yargıları reddeden hayatına baktığımızda kafamızda kalıplaşmış yanlışları aslında düzeltebildiğimizi görmekteyiz.
         A)KUR’AN-I KERİM’ DE İSTİŞARE
Resul-i Ekrem (s.a.v) istişareye büyük ehemmiyet verirdi. İş hususunda onlarla müşavere et.”  ayeti de bunu emretmektedir. Bir başka ayet-i kerimede de “Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.”ayeti  istişarenin önemini ve ilim sahiplerinin takınmaları gereken halden söz etmiştir. Kur’ an-ı  Kerim’ in 42. Suresi de ismi Şura suresi olan ve adından da belli olduğu gibi istişarenin ne kadar önemli olduğunu belirtmektedir. Şura suresinin bir ayeti kerimesin de “... Onların (mü’minler) işleri aralarında danışma iledir...'' ayetiyle yine istişarenin değeri görülmektedir.
İstişare konusunda Kur’an-ı Kerim de indekse baktığımızda “danışma” kısmında Şura suresinin tamamı dikkate alınmıştır. 
Gerek Kur’an ayetleri gerekse Hz. Peygamber'in uygulamalarında, İnsanların her türlü işlerinde mutlaka başkalarının görüş ve tecrübelerinden yararlanması sonucu çıkmaktadır. Bu hem Allah’ın bir emri, tavsiyesi hem Hz. Peygamber’in bir sünneti hem de müslümanların menfaati gereğidir. Bunun bilincinde olan müslüman olmayan toplulukları bile danışmanlık müessesesinde istifade yoluna gitmişler ve danışmanlık şirketleri kurma teşebbüslerine girişmişlerdir. Günümüzde bu şirketlerin ticarî, askerî ve siyasî alanda sayı ve etkinlikleri giderek artmaktadır. 
         B)HADİSLERDE İSTİŞARE
Peygamber efendimiz (sav) istişareyle ilgili bir çok söz söylemiştir.
İstişare eden pişman olmaz.”
   “Biliniz ki, Allah da Resulü de müşavereden müstağnidir. Ancak Allahü Teala bunu benim ümmetime bir rahmet kıldı. Onlardan her kim istişare ederse hayırdan mahrum olmaz, her kim de terk ederse hatadan kurtulmaz.”
 İstişare eden bir topluluk işlerinin en doğrusuna muvaffak olur.”
 “İstihare eden ziyan etmez. istişare eden pişman olmaz.”  Hadislerinde de gördüğümüz gibi istişarenin önemi vurgulanmaktadır.
         a)Peygamber Efendimiz (sav)’ in Bazı İstişare Ettiği Durumlar
Resul-kl Ekrem bir gün ashabı kiramı bir gün toplayarak kendileriyle nasıl bir davet şekli tespit etmeleri gerektiği hususunda istişare etti sahabelerin bazıları Hıristiyanlar gibi çan Yahudiler gibi boru öttürülmesi bir kısmı da Mecusilerinki gibi namaz vakitlerin de ateş yakılıp yüksek bir yere götürülmesini teklif etti. Peygamber efendimiz bu tekliflerin hiç birini beğenmedi o sırada Hz. Ömer söz aldı ve “Ya Resulallah! Halkı namaza çağırmak için neden bir adam göndermiyorsunuz?” dedi. Resul-i Ekrem o anda Hz. Ömer’in teklifini uygun gördü ve Hz. Bilal’ e, “Kalk Ya Bilal, namaz için seslen! “diye emretti. Bunun üzerine Hz. Bilal bir müddet Medine sokaklarında, “Essela! Essela! [buyurun namaza! Buyurun namaza]”diye seslenerek Müslümanları namaza çağırmaya başladı.
         b)Hacerü’l-Esved Taşının Yerleştirme Vukuası
Kâbe örtüsünün yandığı sıra da inşaat malzeme yüklü bir gemi Cidde yakınlarında kara ya oturdu. Geminin yükü, yumuşak ak taş, direk ve demir idi. Bunlar, Kureyş’in bulamadıkları şeylerdi!
Heyet, gemidekileri satın alarak tamirine karar verdiler. Kabe’nin her kabileler arasında dörde taksim edildi.
Her kabile, kendisine düşen taraf için taş taşıyor ve duvar örülüyordu. Bina, Hacerü’l-Esved’in konulduğu yere kadar yükselmişti. Ancak bu mübarek taşı loyma şerefini kendi kabilesinin layık görüyordu. Öyle ki birbirleriyle vuruşacaklarına bile ettiler. Ortalığı kargaşa kaplamıştı. Dört beş gün, Kabe’nin duvarlarının tamir işlemi durdular! Kabileleri uzlaşmaya davet edildi Huzeyfe b. Muğire şu teklifi sundu:
“Ey Kureyşliler! Anlaşamadığınız şu işte, kapıdan ilk girecek zatı aranızda hakem yapın; o kimse bu işi bir neticeye bağlasın!”
Merak dolu bakışlarla kapıdan zat belirdi! Evet, gelen Muhammedü’l Emin’di. Herkesin itimadını kazanmış olan dürüst insandı.
Kureyş, durumu kendilerine anlattı.
Efendimizin isabetli kararı vermekte gecikmedi ve şu emri verdi:
“hemen bana bir örtü getiriniz!”
Anında getirdiler. Bir rivayete göre bu Velid b. Muğıre’nin elbisesiydi. Kainatın Efendisi, getiren örtüyü yere serdi.
Bu örtüyü ne yapacaklardı. Meraklar sürerken peygamberimiz, Hacerü’l-Esved’i bu örtünün ortasına koydu; sonra da, “Her kabileden bir kişi bunun birer köşesinden tutsun” diye emretti.
Öyle yaptılar. Hacerü’l-Esved’i örtüyle, konulacak yere kadar kaldırdılar yerleştirmiş oldu. Böylece, Allah Resulü, İlahi mevhibenin bir eseri olan isabetli kararıyla, kabileler arasında büyük bir kanlı çatışma’yı önlemiş oldular. Gömüş oluyoruz ki Resul-i Ekrem (sav)’ e vahiy gelmeden önce bile istişare adamıydı ve karar mercilerinden biriydi.
         c)Bedir’ de İstişare
         Resul-i Ekrem, ashabını topladı kervanın takip edilmesinin mi yoksa müşrik ordusuna karşı çıkmanın mı daha uygun olacağı hususunda onlarla istişarede bulundu bir kısmı kervanın takip edilmesinin uygun olacağını ifade etti Resul-i Ekrem bundan hoşlanmadı o sırada Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer söz alıp, müşriklerin üzerine yürümenin onlarla harbe gitmenin daha muvafık olacağı hususun da konuşunca, Peygamberimiz bundan memnun oldu daha sonra ensarlardan “Ya Resulallah! Rabbin sana neyi emrettiyse onu yap! Vallahi biz İsrail oğullarının Hz. Musa’ ya dediği gibi’ Git, Rabbine karşı düşmanlara karşı çık! Biz buradan kımıldayamayız’ tarzında bir söz söyleyecek değiliz. Biz sana tabiyiz”dediler.
         d) Uhud’da Ashap’la İstişare
         Efendimiz, ensar ve muhacirlerin ileri gelenlerini bir araya topladı ve kendileriyle bir Cuma gecesi gördüğü rüyayla ashapla harp hususunda istişarede bulundu. Peygamberimizin kanaati, gördüğü rüyanın da ilhamıyla, Medine’yi bizzat içeriden müdafaa etmekti buna rağmen Müslümanlarında görüşlerine başvurup onların da kanaatlerini öğrenmek istiyordu. Burada da gördüğümüz gibi peygamber efendimiz (sav) gördüğü rüyadan emindi ama yine istişare yaptı.
         e)Hudeybiye Anlaşmasında İstişare
         Efendimiz ashabına konuşmasında Mekkelileri Ahabiş kabilesine ziyafetler çekip onları yanlarına alarak savaşmaya hazırlandıklarını bildirdi bu durumda fikirlerini öğrenmek istediğini beyan etti. İstişarede bütün ashap fikirlerini söyledi bazıları doğruca Kâbe’ ye yürüyelim. Karşımıza çıkan olursa onlarla çarpışırız diyor, bazılarda Kâbe’ye değil bizi takip için çıkmış olan süvarilere doğru yürüyelim önce onun cesaretlerini yok edelim… şeklinde fikir beyan ediyorlardı. Görüşün ağırlığını” Kâbe’yi tavaf için yolumuza devam edeceğiz karşımıza gelen olursa savaşırız” fikri teşkil edildiğinden efendimiz buna iştirak etti böylece Mekke’ ye doğru yola devam ettiler.
         f)Halife İstişaresi
Bir gün Hz. Ebubekir çarşıda gömleğini satıp karşılığında yiyecek alırken gödüler hemen Hz. Ali kalkıp”Seni halife kabul edip etmemek bizim elimizde değil Resululah seni bize imam yapmıştır kim seni geride geride bırakabilir dedi sana bey tül-maldan maaş bağlıyalım sen Müslümanların işiyle uğraş bunun üzerine Hz. Ebubekir ben zayıf bir adamım günlük iki dirhemlik işe gücüm yetmez yoksa bana iki dirhem haram olur buyurdular bunun üzerine günlük bir dirhem tayin ettiler.
Müslümanlardan biri Hz. Ömer’in huzuruna ağlayarak geldi:
-Ey müminlerin emiri, bu gece teheccüde kaldığım vakit micvakımı düşürdüm. Karanlıkta nereye düşürdüğümü göremedim misvaksız namaz kıldım bir hata varsa bu benim hatamdır dedi.                                                                                                                                  
Hz Ömer (R.A) tövbe istiğfara devam et buyurdu.
         Kâinatın sevgilisinin yoluna düşen ve cahiliye kimliklerinden sıyrılarak dost olmaya aday sahabe ve halifelerin sözleri kale alınmış düşünceleri önemsenmiştir. Peygamber efendimiz (s.a.v) hiçbir zaman hiçbir düşünceyi kestirip atmamıştır, sorgulamaya, söylemeye, uygulamaya ve düşünmeye değer vermiştir. Ne yazık ki günümüz insanı peygamberimizin istişare ye verdiği önemi bilmemekte ve peygamber efendimizin direk kendi sözlerini uyguladığı zannedildiği görülmektedir.
KAYNAKÇALAR
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kuran-ı Kerim Meali, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2012
SURUÇ SALİH, Peygamberimizin Hayatı, Nesil Yayınları, İstanbul, 2012
ŞAHİN AHMED, NASIL SAHABE OLDULAR, Cihan Yayınları,  İSTANBUL, 2005
SİVASİ ŞEMSEDDİN, DÖRT HALİFENİN MENKIBELERİ, Sufi Yayıları, İSTANBUL,2005
Dr. APAK Âdem, İSLAM’DA İSTİŞARE (DANIŞMA) makalesi 
PAMUK Arif, 40 HADİS-İ ŞERİF, PAMUK YAYINLARI, İSTANBUL, 2012

Editör

Son Güncelleme: 14.07.2013 12:01
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.